Zorunlu geçit hakkı eşyaya bağlı bir irtifak hakkı biçiminde tesis edileceğinden ve tapu kaydının özel sütununda taşınmaza bağlı irtifakları olarak kaydı gerekeceğinden geçit hakkı tesisi için kural olarak hem geçit isteyen taşınmazın, hem de aleyhine geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı olması gerekir. Tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmazdan geçit hakkı tesisi olanaklı bulunmadığından davanın reddi yerine, yasa kurallarına aykırı geçit tesisi kararı doğru görülmemiştir. Karar açıklanan nedenlerle davalı Hazine yararına bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.05.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5- 3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Dahili davalı T30 vekili istinaf dilekçesinde özetle;Dava dilekçesi incelendiğinde davacının eski 1987 parsel yeni 1704 ada 164 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkını talep ettiği görüleceğini, gerçekte de işbu taşınmazın bulunduğu konum ve güzergahı, geçit tesisi için en iyi alternatif olduğunu, Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmesi gerektiğini, davacının talebi de hukukla orantılı ve uygun olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği (davacının da talebi gereği) eski 1987 parsel yeni 1704 ada 164 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı verilmesi gerektiğini, ancak mahkemece işbu parselden (Rapordaki 1....
Türk Medeni Kanununun 747/2.maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden, dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir....
Dava; geçit hakkı istemine ilişkindir. Geçit hakkı tesisi davaları ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir. Türk Medeni Kanunu'nun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....
Mahkemece;"Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, müdahalenin men-i terditli olarak geçit hakkı tesisi istemine ilişkindir....
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Somut olayda; davacıya ait taşınmazın nispi geçit ihtiyacı içerisinde olduğu, geçit alternatiflerinin değerlendirilerek en uygun alternatif üzerinden geçit hakkı tesis edildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, davacıya ait taşınmaz lehine davalılara ait taşınmazlar aleyhine geçit tesisine karar verilmesi gerekirken davacı lehine geçit tesisine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Geçit Hakkı istemine ilişkindir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "Mutlak geçit ihtiyacı" veya "Geçit yoksunluğu", ikincisine de "Nispi geçit ihtiyacı" ya da "Geçit yetersizliği" denilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır....
Bilirkişilerce tanzim edilen raporların usul ve yasaya uygun, ayrıca denetime ve hükme esas almaya elverişli oldukları; güzergah uzunluğu, eğim durumu, yola cephesi, yüzölçümleri, geçit kurulacak yolun toplam değeri dikkate alındığında taşınmazın sınırından geçen ve yola kesintisiz bağlantı sağlayan geçit hakkı kurulabilecek "YOL2" güzergahından geçit hakkı sağlanmasının komşuluk hukuku ilkelerine en uygun olduğu, en az masraf ve en az zararla geçit hakkı kurulabilecek seçenek olduğu hukuki ve vicdani kanaatine varılarak "YOL2" güzergahı üzerinde davacı lehine geçit irtifakı tesisi ile geçit bedelinin davalıya ödenmesine, diğer güzergahların bulunduğu taşınmazların maliklerine karşı açılan davanın reddine ve diğer hususlara dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....