SAVUNMA: Davalı sigorta şirketi vekili; olayda sigortalının % 25 oranında kusurlu olduğunu------ödeme yaptıklarını, ikame araç bedelinden sigorta şirketinin sorumlu olmadığınıi araç çekme bedelinin teminat dışı olduğunu, kaza tarhinden itibaren faiz talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. lll.İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, trafik kazası sonucu uğranılan hasar bedeli, araç çekme bedeli, araç kiralama bedeli ücretlerinin tahsili istemine ilişkindir. Davaya konu trafik kazası ----- tarihinde davalının sigortalısı olduğu araç ile davaya konu diğer araç arasında meydana gelmiştir. Davacı vekili, davalı tarafın kusurlu olduğunu iddia ederek----hasar bedeli, --- araç çekme bedeli,---- kiralama bedeli ücretlerinin kaza tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini talep etmiştir....
dikkate alınarak bu davalının 6.000,00 TL’den sorumlu olması kaydı ile, diğer davalı --------- Sigorta'nın ise, Kasko poliçesinde bulunan İMM gereğince ZMMS limitinden sonra bakiye kalan zarar yönünden sorumlu olması gerektiğinden avalı --------- şirketi 34.847,13 TL’den sorumlu olmak kaydı ile, diğer davalılar sürücü ve araç işletenin ise tüm zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olması kaydı ile 40.847,13 TL araç hasar bedelinin tahsiline karar verilmiş, değer kaybı tazminat talebi ve ikame araç bedeli yönünden davacı yalnızca araç işleteni ve sürücüden talepte bulunduğundan dolayı 70.000,00 TL değer kaybı tazminatının ve 7.500,00 TL ikame araç bedelinin davalılar ------- şirketi ile -------- tahsiline karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Mahkemece; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı, hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre davanın kısmen kabulü ile, 4.518,00 TL araç hasar bedeli ve 50,00TL çekici ücreti olmak üzere toplam 4.568,00 TL'nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı ... yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ve poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 20,00TL araç mahrumiyet zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... Genel Müdürlüğünden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve Davalı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir....
Kişiye ödenen hasar bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Asıl dava konusu ---- Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında --- tarihinde, ödenen hasar bedeline dayalı olarak --- işlemiş faiz olmak üzere toplam ---- üzerinden icra takibi başlattığı, davalının yasal sürede borca itiraz ettiği, iş bu davanın yasal --- yıllık hak düşürücü sürede açılmış olduğu anlaşılmıştır. Birleşen ----- sayılı davası yönünden; alkol testine girmeksizin olay yeri terk sebebine dayalı olarak 3. Kişiye ödenen hasar bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....
araç mahrumiyet bedelinin hesaplanması gerektiğini, --------- Arabuluculuk Bürosuna ---------- arabuluculuk numarası ile başvuruda bulunulmuş ancak anlaşma sağlanamadığını, avalılar tarafından ödenmesi gereken araç mahrumiyet bedelinin belirlenerek tahsili için işbu davayı açma mecburiyetinin doğduğunu belirterek, öncelikli olarak davalarının belirsiz alacak davası olarak kabulüne karar verilmesini ve araç mahrumiyet bedeli zararının HMK 266....
Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur.Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere,muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir.Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın ,alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili müvekkiline zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı davalının maliki olduğu aracın dava dışı üçüncü kişiye ait güvenlik kulübesine çarpması sonucu oluşan hasar bedelinin ödendiğini belirtip kaza sırasında sigortalı araç sürücüsünün ağır kusurlu olması nedeniyle üçüncü kişiye ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuan tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptaliyle takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı hasara ve faize itiraz ederek davanın reddini ve davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir....
Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere,muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....
karar tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Davacının 34 XX 827 plaka sayılı araç sebebi ile değer artıp payı alacağının kabulü ile, 82.485,00- TL değer artış payı alacağının karar tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği görülmüştür....
Mahkemece; aracın rayiç değerinin 84.000,00 TL buna karşın tamir masrafının 27.362,00 TL olduğu; buna göre tamirinin ekonomik olmadığı pert total işleminin yapılması gerektiği kabul edilirken kasko genel şartlarındaki açıklananlara göre aracın pert total kabul edilmesi isabetli olmadığı gibi eksik irdelemeye dayalı bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru bulunmamıştır. Ayrıca genel şartlardaki 3.3.2.2 maddesi değerlendirilirken kaza tarihindeki rayiç değer ile tamir masraflarının ne olduğu belirlenerek buna göre mukayese yapılması gerekir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre varılan sonuç isabetli değildir. Davalı gerçek zararı ödemek durumundadır....