Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/09/2022 NUMARASI : 2022/478 (E) 2022/502 (K) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK m.19) KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; temlik eden Türkiye Finans Katılım Bankası AŞ ile dava dışı Burak Boru ve Demir Mamüller San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 23.08.2012 tarihli genel kredi sözleşmelerine istinaden kredi kullandırıldığını, davalı T6'nın genel kredi sözleşmelerinde aval veren olarak müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine üzerine borçlu şirket ve kefilleri aleyhine İstanbul 8.İcra Müdürlüğü’nün 2012/18121 E....

Hukuk Dairesinin 03/05/2016 tarih, 2016/2431 E. ve 2016/5353 K. sayılı kararında ise " davacının davasını özellikle BK'nın 18.maddesine dayalı olarak açtığını bildirmesi ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında mahkemece davanın BK.nun 18.maddesindeki (Yeni TBK'nın 19.maddesi) genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, iptal kararı verilmesi halinde İİK' nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanması, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekir." şeklinde karar verilerek TBK'nın 19. maddesi uyarınca açılan muvazaa hukuksal olgusuna dayalı tasarrufun iptali davalarında İİK' nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanacağı kabul edilmiştir. 7- Somut uyuşmazlıkta dava, TBK'nın 19. maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğuna göre, açılan dava TTK'nın 4/1. maddesi...

    Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, öncelikle BK. 18. maddelerine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talepli bu mümkün olmadığı takdirde İİK 277 vd maddelerine göre tasarrufun iptali şeklinde açılmış olmasına rağmen talepler tefrik edilmiş ve işbu davada davacı vekilinin 12/12/2008 tarihli dilekçesi ile davanın B.K 18. maddesine dayalı olarak yürütülmesi istenmiş, dosyaya sunulan Yargıtay ilamından da davacının icra takibinde geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmış ve de mahkemece BK 18. maddesine göre sonuçlandırılmış muvazaaya dayalı iptal davasına ilişkin olmakla; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 22/11/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Ayrıca Muvazaa iddiası ile açılan tasarrufun iptali davaların zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebilmektedir. Somut olayda davacı vekili eldeki davayı açıkça Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine dayalı olarak açmıştır. BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında İİK'nın 277. vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi şartı aranmaz. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

      Yine Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....

      Muvazaaya dayalı iptal davasında icra takibine geçilmesi ve aciz belgesi alınmasına gerek yoktur.Davacı idare, davalı borçlu hakkında 10.7.2009 tarihinde icra takibi yapmış ise de borçlunun itirazı üzerine takibin 1.8.2009 tarihinde durduğu borçlunun itirazının davacıya 16.9.2009 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından ceza karının kesinleşmesi beklenildiğinden borçlu hakkında itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davası açılmadığı ve takibin 15.9.2010 tarihinde takipsizlikten işlemden kaldırıldığı anlaşılmaktadır....

        Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, dava konusu tasarrufun borçlu ile borçlunun maksadını bilen davalı 3. kişi arasında yapıldığı, davalı 3. Kişinin savunmasını ispatlayamadığı, esasen bu şekilde bir temlikin mutad ödeme olmaması nedeniyle İİK 279/2 madde karşısında geçersiz olduğu, temlikin alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı ve muvazaaya dayalı olması nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu Bursa İli .... İlçesi, ..... Mahallesi, ... Ada, 12 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından diğer davalıya 9.10.2007 tarihinde satışına ilişkin tasarrufun Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2007/11199 sayılı talep dosyasındaki alacak ve feriyle sınırlı olmak kaydıyla iptaline, davacının haciz ve satış isteme yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....

          nın davacı olmadığı; eldeki davada ise davacıların ..., ..., ... ve ... olduğu yine derdestlik konusu davada davacıların ehliyetsizlik, hata hile gabin, muris muvazaası ve genel muvazaaya dayalı olarak iptal isteminde bulundukları, 16.3.2009 tarihli ıslah dilekçeleri ile muris muvazaası ve genel muvazaaya ilişkin taleplerini atiye bıraktıkları, davaya ehliyetsizlik, hata hile gabin hukuki sebebine dayalı olarak devam ettiklerini bildirdikleri, mahkemece 27.4.2010 tarihli karar ile murisin işlem tarihinde hukuki fiil ehliyeti bulunduğundan bu yöndeki iptal isteminin reddine, TBK'nun 31 maddesinde düzenlenen hata ve hile nedeniyle dava konusu satış işleminin iptaline karar verildiği, hükmün ....Hukuk Dairesinin 1.3.2012 tarihli ilamı ile hata ve hilenin ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gereğine dayanılarak bozulduğu bozma üzerine Mahkemece 11.1.2013 tarihli karar ile dava konusu satış işleminde hata ve hilenin ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği...

            Somut olayda; davacı tarafça İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptaline ilişkin şartların olayda gerçekleştiği hususunun ileri sürülerek taraflar arasında yapılan tasarrufun öncelikle İİK.'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince iptali ile cebri icra yetkisi verilmesine, bu talepleri yerinde görülmez ise tasarrufun TBK.'nın 19. Maddesine göre iptalini karar verilmesi talep edilmektedir. Davacı tarafça terditli olarak TBK.'nın 19. Maddesine göre tasarrufun iptali talebinde bulunulduğundan öncelikle ilk talep olan İİK.'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası ile ilgili değerlendirmenin yapılması gerekmektedir. İİK.'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile ilgili olarak dairemizin görevi yoktur. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 3....

            İİK'nın 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre, davanın İİK'nın 277. ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulü doğru bulunmamıştır. O halde mahkemece danışıklı işlemin var olup olmadığı konusunda toplanan ve toplanacak taraf delilleri değerlendirilip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu