Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle eda davası, aynı konudaki tespit davasını da (istemini de) içeren daha geniş kapsamlı bir davadır Bu açıklamalar ışığında eldeki davada; davacı eda davası ile birlikte davalılar arasındaki asıl alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının tespiti talebinde de bulunmuşsa da dosyada iki dava değil tek dava vardır. Bu da eda davasıdır. Zira; davacının davalılar arasındaki asıl alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının tespiti ile bu tespite dayalı olarak fark ücret alacaklarının tahsili taleplerinin birbirinden bağımsız talepler olmadığı, söz konusu alacakların tespiti için öncelikle davalılar arasındaki asıl alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanıp dayanmadığının tespitinin gerektiği, iki ayrı asli talep bulunmadığı anlaşılmaktadır....

Bu nedenle eda davası, aynı konudaki tespit davasını da (istemini de) içeren daha geniş kapsamlı bir davadır Bu açıklamalar ışığında eldeki davada; davacı eda davası ile birlikte davalılar arasındaki asıl alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının tespiti talebinde de bulunmuşsa da dosyada iki dava değil tek dava vardır. Bu da eda davasıdır. Zira; davacının davalılar arasındaki asıl alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının tespiti ile bu tespite dayalı olarak fark ücret alacaklarının tahsili taleplerinin birbirinden bağımsız talepler olmadığı, söz konusu alacakların tespiti için öncelikle davalılar arasındaki asıl alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanıp dayanmadığının tespitinin gerektiği, iki ayrı asli talep bulunmadığı anlaşılmaktadır....

Davacı sigorta şirketi, davalı sigortalı adına kayıtlı araç sürüücüsünün meydana gelen kaza sonrasında olay yerini terk ettiğinden sözleşmeye dayalı olarak, üçüncü kişiye ödediği hasar bedelinin rücuen tahsilini istemiştir. Davacı sigorta şirketinin, davalıya ait aracın ----- tanzim ettiği ve kaza sonrasında araç sürücüsünün kaza mahallini terk ettiğine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalı sigortalıya ait araç sürücüsünün kaza mahallinden ayrılmış olmasının tek başına rücu için yeterli olup olmadığı, terkin yanında alkollü araç kullanmak yahut ehliyetsiz araç kullanmak veyahut kasıtlı olarak zararı getirmiş olmak gibi şartların gerekip gerekmediğine ilişkindir....

    Davacı sigorta şirketi, davalı sigortalı adına kayıtlı araç sürüücüsünün meydana gelen kaza sonrasında olay yerini terk ettiğinden sözleşmeye dayalı olarak, üçüncü kişiye ödediği hasar bedelinin rücuen tahsilini istemiştir. Davacı sigorta şirketinin, davalıya ait aracın ----- tanzim ettiği ve kaza sonrasında araç sürücüsünün kaza mahallini terk ettiğine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalı sigortalıya ait araç sürücüsünün kaza mahallinden ayrılmış olmasının tek başına rücu için yeterli olup olmadığı, terkin yanında alkollü araç kullanmak yahut ehliyetsiz araç kullanmak veyahut kasıtlı olarak zararı getirmiş olmak gibi şartların gerekip gerekmediğine ilişkindir....

      Davacı sigorta şirketi, davalı sigortalı adına kayıtlı araç sürüücüsünün meydana gelen kaza sonrasında olay yerini terk ettiğinden sözleşmeye dayalı olarak, üçüncü kişiye ödediği hasar bedelinin rücuen tahsilini istemiştir. Davacı sigorta şirketinin, davalıya ait aracın ----- tanzim ettiği ve kaza sonrasında araç sürücüsünün kaza mahallini terk ettiğine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalı sigortalıya ait araç sürücüsünün kaza mahallinden ayrılmış olmasının tek başına rücu için yeterli olup olmadığı, terkin yanında alkollü araç kullanmak yahut ehliyetsiz araç kullanmak veyahut kasıtlı olarak zararı getirmiş olmak gibi şartların gerekip gerekmediğine ilişkindir....

        konusu ----- plakalı aracın ---- ikame araç kira bedelinin davalı ------ edilebileceği bildirilmiştir....

          Bu durumda, aracın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez. Değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Buna göre, davalı sigorta şirketi, meydana gelen hasar bedelini tamamen poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup sigorta ettiren sigortalı araç hurdasının kendisine verilmesini istemedikçe, sigortacı tarafından, araç hurdası sigorta ettirenin uhdesinde bırakılıp, hurda bedelinin tazminattan indirilmesi olanaklı değildir. Mal sigortalarından olan kasko sigortasında aslolan amaç zarar bedelinin tamamen karşılanmasıdır. Hasarlı aracın kimin uhdesinde kalacağı hususunda sigortalıya seçimlik hak tanınmıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; öncelikle kasko sigortalı ...... plaka sayılı aracın araç takyidat bilgilerine göre .......... Bankası A.Ş ............

            sıraya alınan ve kambiyo senedine dayalı davalı alacağının muvazaaya dayandığını ve gerçek bir alacağın mevcut olmadığını, 5. sıradaki alacaklının davalı olmadığını, isminin yanlış yazıldığını ileri sürerek, davalıya ayrılan payın müvekkillerine ödenmesine ve diğer hataların düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davada davalı vekili, bonoya dayalı müvekkilinin alacağının gerçek olduğunu, diğer alacakları ise temlik aldığını, davacının haczinin düştüğünü savunarak, davaların reddini istemiştir....

              Davalı Sompo Japan Sigorta A.Ş. vekili; Beykoz mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu kazaya karışan 34 XX 320 plakalı aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olup sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, davacının kasko sigortası olan dava dışı Ergo Sigorta A.Ş.’ye 10.451,00 TL rücu ödemesi yaptıklarını kazanın meydana gelmesindeki kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, değer kaybının sigorta genel şartları ve genel şartların eki tabloya göre belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafından talep edilen tamir süresi araç yoksunluk kaybı anlamında ikame araç bedelinin sigorta teminatı kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar savunma yapmamıştır....

              Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun, 3 Temmuz 1944 tarih ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 22.3.1944 tarih ve 37 E. - 9 K. sayılı kararında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır. Somut olayda, uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK'nın 1472. (6762 sayılı TTK'nın 1301) maddesi uyarınca, dava dışı sigortalı adına kayıtlı aracın hasarlanması nedeniyle oluşan hasar bedelinin halefiyet ilişkisine dayalı olarak davalıdan rücuan tahsili talebine yöneliktir. Davacı sigorta şirketi, sigortalısı yerine geçerek dava açmıştır....

                UYAP Entegrasyonu