Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin 110.000 adet hissesi davacı şirket kayıtlarında ve zilyetliğinde olduğundan davacının katılmadığı çağrısız genel kurul toplantısı yapılması halinin TTK'nın 370. maddesine aykırı olduğu, bu şekilde yapılan toplantı yok hükmünde olduğu, şirketin organsız durumda olmadığından kayyım atanması talebinin yerinde olmadığı, ayrıca yönetim kurulu kararları aleyhine dava açılamayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 20/08/2010 tarihli Genel Kurul Toplantısının yok hükmünde olduğunun tespitine, Yönetim Kurulu Kararının iptali ve kayyım atanması taleplerinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, genel kurul kararının yokluğunun tespiti, yönetim kurulu kararının iptali ve şirkete kayyım atanmasına ilişkindir....

    Yine 24/03/2021 tarihli ara karar ile," Davanın konusu genel kurul toplantısında alınan kararların iptali davası olup bu dava ile şirkete tedbiren kayyum atanması talebi arasında bir ilinti olmadığından tedbiren kayyum atanması talebinin reddine, -Davacı vekilinin dava dilekçesinde talep etmiş olduğu, genel kurul toplantısında alınan kararlara uyulmamasının tedbiren durdurulması talebinin ibraz edilen deliller ile davacının davasında haklı olduğu yaklaşık ispat kuralı uyarınca bu aşamada ispat edilemediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine," şeklinde karar verilmiştir....

    Yine 24/03/2021 tarihli ara karar ile," Davanın konusu genel kurul toplantısında alınan kararların iptali davası olup bu dava ile şirkete tedbiren kayyum atanması talebi arasında bir ilinti olmadığından tedbiren kayyum atanması talebinin reddine, -Davacı vekilinin dava dilekçesinde talep etmiş olduğu, genel kurul toplantısında alınan kararlara uyulmamasının tedbiren durdurulması talebinin ibraz edilen deliller ile davacının davasında haklı olduğu yaklaşık ispat kuralı uyarınca bu aşamada ispat edilemediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine," şeklinde karar verilmiştir....

    Mahkemece; 07/01.2012 tarihli genel kurul kararının alınmasında bir takım eksiklikler bilirkişilerce tespit edilse de bu durumun genel kurul kararının iptalini gerektirmeyeceği, KMK'nın 34. maddesinde öngörülün mahkemece yönetici atanması şartları gerçekleşmediğinden, mevcut bir yöneticisi bulunması dikkate alınarak asıl davanın reddine, birleşen davanında reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İptali istenen toplantıda alınan kararların yok hükmünde veya mutlak butlanla batıl sayılacak kararlar olmadığı, yönetici seçimi ve diğer kararların iptalini gerektirecek sebeplerin bulunmadığı ve yönetici atanması şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 15/01/2018 günü oy birliği ile karar verildi....

      tarafından, davalı aleyhine 10/08/2012 gününde verilen dilekçe ile genel kurul kararının iptali ile genel kurulu yapılıncaya kadar kayyum atanmasının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumet yönünden reddine dair verilen 03/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, genel kurul kararlarının iptali ile genel kurul yapılıncaya kadar kayyum atanması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Bölge adliye Mahkemesince, özel denetçi atanmasına yönelik talep bakımında mahkemenin kararının kesin olduğu, özel denetçi atanması talebinin reddine dair genel kurul kararının iptalini istemi bakımından ise genel kurulda bu yöne ilişkin verilen red kararından sonra ilgililerin mahkemeden özel denetçi atanmasının talep edilebileceği, bu nedenle bu istem bakından davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davacının, genel kurul kararının iptali yönündeki istinaf başvurusunun 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, özel denetçi atanma talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı kesin olduğundan bu talep yönünden davacının istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiştir....

          nin 09.08.2006 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısındaki yönetim kurulunun ibrasına yönelik kararın iptaline, davalı şirkete kayyım atanması talebinin ise reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı... vekili ile davalılar vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, anonim şirket genel kurul kararının iptali ve şirkete kayyım atanması istemine ilişkin olup mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Genel kurul kararlarının iptalini isteyen ortağın bu sıfatının iptal davasının kesinleşmesine kadar devam etmesi gerekmektedir. Ancak, davalılar vekili, temyiz itirazlarında, davacıların bütün hisselerini 06.03.2012 tarihinde dava dışı......'ne devretmek suretiyle davalı şirket ile ilişkilerini sonlandırdıklarını, işbu davada taraf sıfatlarının kalmadığını bildirmiştir....

            ın gözetiminde şirket merkezinde toplandığını, Genel Kurul (6) sayılı kararının yönetim kurulu seçimine ilişkin olduğunu, müvekkili şirketin 06.05.2015 tarihinde tasfiyeye girdiğini ve 01.12.2015 günü genel kurul kararıyla ...'nın tasfiye memuru olarak atandığını, şirket tasfiyeye girmiş olmakla TTK 535....

              DAVA : Genel Kurul Kararının İptali İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 15/04/2022 YAZIM TARİHİ : ... Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... tarih ve ......

                ın 29 Mart 2015 tarihli Genel Kurul kararlarının iptaline, dernek yönetimine kayyım atanması yönündeki talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı vekilinin genel kurul kararın iptaline yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede: Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin genel kurul kararının iptaline yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalı vekilinin kayyım atanması talebinin reddine yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 75/2. maddesinde ise, “Yönetim kurulu, genel kurulu toplantıya çağırmazsa; üyelerden birinin başvurusu üzerine, sulh hakimi, üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendirir.” hükmüne yer verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1....

                  UYAP Entegrasyonu