Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin, Medeni Usul Hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK m.50, TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. Somut uyuşmazlıkta, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 9. maddesine göre ilde Devletin ve Hükümetin temsilcisi olan valilik, Devlet tüzel kişiliğine (İçişleri Bakanlığı'na) bağlı olup, ayrı tüzel kişiliği bulunmadığı için davada taraf ehliyetine sahip değildir. Hal böyle olunca, valiliğe karşı açılacak davaların valiliğin bağlı bulunduğu İçişleri Bakanlığı'na karşı açılması gerekir....
Davacı, 101 ada 38, 101 ada 39, 390 ada 9 ve 395 ada 7 parsel sayılı taşınmazların kayıt maliki olduğunu, ancak dava konusu taşınmazların kadastro tespiti esnasında T.C kimlik numarası, medeni hali, cilt ve sıra numarası ile doğum tarihinin yanlış yazıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarında T.C. kimlik numarasının, doğum tarihinin, cilt ve sayfa numarasının, nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davacının nüfus bilgilerinde çelişki bulunduğunu, öncelikle bu durumun düzeltilmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkemece, kayıt malikinin adı, soyadı ve baba adında mevcut hataların düzeltilebileceği, kimlik numarası, doğum tarihi ve cilt no gibi bilgilerin düzeltilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bu talepler, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK'nin) 1027. maddesi gereğince mahkemeye yapılırsa, 6100 sayılı HMK’nin 382/2-ç-1 maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür. Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren TMK'nin 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir....
Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bu talepler, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK'nin) 1027. maddesi gereğince mahkemeye yapılırsa, 6100 sayılı HMK’nin 382/2-ç-1 maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür. Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren TMK'nin 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir....
nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR- Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin olup 09.10.2013 tarihinde açılmış, mahkemece esastan karar verilmiştir.Davacının öncelikli isteği, 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesidir.Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur....
nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ...... kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu 131 ada 13 parsel sayılı taşınmazın ...... kaydında "...... Şimşek" şeklinde yazan kimlik bilgilerinin ...... kaydına uygun şekilde "..." olarak düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da ......ya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin............... adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....
un ve vekilinin yargılanan kişinin ... ismini kullanan başka bir şahıs olduğuna dair dilekçeler ile başvuruda bulundukları, dosyaya ibraz ettikleri imza sirküsündeki imzanın, sürücü belgesindeki ve pasaporttaki fotoğrafın yargılanan şahısla farklılık gösterdiği, ayrıca İstanbul Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğünce düzenlenen 01/07/2014 tarihli ve 2014/13897 işlem defter sayılı ekspertiz raporunda ... ve Musa Özdemir kimlik bilgileri ile sicile kaydedilmiş on parmak izinin aynı şahsa ait olduğunun belirtildiği, İST-2014/060 numaralı ekspertiz raporunda ise ... adına kayıtlı sürücü belgesindeki fotoğraf ile C-409746 parmak izi sicilinde Musa Özdemir ve ... adına kayıtlı fotoğrafların aynı şahıslara ait olduğunun belirlendiği, bu açıklamalar karşısında yüklenen suçun ...'...
Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/04/2018 NUMARASI : 2018/55 ESAS, 2018/276 KARAR DAVA KONUSU : ANA BABA RIZASI ARAMA KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı kurum tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA VE SAVUNMA : Davacı kurum vekili dava dilekçesinde özetle, çocuk Güneş Karademir'in annesi T3 evlilik dışı birlikteliğinden dünyaya geldiğini, 22.12.2017 tarihli durum tespit raporuna göre; annenin bebeği sahiplenmek istemediği, bakım ve koruma altına alınmasını istediğinin belirtildiğini, annenin 13.12.2017 tarihinde kuruma gelerek çocuğun evlat edinme hizmetinden faydalandırılmasına dair dilekçe sunduğunu, çocuğun bakım ve koruma altına alındığını, durum tespit raporunda çocuğun evlat edinme hizmetinden yararlandırılmasının yararına olacağının belirtildiğini, küçük Güneş'in evlat edinilmesinde...
Başkasına Ait Kimlik Veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden Sanığa isnat edilen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun sübut bulduğu, bu suçtan kurulan hükümden sonra, 02.08.2022 tarihli ve 31911 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 2020/87 Esas, 2022/44 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun'a 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış” ibaresinin seri muhakeme usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması ve 5271 sayılı Kanun'un 250 inci maddesinin 11 inci fıkrasına 7331 sayılı Kanun'un 22 nci maddesiyle eklenen ''Seri muhakeme usulü bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması halinde uygulanmaz.'' şeklindeki yasal düzenleme 14.07.2021 tarihinden sonra işlenecek suçlar yönünden uygulanabileceğinden...