Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tapu kaydının düzeltilmesi istemi hakkında Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacının murisine ait taşınmazın malik hanesinde doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi, davanın malvarlığına ilişkin dava olduğu ve bu tür davaların asliye hukuk mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, tapu kaydında tashih davalarının çekişmesiz yargı işi olduğu ve sulh hukuk mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

    Bu sebeple davacının talebi nüfus kütüklerindeki kayıtların düzeltilmesine yönelik olmayıp, geçici koruma kimlik belgesindeki bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin olduğu, bu yönüyle talebin Nüfus Kanunu kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı Suriye vatandaşı olup, ülkede yaşanan savaş nedeniyle Türkiye'ye sığınmış ve İçişleri Bakanlığı Hatay Valiliği'nce şahsa geçici koruma kimlik belgesi verilmiştir. Davacı, idare tarafından düzenlenen bu geçici kimlik belgesinde isim ve soyisminin yanlış yazıldığını belirterek bu yanlışlığın düzeltilmesi için eldeki davayı açmıştır. Davacı Türk vatandaşı değildir, yine Türkiye'de nüfus sisteminde herhangi bir yanlışlığın düzeltilmesi talebinde bulunamaz. Ancak geçici koruma kimlik belgesini veren Hatay Valiliği'ne başvurarak geçici kimlik belgesindeki yanlışlıkların düzeltilmesini talep edebilecektir. Bu talebin kabul edilmemesi halinde idari yargıya başvurması mümkündür....

    Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 30.03.2011 tarih li ve 2009/178 esas, 2011/347 karar sayılı veraset ilamındaki ... ve...'dan olma 01.07.1869 doğumlu ...'in mirasçıları olduğunun tespitine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin 10.6.1931 tarihli tapu kaydına dayanılarak .... mirasçıları adına yapıldığı görülmektedir. Öte yandan davacının mirasbırakanı ...'e ait ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 30.03.2011 tarihli ve 2009/178 esas, 2011/347 karar sayılı mirasçılık belgesinde mirasbırakanın doğum tarihi 1869 ise de, nüfus kayıt örneğinde 1858 olduğu, ayrıca anılan mirasçılık belgesindeki kimlik numarası ile nüfus kayıt örneğindeki kimlik numarasının farklı olduğu, bu farklılıkların mirasçılık belgesine mirasbırakanın eşi olan Vesile'nin doğum tarihinin ve kimlik numarasının yazılmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır....

      Doğum tarihinin düzeltillmesi davaları kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, yargıç, mevcut kayıtlardaki bilgiler ve istemle bağlı kalmayarak, kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre, kayıtlarla çelişki yaratmayacak şekilde karar verilmek zorundadır. ./.. 2008/3603-5296 -2- Dosyada toplanan bilgi ve belgelere ve davalı ...'nın 9.2.1989 olarak düzeltilen doğum tarihine göre, 1.9.1975 doğum tarihli öz annesi ... ile arasındaki yaş farkının Medeni Kanununun öngördüğü yaşın altında olduğunun anlaşılması karşısında, mahkemece; anne ... gerçek doğum tarihinin tespiti ile düzeltilmesi için davaya tüm kanıtlar toplandıktan sonra oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davalı ...'nın doğum tarihinin 9.2.1989 olarak düzeltilmesi doğru görülmemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının 01.11.1981 olan doğum tarihinin 10.11.1978 olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece, doğum tarihinin 01.11.1978 olarak düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 01.11.1981 olan doğum tarihinin 10.11.1978 olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece doğum tarihinin 01.11.1978 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre; bu tür davalarda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılması zorunludur....

          Anılan yasal düzenlemelere göre, nüfus sicillerinin tutulması, maddi hataların dayanak belgesine uygun düzeltilmesi idarenin görevlerindendir. 04/04/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile yabancıların Türkiye’ye girişleri, Türkiye’de kalışları ve Türkiye’den çıkışları ile Türkiye’den koruma talep eden yabancılara sağlanacak korumanın kapsamına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlenmiştir. Bu kanun kapsamında yabancılarla ilgili işlemlerin yapılması idarenin yetki ve görevin dahilindedir. "… dava, 6458 sayılı kanun kapsamında Türkiye' de bulunan davacılara verilen geçici koruma kimlik belgesinde hatalı yazıldığı ileri sürülen doğum tarihlerinin düzeltilmesi istemiyle açılmıştır. Davacıların Türk Vatandaşı olmayıp, 6458 sayılı kanun gereğince geçici koruma kapsamında ülkemize giriş yapmış ve idare tarafından kendilerine Geçici Koruma Yönetmeliğinin 22....

          Bu tür davalar için özel bir ispat yöntemi öngörülmemiş ise de davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Somut olayda, davacı adına mükerrer tescil yapıldığının sabit olması halinde ilk giriş bildirgesinin geçerli kabul edilerek ikinci tescilinin iptal edilmesi gerikir ise de 20.06.1994 tarihli işe giriş bildirgesindeki ve 1994 Nisan ayına ait kesinti belgesindeki soyadı ve doğum tarihinin davacının soyadı ve doğum tarihi ile uyumlu olmadığı gözetilmeden, 20.06.1994 tarihli giriş bildirgesindeki ve 1994 Nisan ayına ait kesinti belgesindeki kimlik bilgileri yazılı kişinin davacı olup olmadığı usulünce araştırılmadan her iki bildirgenin davacıya ait olduğunun kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur....

            in malik olduğu 243 parsel sayılı taşınmaz ile kendi adlarına kayıtlı bulunan 245 ve 246 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında soyadlarının " Kapıcı" olarak, davacıların doğum tarihinin de 1931 ve 1933 olarak yanlış yazıldığını ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Talep tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir....

              Bu durumda davacının miras bırakanı .... 4151 sayılı parsel sayılı taşınmazın "...tapulanma tutanağında 1940 olarak yazılan doğum tarihinin 23.01.1935 olarak" 7034 parsel sayılı taşınmazın "...tapulama tutanağında 1936 yazılan doğum tarihinin 23.02.1935 olarak tashihine" yönelik verilen kararın doğru olduğu söylenemez. Ne var ki; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1. fıkrasındaki, "...tapulama tutanağında 1940 olarak yazılan doğum tarihinin 23.01.1935 olarak" ve "....tapulama tutanağında 1936 yazılan doğum tarihinin 23.02.1935 olarak" yazılı cümlelerin hükümden çıkarılması suretiyle davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 436/2. (6100 sayılı HMK'nin 370/2. md.) maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; Dava konusu taşınmazın tapulama tutanağının incelenmesinden, ...'nın taşınmazı 1954 yılında haricen ... evlatları ... ve ...'ya sattığı, halen ... ve ...'nın zilyet bulunduğu belirtilerek 1/2 hisse ... oğlu ..., doğum tarihi 1932, 1/2 hisse ... oğlu ... doğum tarihi 1934 olarak tesbit yapıldığı anlaşılmıştır. Dosya içerisindeki davacıların nüfus kayıt örneklerine göre ... oğlu ...'nın doğum tarihinin 1944, ... oğlu ...'nın doğum tarihinin 1950 olduğu anlaşılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu