Payın devri veya devir vadi hakkındaki mukavele yazılı şekilde yapılmış ve imzası noterce tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer arasında dahi, hüküm ifade etmez.”şeklinde düzenleme yapılmıştır. Asıl ve birleşen davalarda pay devrinin TTK.nun 520 maddesine uygun şekilde yapılmadığı, pay devrinin kabulüne ilişkin kararda birleşen dosya davacılarının imzalarının sahte olarak atıldığı, bu nedenle ağırlaştırılmış nisabın sağlanmadığı, kararın geçersiz olduğu iddia edilmiştir. Asıl ve birleşen dosya davacıları 2001 yılından beri davacı şirketin ortaklarıdır. Hisse devrinin yapıldığı 2001 yılından asıl davanın açıldığı 24/05/2012 tarihine kadar geçen 11 yıllık sürede hisse devrinin iptali veya yokluğunun tespiti konusunda herhangi bir dava açmamışlar, yapılan işleme karşı sessiz kalmışlardır. Yargıtay 11....
Mahkemece, harici satışın yapıldığı tarihte dava konusu taşınmaların tapusuz olduğu ve taşınmazların satışının gerçekleştiği tarihten bu yana zilyetliğin davacıda olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dava konusu 243 parselde davalı ... (...) adına kayıtlı %10 hisse karşılığı 1530,00 m2 ve davalı ... adına kayıtlı %10 hisse karşılığı 1530,00 m2'lik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, 561 parselde davalı ... (...) adına kayıtlı %10 hisse karşılığı 420,00 m2 ve davalı ... adına kayıtlı %10 hisse karşılığı 420,00 m2'lik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir....
MUHALEFET ŞERHİ Dava hukuksal niteliği itibariyle, hisse devrinin şekle aykırılığı ve muris muvazaasına dayalı olarak hisse devir sözleşmesinin butlanının tespiti ile devrin iptali istemine ilişkindir. Davada davalılar aleyhine, murisin davalılardan... ve...ile yapmış olduğu 29/03/1989 tarihli adi yazılı hisse devir sözleşmesinin kurucu ve geçerlilik şartlarının noksanlığı ile muvazaalı olarak davacı vereselerden mal kaçırma kastıyla sözleşmenin muvzaalı olduğu iddiasında bulunulmuştur. Bu nedenle TBK'nın 19/1 maddesi ve anonim şirket hisse devir sözleşmesine ilişkin kuralların birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Burada esasında hakların telahuku söz konusu olup, birbirinden bağımsız iki ayrı hukuksal sebebe dayalı olarak her durumda sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmektedir. Uyuşmazlığın esasından önce görevli mahkemenin hangisi olduğu sorunu karşımıza çıkmaktadır....
Aile ve Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; aile konutu olduğu ve üçüncü kişiye muvazaalı şekilde satıldığı iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tescili ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi verilmesi istemine ilişkindir. Büyükçekmece 2. Aile Mahkemesince, muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil isteklerinde davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Büyükçekmece 4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı ... ile davalı ... Vek. Av. ... ve davalı ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı, asıl davada, 14.06.2006 tarihli hisse devir sözleşmesi ile davalı ......'...
/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve taşınmazın ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... zilyetliğinde bulunduğu belirtilerek tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve ....04.1996 tarihinde hükmen tescil edilmiştir. 2009 yılında 3402 sayılı Yasa'nın Ek-.... maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosuna esas olmak üzere düzenlenen güncelleme listesi ile taşınmazın ..., ..., ..., ..., ......., ... ve ... kullanımında olduğu şerhi verilmiş, sonrasında 6292 sayılı Yasa gereğince yapılan satış neticesinde 39657/277600'er hisse ... ve ..., ..., ........, ..., 39657/138800 hisse ... ...., .../277600 hisse Hazine adlarına tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın tamamen kendi zilyetliğinde olduğu iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle ........2014 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir....
Şirketine kayyum atanmasını ve yargılama süresince üçüncü kişilere devir ve temlikin önlemek için öncelikle teminatsız olarak şirket üzerine kayıtlı araç, menkul ve gayrimenkuller üzerine ve şirketin banka hesapları ile varsa çek defterlerine ve şirket hisselerine tedbir konulmasını, 02.03.2011 karar tarihli hisse devrinin iptaline ve müvekkilinin veraset ilamındaki payı oranında ortaklar defterine kaydı ve ticaret sicil defterine tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili ve davalılar ..., ..., ... ve ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve miras payı oranında tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ...'nin kayden maliki olduğu dava konusu 39 sayılı parselin 1/4 payı ile 922 ve 1452 parsel sayılı taşınmazların tamamını 27.09.1993 tarihinde davalı oğlu ...'...
ün davacıya hisse devrinin muvazaalı olduğunu, alıcı ve satıcının kooperatife müracaat etmediğini, davacının üyelik aidatı ödemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, noter senedi ile ...'den kooperatif hissesini satın alan davacının kooperatife bu durumu tescil ettirmediği, davalı ...'ün 24.06.2007 tarihli genel kurulda kooperatife verdiği zarara karşılık o güne kadar yatırdığı paraların kooperatife gelir kaydedilmesini talep ettiği, davacıya yaptığı hisse devrinden hiç sözetmediği, davacının da dava tarihine kadar hisse tescili için kooperatife müracaat etmediği, aidat da ödemediği, devir işleminin kötü niyetli ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....