Davalı idare vekili Tapu Sicil Tüzüğünün 25.maddesine göre doğum tarihine ait bilginin tapu kaydında yer almasının gerekmediği nedeniyle ve re'sen görülecek yönlerden kararı temyiz etmiştir. Dava tapuda doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Tapu Sicil Tüzüğünün "Mülkiyet Hakkının Tescili" üst başlıklı 25. maddesinde malike ait hangi bilgilerin tapu kütüğüne yazılacağı bir bir sayılmış olup, bunların arasında malike ait doğum tarihi yer almamıştır. Bu nedenle kütüğe geçirilmesi zorunlu olanların dışında başka bir kimlik bilgisinin somut olayda doğum tarihinin kütüğe işlenmediğine göre kütükte olmayan bir bilgi hakkında olumlu bir durum tespiti de yapılamaz. Şayet kütüğün dayanağı olan belgelerde yapılan bir yanlışlığın düzeltilmesi istenilecek ise, bu istemin tüzüğün 87. maddesine göre ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki koşullar araştırılarak idarece düzeltilmelidir....
Hal böyle olunca, tapu kaydında miras bırakanın doğum tarihinin ve TC numarasının da ilave edilerek tapu kaydında düzeltim yapılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 2. bendinin 5. satırındaki "… 01/07/1899 doğumlu.... kimlik nolu …" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 436/2. (6100 sayılı HMK'nin 370/2. md.) maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda davacı murisine ait olan taşınmazın tesciline esas kadastro tutanaklarında doğum tarihinin yanlış kaydedildiğini, bu nedenle intikal işlemlerini gerçekleştiremediklerini belirterek kadastro tutanaklarındaki doğum tarihinin düzeltilmesini talep etmiştir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....
Somut olayda davacı murisine ait olan taşınmazın tesciline esas kadastro tutanaklarında doğum tarihinin yanlış kaydedildiğini, bu nedenle intikal işlemlerini gerçekleştiremediklerini belirterek kadastro tutanaklarındaki doğum tarihinin düzeltilmesini talep etmiştir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....
Ne var ki mahkemece, kütükte bulunması gerekmeyen doğum tarihi bilgilerinin düzeltilmesine karar verilmesi doğru değil ise de, anılan bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 1. bendindeki " ve doğum tarihinin 1932" ibaresinin hükümden çıkarılmasına, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar, dava dilekçesinde ve yargılama sırasındaki beyanlarında kızları ... 'ın nüfus kütüğünde 16.01.2007 olan doğum tarihinin 28.12.2005 olarak düzeltilmesini istemişler, mahkemece adı geçenin doğum tarihinin 01.01.2005 olarak düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar dava dilekçesinde ve yargılama sırasındaki beyanlarında çocukları ...'un nüfus kütüğüne her ne kadar 16.01.2007 doğumlu olarak kayıt edilmiş ise de asıl doğum tarihinin 28.12.2005 olduğunu ileri sürerek kütükteki kaydın bu şekilde düzeltilmesini istemişler, mahkemece davacıların kızının doğum tarihinin 01.01.2005 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yaşın düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı dava dilekçesinde, kızı ...'ın 14.03.2001 olan doğum tarihinin 10.01.1995 olarak düzeltilmesini istemiş, Mahkemece davanın kabulü ile ...'ın doğum tarihinin ay ve gün baki kalmak kaydıyla 14.03.1993, nüfus kayıtlarına göre ikizi görünen ...'ın 14.03.2001 olan doğum tarihinin ise 14.03.1997 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. 1-Dava, evliliğin devamı sırasında eşlerden birisi tarafından, nüfus kaydının düzeltilmesi istenilen küçüğe velayeten açılmış, mahkemece, diğer eşin katılması veya onayı aranmadan davaya bakılıp karar verilmiştir....
nın 1937 olarak yazılan doğum tarihinin 07.09.1931 olarak, ...'nın 1938 olarak yazılan doğum tarihinin ise 06.04.1931 olarak düzeltilmesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır. Bu durumda, tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan tapu kayıt maliklerinin doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi doğru değildir. Ancak gerekli araştırma ve inceleme yapılarak tapu kayıt maliki ile davacının mirasbırakanı ... ve ...’nın aynı şahıslar olduğu yönünde tam bir kanaat oluştuğu taktirde "Çoğun içerisinde az da vardır."kuralı gereğince davanın tespit davası olarak değerlendirilerek aynı şahıs olduklarının tespitine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 31.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı, ortaklığın giderilmesi davasında aldığı yetkiye dayanarak açtığı davada 70 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında hissedar olan “...” nin kaydının “... ve ... oğlu 1903 doğumlu ... ...” olarak düzeltilmesini istemiş, yargılama aşamasında anne adı ve doğum tarihi düzeltilmesi isteminden vazgeçmiştir. Mahkemece anne adı ve doğum tarihinin düzeltilmesi isteminin vazgeçme nedeniyle reddi doğrudur....
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 21.04.2015 tarih, 2014/10-623 Esas ve 2015/117 sayılı kararında da yabancı uyruklu olup, yakalandığında üzerinde herhangi bir kimlik belgesi çıkmayan sanığın nüfus ve adli sicil kayıtları ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadan sadece beyan edilen kimlik bilgilerine dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır denilmiştir. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 91'nci maddesinde geçici koruma “ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir” şeklinde hüküm altına alınmış, bu kişilerin Türkiye'ye kabulü, Türkiye'de kalışı, hak ve yükümlülüklerinin Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir. 6458 sayılı Kanun'un 91'nci maddesi uyarınca çıkartılan Geçici Koruma Yönetmeliği'nin (Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi: 13.10.2014 No: 2014/6883, Dayandığı...