Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinden doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen ...'nın 11.06.2001 tarihinde Türk vatandaşlığını kaybetmesi nedeni ile nüfus kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 14. maddesinde; "Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir" hükmü yer almaktadır. Mahkemece doğum tarihi değiştirilmek istenen ...'...
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki “...” şeklindeki kaydın “....”, “...” şeklindeki kaydın “Şıh .......”, “....” şeklindeki kaydın ise “Şıh .....” olarak düzeltilmesini istemiştir. Dosya içerisindeki Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1341 Esas sayılı dosyasından verilen yetki belgesi incelendiğinde, davacıya sadece dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki “...” kaydının “....” olarak düzeltilmesi için dava açma yetkisi verildiği, diğer tapu kayıt maliklerinin isimlerinin düzeltilmesi için yetki verilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca davacının diğer tapu kayıt maliklerinin mirasçısı olup olmadığı dosyadan anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece davacının tapu kaydında isim düzeltilmesi talep edilen “.... ...”'...
Ceza Dairesinin 05.03.2013 tarihli ve 2012/16241 Esas, 2013/7309 Karar sayılı ilamında yer alan 'Nüfus kaydında kardeş olarak gözüken şikayetçi ile sanığın, aşamalardaki anlatımlarında kardeş olmayıp, amca ve yeğen olduklarını beyan etmeleri karşısında, TCK'nin 167. maddesinin değerlendirilmesi için nüfus kaydının doğru olup olmadığı, kaydın düzeltilmesi hususunda bir dava açılıp açılmadığı araştırılarak ve gerektiğinde nüfus kayıtlarının düzeltilmesi sağlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği...' şeklindeki açıklamalar nazara alındığında; mağdur ...’in dosyada mevcut nüfus kayıtlarına göre sanığın kardeşi olmadığı, ancak mağdur ile sanığın anlatımlarında kardeş olduklarını beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı Kanun’un 86/3-a değerlendirilmesi için nüfus kaydının doğru olup olmadığı, kaydın düzeltilmesi hususunda bir dava açılıp açılmadığı araştırılarak ve gerektiğinde nüfus kayıtlarının düzeltilmesi sağlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden...
Dava, nüfus kayıtlarının değiştirilmesi iddiasına dayalı 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesi kapsamında nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun tespit davası yolu ile mahkemeden istenebileceği, Türk Medeni Kanunu'nun 30. maddesinin 2. fıkrasında ise, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durumun her türlü kayıtla ispat edileceği, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesinin 1/c bendi de tespit davalarının, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil edeceği hükmünü içermektedir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, dava konusu küçük yanıltıcı beyanla davalıların çocuklarıymış gibi nüfus kayıtlarına işlenmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler dikkate alındığında davalıların gerçeğe aykırı beyanıyla oluşturulan nüfus kaydının iptaline ilişkin talep nüfus kayıt düzeltme davası olup asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. Bu nedenle asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
in annesinin 14.02.2000 tarihinde ölümü ile nüfus kaydının kapalı hale geldiği, 15.05.2013 tarihli nüfus kayıt örneğinde davacının anne adının ... olduğu, idarece bu tarihten sonra idari bir işlem ile "..." olan adın "..." olarak düzeltilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesinde; “(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir.” hükmü düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak ve tazminat HÜKÜM : Davanın reddine dair I- Tazminata ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tazminatın reddi gerektiği dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, II- Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Şirket ortakları, borçlu şirket yönünden üçüncü kişi sayılamayacağından, gönderilen haciz ihbarnamesi geçersiz olup sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, Yasaya aykırı, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Gerçeğe aykırı tanıklık yapmak Hüküm : TCK'nın 273/1-a ve CMK'nın 223/5 maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre katılanın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Eşi lehine gerçeğe aykırı tanıklık yapan sanık hakkında CMK'nın 223/4-b maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, uygulama maddesinin “CMK'nın 223/5” olarak yazılması, Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümden "CMK'nın 223/5" ibaresinin çıkarılarak...
Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir.Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır.Fatma Yılmaz adlı kişi nüfus kaydına göre her iki kaydı ile de evlilik yaptığı ve kayıtlarda nüfus olaylarının bulunduğu anlaşılmaktadır..Bu nedenle kaydın iptali halinde mirasçılarının hukuku etkilenebileceğinden,Fatma Yılmaz'ın (her ikisinin de) mirasçıları yöntemince davaya dahil edilerek gösterecekleri kanıtlar da toplanmak suretiyle oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, taraf oluşumu sağlanmadan,eksik hasımla yazılı şekilde davanın kabulü doğru görülmemiştir." (Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2017/1295 Esas 2017/5150 Karar) "Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus (Yaş Düzeltilmesi) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, davacının 20.09.1972 olan doğum tarihinin 20.09.1965 olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, nüfus kaydındaki doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14'ncü maddesinin (1.) fıkrası gereğince, kapalı kayıt üzerinde işlem yapılamaz. Nüfus kaydının kapatılması ise, ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir....