Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.11.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgisi düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.04.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava konusu 246 ada 18, 19 ve 24 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında “... oğlu ...” şeklinde yazılı olan kimlik bilgilerinin “... oğlu ...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı ... Sicil Müdürlüğü temyiz etmiştir. Dava Medeni Kanunun 1027. maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir....

    ın 4093 ada 5 parselde bulunan 3 numaralı bağımsız bölümün maliki olduğunu, Tapu Müdürlüğü'ndeki kayıtlarında hatalı olarak murislerinin anne adının Nihal doğum tarihinin ise 1944 şeklin yazıldığını, kayıtların nüfus kayıtlarına uygun olarak anne adının "...", doğum tarihinin ise "01/01/1936" şeklinde düzeltilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur Mahkemece, ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; 22.07.2013 tarihli ve 2013/5150 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Tapu Sicili Tüzüğü'nün “Mülkiyet Hakkının Tescili” başlıklı 27. (18.05.1994 tarihli ve 94/5623 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Tapu Sicili Tüzüğü'nün 25.) maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı, soyadı, baba adı, edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası olarak belirlenmiştir. Görüldüğü gibi bunların arasında T.C kimlik numarası, medeni hali, cilt ve sıra numarası ile doğum tarihi yer almamıştır....

      nın 03.01.1995 olarak düzeltilen doğum tarihine göre 01.01.1984 doğumlu annesi .... ile arasında 11 yaş bulunmaktadır. Bu yaşta bir kişinin doğum yapması yaşamın olağan akışı ile bağdaşmadığı gibi aradaki yaş farkı da Medeni Kanunun öngördüğü sınırın altındadır. Bu sebeple Büşra'nın doğum tarihinin 03.01.1995 olarak düzeltilmesi nüfus kayıtlarında çelişki meydana getirmektedir. Hakim nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken, kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemeye ve hayatın doğal akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermesi gerekirken, bu hususa dikkat edilmeksizin doğum tarihinin düzeltilmesi, Doğru görülmemiştir....

        Somut olayda; davacı 196 parsel sayılı taşınmazda muris babasının “Kör Mamo oğlu ...” olarak geçen kaydının “Mamo oğlu Mehmet Yaylacık” olarak düzeltilmesini ve “1314” olan doğum tarihinin de “1905” olduğunun tespitini istemiştir. Mahkeme her iki istemi de kabul ederek düzeltme kararı vermiştir. Oysa 6100 sayılı HMK’nun 26. maddesinde yer alan “Hakim, tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez” hükmü gereğince mahkemeden doğum tarihinin tespiti istenmesine rağmen düzeltme kararı verilmesi ile talep aşıldığından hükmün bozulması gerekmiştir. Mahkemece, açıklanan bu husus gözetilmeden kadastro tespitleri sırasında yapılan yanlışlıklardan olan doğum tarihinin tespiti isteminde bulunulduğu halde düzeltilmesine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 14.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          İdaresi Genel Müdürlüğüne bildirileceği, yabancıların kayıt bilgilerinin doğum, ölüm, evlilik, boşanma, gönüllü geri dönüş gibi hallerde güncelleneceği, adres kayıt sistemine kaydedilecekleri düzenlemeleri getirilmiş, 22'nci maddesinde ise; kayıt işlemleri tamamlananlara, valilikler tarafından geçici koruma kimlik belgesi düzenleneceği, geçici koruma kimlik belgesi verilenlere, 25/04/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında yabancı kimlik numarası verileceği belirtilmiştir. 6458 sayılı Kanun'un 121. maddesine dayanılarak çıkartılan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 17 Mart 2016 tarih ve 29656 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir....

            Mahkemece,...Tüzüğünün 25. maddesinde belirtilen ve kütükte bulunması zorunlu olan kimlik bilgilerinden tapu malikinin adı ve soyadı, baba adının davacının kimlik bilgileri ile aynı olduğu, bu nedenle davacının tespit kararı talebinde hukuki yararının bulunmadığı ve tapu kütüğünde bulunması zorunlu olan kimlik bilgileri arasında kayıt malikinin doğum tarihinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. ... Tüzüğünün 25. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler arasında doğum tarihi yer almamaktadır. Ne var ki tapu kaydına dayanak kadastro tutanağında kayıt malikinin doğum tarihinin 1929 olarak yer alması nedeniyle tasarruf işlemi yapılamadığı anlaşılmaktadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Yaş Düzeltim İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, davacının 01.02.1947 olan doğum tarihinin 01.12.1947 olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36.maddesi kapsamında nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının 16.11.1963 tarihli doğum belgesine göre 01.02.1947 doğumlu olarak nüfusa tescil edildiği, doğum tutanağının ise Halep Medeni Sicil ......

                Mahkemece davanın kabulü ile davacının nüfus kayıtlarında 08.09.1997 olan doğum tarihinin 08.09.1994 olarak düzeltilmesi ile nüfusa kayıt ve tesciline karar verilmiş, kararın taraflarca istinaf edilmemesi üzerine 15.11.2019 tarihinde karar kesinleştirilmiş, Milas Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemi üzerine Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'nün 18.03.2021 tarihli yazısı ile, karar ile ilgili kanun yararına bozma talebinde bulunulmuş, dosya Dairemize gönderilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 30 uncu maddesinde: "Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durum her türlü kanıtla ispat edilebilir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda; duruşmada dinlenen davacı tanıkları, davacının Milas Devlet Hastane'sinde dünyaya geldiğini beyan etmelerine rağmen mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verilmiştir....

                  a ait Göç İdaresi Geçici Koruma Kimlik Belgesinin denetime olanak vermeyecek şekilde onaysız fotokopi olduğunun anlaşılması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21/04/2015 tarih, 2014/10-623 esas ve 2015/117 sayılı kararında da yabancı uyruklu olup, yakalandığında üzerinde herhangi bir kimlik belgesi çıkmayan sanıkların nüfus ve adli sicil kayıtları ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadan sadece beyan edilen kimlik bilgilerine dayanılarak hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğunun belirtildiği; 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 91. maddesinde geçici korumanın "Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir." şeklinde hüküm altına alındığı, bu kişilerin Türkiye'ye kabulü, Türkiye'de kalışı, hak ve yükümlülüklerinin Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceğinin belirtildiği; 6458...

                    Türk Medeni Kanununun 336. maddesinde "Evlilik birliği devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar" hükmü mevcuttur. Emredici nitelikteki bu yasa kuralı, evlilik birliği içinde velayetin kullanılması kapsamında, çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden de geçerlidir. Mahkemece doğum tarihinin düzeltilmesi davası yönünden dava ehliyetine sahip olmayan küçüğün yasal temsilcileri olan anne ve babası tarafından temsil edilmesi gerektiği hususu dikkate alınmaksızın, küçüğün anne ve babası davaya dahil edilmeden, açılan davanın esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 2-Yargıtay'ın yerleşik uygulmasına göre; doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalarda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenilenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılması zorunludur....

                      UYAP Entegrasyonu