Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 05.06.2007 tarih ve 2007/12816 E., 2009/2430 K. sayılı ilamıyla davacının yönetim kurulu ihraç kararına karşı yapmış olduğu itirazın genel kurulda görüşülmemesinin ihracın kesinleştiği anlamına gelmeyeceği ihraç kararının askıda kaldığı ve davacının ortaklık sıfatının devam ettiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; kooperatifin 1995 yılında yapılan genel kurulunda tasfiye kararı aldığı, ancak daha sonra 2002 yılında yapılan genel kurul ile tasfiye kararından dönüldüğü, bu nedenle genel kurul toplantılarının yapılabilmesi için ortak sayısının 1/4 ünün katılımının şart olduğu, davaya konu 29/06/2003, 29/06/2010 ve birleşen davada 30/06/2013 tarihli genel kurul toplantılarında 1/4 ortağın katılımının sağlanamadığı, böylece dava konusu yapılan genel kurul toplantılarında yasal nisabın sağlanamaması nedeniyle genel kurul toplantılarında mutlak butlan ile batıl olduğuna gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, iptali istenen gecikme cezasının medeni bir ceza veya tazminat olmadığı, bir nevi temerrüt faizi niteliğinde bulunduğu, kooperatif ile üyesi arasındaki ilişkinin ticari bir ilişki olmadığı, belirlenen oranın gerek genel kurul tarihi, gerekse genel kurul kararında belirtilen tarihler itibariyle fahiş olup, borçlunun temerrüdü halinde yıkımına neden olacak nitelikte bulunduğu, gecikme cezasının faiz niteliği ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 88/2. maddesi hükmü birlikte değerlendirildiğinde genel kurul kararının söz konusu yasa hükmüne aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne dair verilen kararın, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 16.06.2014 tarih ve 2014/4780 E., 2014/4622 K. sayılı ilamı ile genel kurulca kararlaştırılan faizin kanunla belirlenen sınırın üstünde kalan kısmının iptal edilmesi gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Direnme üzerine dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir....

      Şti.’nin 31/03/2017 tarihli genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının özel denetçi atanması talebinin 28/07/2017 tarihinde yapılacak özel denetçi atanması gündem maddeli olağanüstü genel kurulda görüşüleceğini, iptal isteminde hukuki yarar bulunmadığını, bu genel kurul çağrısının ortaklara tebliğ edildiğini, 28/07/2017 tarihli toplantının yapılması ile davanın konusuz kalacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/33 Esas KARAR NO:2022/846 DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) DAVA TARİHİ:14/01/2022 KARAR TARİHİ:19/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu genel kurulda davalı Şirket'in esas sermayesinin---- sahip müvekkili hakkında şirkete bağlılık yükümünü yerine getirmediğinden bahisle şirkete verdiği zararların tazmini için dava açılmasına ilişkin alınan ---- numaralı kararın müvekkilinin oylamaya katılımı olmadan davalı şirket'in esas sermayesinin --- sahip---- oylarıyla alındığını; kararının müvekkilini yıldırmak ve anılan kişilerin kendi eylemlerini gizlemek için kötü niyetle alındığını; müvekkilinin oylamaya katılmamakla birlikte karara ilişkin itirazını genel kurul tutanağına yazdırdığını; her ne kadar ----- tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan arar --- sorumlu müdür...

          Davanın davalı şirketin 18.08.2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 9 nolu kararın batıl olduğunun tespiti ve / veya iptaline, 28.01.2019 tarihinde seçilen yönetim kurulu üyelerinin görevlerinin devam ettiğinin tespitine, davalı şirketin genel kurulu olağan üstü toplantıya çağıran yönetim kurulu kararının TTK 391. Madde uyarınca haksız ve batıl olduğunun tespiti ve / veya iptali istemi ve ihtiyati tedbiren dava konusu 18.08.2020 tarihli genel kurulun 9 nolu kararının yürütmesinin durdurulmasına ve davalı şirkete kayyum atanmasına; Yine ihtiyati tedbiren davalı şirketin 27.10.2020 tarihinde yapılacak olağanüstü genel kurul toplantısının yürütmesinin geri bırakılmasına ve genel kurul toplantısının yapılmasının durdurulmasına yönelik olarak açılmış olup, mahkememizce düzenlenen tensip tutanağıyla dava konusu 18.08.2020 tarihli genel kurulda alınan 9 nolu kararın yürütmesinin geri bırakılmasına ve kayyım atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talepleri yönünden TTK 449....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, olağanüstü genel kurul için üye tayini ve 15.01.2012 tarihli genel kurul toplantısının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 18.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              TTK'nın 347/son maddesi hükmü, murakıplarla ilgili olup, önceki yönetim kurulu üyeliğinden dolayı ibraları henüz görüşülmediği için haklarında ibra kararı verilmeyen yönetim kurulu üyelerinin tekrar seçilemeyeceğine dair gerek TTK gerekse davalı şirket anasöz-leşmesinde bir hüküm bulunmamakta olup, genel kurul gündeminin 7. mad-desinde yönetim kurulu üyelerinin seçimine dair kararın iptaline karar verilmesi doğru değildir. Dava konusu genel kurulda gündemin 7. maddesinde A.Hamdi 3 yıllığına denetçi olarak seçilmiştir. TTK'nın 347/son maddesi gereğince, ibra edilmedikçe önceki denetçinin tekrar seçilmesi mümkün olmayacağından, dava konusu genel kurulda denetçi seçilen A.Hamdi'nin bir önceki genel kurulda da denetçi seçilip seçilmediği araştırılarak, A.Hamdi'nin denetçi se-çilmesine engel bir halin olup olmadığının belirlenmesi gerekirken, bu konuda bir inceleme yapılmadan, eksik inceleme ile denetçi seçim kararının da iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                Esas sayılı ara kararı ile; davaya konu genel kurul toplantısında alınan kararlar ile şirkete yönetim kayyımı atanması arasında bir bağlantı bulunmadığı bu nedenle bu tedbir isteminin reddi gerektiği kanaatine varıldığı, davacı tarafın ikinci tedbir isteminin 14.10.2021 tarihli genel kurulda alınan şirket sermayesinin artırılmasına ilişkin kararın davacı açısından durdurulması olmakla sözkonusu genel kurul kararının TTK 621. maddesine aykırı olduğu hususunun yaklaşık düzeyde ispatlanmadığı, bu nedenlerle bu tedbir isteminin de reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, vakıf genel kurul kararının iptali ile harcamalarının tespiti ve vakfa kayyım tayini istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 30.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Davalı vekili, davacının kooperatif üyeliği devam ettiği sırada, Yozgat Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 16.06.2002 tarihli kararı ile SSK’ya borçlu duruma düştüğünü, genel kurul kararı ile bu borcun taksitle üyelerden alınmasının kararlaştırıldığını davacının da bu genel kurul, kararına göre aidat borcunun bulunduğunu ve bu amaçla hakkında icra takibi yapılmış olduğundan tazminat isteminin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının kooperatif üyeliğinin devam ettiği, devrin ispatlanamadığı, bu konuda alınmış bir yönetim kurulu kararının bulunmadığı, bu nedenle genel kurul kararına dayalı aidat borcunun bulunduğu, buna göre de tazminat isteminin haksız olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu