Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 432/1. maddesi uyarınca koruma amacıyla özgürlüğünün kısıtlanması ve Türk Medeni Kanunu'nun 406.maddesi kapsamında vesayet altına alınması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 432. maddesinde; "akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ağır tehlike arz eden bulaşıcı hastalık veya serserilik sebeplerinden biriyle toplum için tehlike oluşturan her ergin kişinin kişisel korunmasının başka şekilde sağlanamaması halinde, tedavisi, eğitimi veya ıslahı için elverişli bir kuruma yerleştirileceği veya alıkonulabileceği" hükme bağlanmış, aynı hükmün devamında "Görevlerini yaparlarken, bu sebeplerden birinin varlığını öğrenen kamu görevlilerinin, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorunda oldukları" belirtilmiştir. Aynı Kanunun 436. maddesinde, koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasında uygulanacak usul kuralları, 437. maddesinde de yargılama usulü gösterilmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 432/1. maddesi uyarınca koruma amacıyla özgürlüğünün kısıtlanması ve Türk Medeni Kanunu'nun 406.maddesi kapsamında vesayet altına alınması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 432. maddesinde; "akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ağır tehlike arz eden bulaşıcı hastalık veya serserilik sebeplerinden biriyle toplum için tehlike oluşturan her ergin kişinin kişisel korunmasının başka şekilde sağlanamaması halinde, tedavisi, eğitimi veya ıslahı için elverişli bir kuruma yerleştirileceği veya alıkonulabileceği" hükme bağlanmış, aynı hükmün devamında "Görevlerini yaparlarken, bu sebeplerden birinin varlığını öğrenen kamu görevlilerinin, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorunda oldukları" belirtilmiştir. Aynı Kanunun 436. maddesinde, koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasında uygulanacak usul kuralları, 437. maddesinde de yargılama usulü gösterilmiştir....

kayıt bilgilerinin doğum, ölüm, evlilik, boşanma, gönüllü geri dönüş gibi hallerde güncelleneceği, adres kayıt sistemine kaydedilecekleri düzenlemeleri getirilmiş, 22. maddesinde ise; kayıt işlemleri tamamlananlara, valilikler tarafından geçici koruma kimlik belgesi düzenleneceği, geçici koruma kimlik belgesi verilenlere, 25/04/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında yabancı kimlik numarası verileceği belirtilmiştir. 6458 sayılı Kanun'un 121. maddesine dayanılarak çıkartılan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 17 Mart 2016 tarih ve 29656 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir....

    Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... dava konusu taşınmazın yayla olduğu iddiasıyla tapu kaydının iptali ile yayla olarak sınırlandırılması istenmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davacı ... temyiz etmiş, karar Dairemizin 21.06.2012 tarihli ve 2012/6193-8837 esas ve karar sayılı ilamı ile 4342 sayılı Mera Kanununun 5685 sayılı yasa ile değiştirilen geçici 3. maddesi yönünden gerekli araştırmanın yapılmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Davacı ... karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dava ehliyeti davada taraf olma ehliyetidir. 6100 sayılı HMK’nun 50.maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı hüküm altına alınmıştır. Yasa hükmünde belirtildiği üzere taraf ehliyeti, medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir....

      Yabancılar kütüğü ise “(1) Bu kanunda geçen; … Yabancılar kütüğü … kimlik numarası verilen yabancıların kayıtlarının elektronik ortamda tutulduğu kütüğü … ifade eder.” şeklinde tanımı yapılmıştır. Yine aynı Yasanın Türkiye’de oturan yabancıların nüfus kayıtları başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrası “04/04/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamındaki yabancılara kimlik numarası vermeye ve yabancılar kütüğüne kaydetmeye Bakanlığın yetkili olduğu”, “Kayıt Düzeltilmesi” başlıklı 35. maddesi “(1) Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemeyeceği ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamayacağı”, belirtilmiştir....

      Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 30.03.2011 tarihli ve 2009/178 esas, 2011/347 karar sayılı mirasçılık belgesinde mirasbırakanın doğum tarihi 1869 ise de, nüfus kayıt örneğinde 1858 olduğu, ayrıca anılan mirasçılık belgesindeki kimlik numarası ile nüfus kayıt örneğindeki kimlik numarasının farklı olduğu, bu farklılıkların mirasçılık belgesine mirasbırakanın eşi olan Vesile'nin doğum tarihinin ve kimlik numarasının yazılmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca; 6100 sayılı HMK'nın 297/2. maddesine göre infazda tereddüte yol açmayacak ve infaza elverişli olacak biçimde, davanın niteliğine göre nüfus kayıtlarına uygun şekilde ve davacıların mirasbırakanı ile tapu malikinin aynı kişi olduğunun tespitine yönelik karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir....

        Dava, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Bu davalar, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nın 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/406 Esas, 1973/390 Karar sayılı mirasçılık belgesinde, miras payı verilen ...'nin mirasçıları tespit edilmemiş; ... Asliye Hukuk Mahkemesi 1973/406 Esas, 1973/390 Karar sayılı mirasçılık belgesinde pay verilen ... Mutlu ile hükümde pay verilen ...'nun aynı kişi olup olmadıkları anlaşılamamış, bu hususta deliller toplanmaksızın karar verilmiştir. Kabule göre de, ... T.C. kimlik numaralı ... (Güler)’in 07.04.2008 tarihinde dul ve çocuksuz olarak öldüğü kabul edilerek, miras payı sadece kardeşlerine dağıtılmış ise de UYAP sisteminden temin edilen nüfus kaydında, ...'nin ... T.C. kimlik numaralı ...‘i evlat edindiği anlaşılmış olup bu durumun göz ardı edilmiş olması, 31.01.2014 tarihinde ölen ...'ya miras payı verilmesi, 29.08.1944 tarihinde ölen ...'ın kendisinden sonra 24.01.1966 tarihinde ölen eşi ...‘ın ...'tan olan ve 1975 yılında ölen oğlu ... mirasçılarına miras payı verilmemiş olması, Mirasbırakan Hoca ...'nin kızı olarak kabul edilen ......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın, Uyap ortamından alınarak dosyaya eklenen nüfus kayıt örneğinde yer alan kimlik bilgilerinin iddianamede, adli sicil belgesinde, sorgusunda yapılan kimlik tespitinde ve gerekçeli kararda yer alan kimlik bilgileri ile örtüşmesi karşısında, tebliğnamede yer alan ve nüfus kaydı getirilmeden hüküm kurulmasına değinen bozma istemi benimsenmemiştir. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ...'in temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA, 28.03.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

              Asliye Mahkemesi SUÇ : Nitelikli hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlali, mala zarar verme Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanıkların, Uyap ortamından alınarak dosyaya eklenen nüfus kayıt örneklerinde yer alan kimlik bilgilerinin iddianamede, adli sicil belgesinde, sorgularında yapılan kimlik tespitlerinde ve gerekçeli kararda yer alan kimlik bilgileri ile örtüşmesi karşısında, tebliğnamede yer alan ve nüfus kaydı getirilmeden hüküm kurulmasına değinen bozma istemi benimsenmemiştir. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanıklar ... ve ...'un temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA, 21.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu