un ise İçişleri Bakanlığının 25.11.1999 tarih ve 49768 sayılı kararı ile 09.03.2000 tarihinde 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 20. maddesi uyarınca Türk Vatandaşlığını kaybettikleri ve bu sebeple nüfus kayıtlarının kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesinde; "(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk Vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soy bağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir." hükmü yer almaktadır. Mahkemece, davacılar ... ve ...'...
TC Kimlik Numarasıyla kayıtlı kişinin aynı kişi olduğunun tespiti halinde bekarlık hanesindeki cinsiyet kısmının gerçeğe uygun olarak "Kadın" olarak düzeltilmesi ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 23/2.maddesi gereği bekarlık hanesi ile evlilik hanesi arasında bağ kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu bekarlık hanesindeki kaydın mükerrer olduğu gerekçesi ile kaydın iptaline karar verilmesi Usul ve Kanuna aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.02.2019 tarihli ve 2018/405-2019/97 sayılı kararının sonuca etkili olmamak üzere HMK'nin 363/1 maddesi uyarınca Kanun yararına BOZULMASINA, HMK'nin 363/3.maddesi gereğince gereği yapılmak üzere kararın bir örneğinin ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 01.07.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Ancak, davacının genetik baba hanesine kayıt istemi, anne ve baba olduğu iddia edilen kişiler arasında evlilik ilişkisi bulunmadığından, baba yönünden soybağının düzeltilmesi talebidir....
Somut olayda dava, davacının Rahime ile ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ..., gerçek babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında davacının gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan Rahime ile Mustafa hanesindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi Zahide’nin nüfus kaydına ilişkin ilk talebi nüfus kayıt düzeltme davası olup asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. İkinci talep olan Fahrettin Arslan’ın davacının gerçek babası olduğunun tespiti talebi ise babalık davası olup aile mahkemesinin görevi kapsamındadır. Her iki davanın birlikte açılması halinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07.03.2012 tarih ve 2011/2-775 esas 2012/116 karar sayılı ilamı da dikkate alındığında görevli mahkeme aile mahkemesidir....
ın malik olduğu 27 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “Bedir oğlu ...........” olarak yazılan kaydın “Babo oğlu ..................”, 1330 olarak yazılan doğum tarihinin de 01.07.1921 olarak düzeltilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Dairece, “tefhim olunan hükme aykırı gerekçeli karar yazıldığı” gerekçesiyle bozulmuş olup mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile “Babo oğlu ....................” olarak kaydın düzeltilmesi ve tesciline karar verilmiştir. Karar, T.. M.. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..................'ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde taşınmazların tapu kaydında “... kızı ...” olarak yazılı kaydın “... kızı ...” olarak düzeltilmesini istemiş, Mahkemece kaydı düzeltilmesi istenen tapu malikine “...” soyadının da eklenmesine karar verilmiştir. HUMK.nun 74.maddesi gereğince hakim tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez. Mahkemece, HUMK.nun 74. maddesindeki taleple bağlılık kuralına aykırı davranılarak, tapu kayıt malikine soyadının da eklenmesi doğru bulunmamıştır....
in 01.07.1971 olan doğum tarihinin 23.02.1971 olarak düzeltilmesi istenmiş; mahkemece, davanın kabülune dair verilen karar davalı ... tarafından kapalı kayıtlarda düzeltme yapılamayacağı gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Dava, davacının vatandaşlıktan çıkma nedeni ile kapatılan olan nüfus kaydındaki doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesinde; “(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir.” hükmü düzenlenmiştir....
Böyle bir durumda, nüfus kütüğündeki ana ismine ilişkin kaydın düzeltilmesi istenebilir. Ancak bu dava bir soybağının reddi değil, kişisel durum sicilinin düzeltilmesine (TMK. m.39) ilişkin bir davadır. Davacı, davada; kendi üzerine kayıtlı olan Atilla ve Medine'nin, ayrı yaşadığı kocasının bir başka kadınla evlilik dışı ilişkisinden doğduğunu, çocuğun, eşi tarafından kendisinden doğmuş gibi nüfusa yazdırıIdığını ileri sürdüğüne ve kaydından düşürülmesini istediğine göre dava, Türk Medeni Kanunu'nun 286’ncı maddesinde düzenlenen soybağının reddi değil, kişisel durum sicilinin düzeltilmesi niteliğindedir. Kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. (TMK.m.36/1) Resmi sicilde yapılan bir yanlışlık da, sicilin düzeltilmesi davasıyla giderilebilir. O halde, dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun aile hukukundan doğan bir dava değil, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36’ncı maddesine dayalı nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğindedir....
ın ... kızı olarak kayıtlı olduğunu, hatalı kaydın iptali ile nüfus kaydının gerçeğe uygun olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 09.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
in gerçeğe aykırı olan davacılar hanesindeki kaydının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....