Davalı; Davacının başvurusuna, davacının amacının babasının adına kayıtlı bulunan elektrik aboneliği neden ile doğan alacağın tahsilini imkansız kılmak olduğunu, dava konusu yerde davacının babasının 16.06.2009 tarihi itibariyle 464.545.21 TL borcu bulunduğunu, bu şekilde alacağın tahsilinin engellenmek istendiğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın Kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı; babasının borcu nedeni ile kendisine elektrik aboneliği verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davalı ile aralarında doğan muarazanın giderilmesini talep etmiş, davalı ise davacının, dava dışı babasının adına kayıtlı bulunan elektrik aboneliğinin fiili kullanıcısı olduğunu, öncelikle bu borcun ödenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki muarazanın meni davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, dava dışı taşınmaz malikinden,10.5.2006 başlanğıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiraladığı otele elektrik aboneliği tesisi için davalı kuruma 11.5.2006 tarihinde başvurduğu halde, otelde bulunan eski kiracının borcu olduğundan bahisle aboneliğinin tesis edilmediğini, eski otel kiracısının borçlarından sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek, kira sözleşmesine konu edilen otele elektrik aboneliğinin tesis edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Uyuşmazlık, davacının konutuna geçici abonelik tesisinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dairemizin değişen ve yerleşen uygulamasına göre; davacının iddiası ve davalı vekilinin savunması ile taraflar arasında elektrik aboneliğinin tesisi hususunda muarazanın çıktığı kabul edilerek, işin esasına yönelik inceleme yapılmalıdır. Bilindiği üzere, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 ve 31. madde hükümlerine göre, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün olmayıp, dava konusu dairenin bulunduğu binanın yapı kullanma (iskan) izninin alınmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle konuya ilişkin mevzuatın açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. ./.....
bir an önce açılması yönünde tedbir kararı verilmesini, elektrik verme işleminin tesisi ve dava sonuna kadar kadar elektrik kesilmesinin ihtiyaden durdurulmasını, davalı kurumla müvekkili şirket arasında abonelik sözleşmesi akdedilmesine yönelik tedbir talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; su aboneliği yapılması istenen ... yıkılmak suretiyle ortadan kalkmış olduğundan davanın konusuz kaldığı, davalı tarafından davacının su aboneliği yapılması yönündeki isteminin, yapının üzerinde bulunduğu taşınmazın hisseli olması ve ancak diğer hissedarların da muvafakati ile abonelik verilebileceği ancak diğer hissedarların muvafakatinin bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiş ise de; 3194 sayılı Kanun'un Geçici 16 ncı maddesinde ... kayıt belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabileceği hükmü dikkate alındığında red kararının yasa hükmüne uygun düşmediği, davacı tarafından sunulan belgelerden anlaşıldığı üzere söz konusu yapıya elektrik aboneliği de yapılmış olup davalı idarece talebin kabul edilmesi gerekirken reddedilmiş olmasının hatalı olduğu, dava konusuz kalsa da dava tarihi...
Geçici elektrik veya su aboneliğinin tesisi için, yapının 12.10.2004 ten önce yapıldığının ispatı ve oturmaya elverişli olması yeterlidir, bunlar dışında başka bir şart aranmaz. Somut olayda; davaya konu binanın yapı ruhsatının olmadığı Şahinbey Belediye Başkanlığınca bildirildiği anlaşılmaktadır. ../... -3- O halde, mahkemece; davacı tarafın tek taraflı beyanı ile ilgili belediyeye yaptığı binanın vergiye esas bildiriminin, inşaatın bitiriliş tarihi açısından davanın ispatına yeterli görülemeyeceğinden, davacıya binanın 12.10.2004 tarihinden önce tamamlanmış olduğunu ispat etmesi için imkan verilmesi, inşaatın yapılış/bitirilişine ilişkin bilgi ve kayıtlar getirtilerek, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2-Kabule göre de, davacının dava dilekçesindeki talebinin su aboneliği tesisi olduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki muarazanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında abonelik sözleşmesi imzalanmış olup müvekkilinin hiçbir sözleşme ihlali ve borcunun bulunmamasına rağmen davalının 10.10.2009 tarihinde müvekkilinin iş yerinin elektriğini kestiğini bildirerek taraflar arasındaki muarazanın meni ile abonelik sözleşmesinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının elektrik aboneliğini muvazaalı olarak devralmış olduğu gibi kullandığı bedelini de ödemediğini bildirerek davanın reddini istemiştir....
Vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davalı şirketin elektrik dağıtım şirketi olup, abonelik tesisi yapma yetkisinin davalı şirkette değil, parakende satış şirketlerinde olduğunu, abonelik sözleşmesi yapmaya yetkili ....... Elektrik Perakende Satış A.Ş. ( .........)'a tarafımızca sorulduğunda; davacının parakende satış şirketi .........'...
Geçici elektrik veya su aboneliğinin tesisi için, yapının 12.10.2004 ten önce yapıldığının ispatı ve oturmaya elverişli olması yeterlidir, bunlar dışında başka bir şart aranmaz. Somut uyuşmazlıkta, binanın 16.07.1990 tarihli yapı (inşaat) ruhsatının bulunduğu, abonelik tesisi istenen dairenin elektrik aboneliğinin bulunduğu hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak mahkemece, davaya konu 17 nolu daire için keşif yapılmadan ve bilirkişi raporu alınmadan, emsal dosyalardaki bilirkişi raporları ile yetinilerek karar verilmiştir....
Genel Kurulunun 29.09.2004 gün ve 2004/...–417 E-2004/442 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın meni (çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın varlığının tespiti ve hem de onun meni talep edilir. Kaldı ki, ... Genel Kurulunun ....03.2010 gün ve 2010/...–119 E. 2010/159 K sayılı ilamında da; bir sözleşmenin devamı sırasında taraflardan biri tarafından muaraza (çekişme) çıkarılması halinde de, diğer tarafın kendisine zarar verebilecek nitelikteki bu duruma son vermek, hukuki durumunu tereddüt içinde olmaktan kurtarmak için tespit davası açmasında hukuki yararının bulunduğu kabul edilmiştir....