Gerekçe: Dava, sendika şube yönetim kurulunun olağanüstü genel kurul yapılmasına yönelik azınlık talebinin reddine ilişkin kararının iptali ile şubenin olağanüstü genel kurula götürülmesinin sağlanmasına ilişkindir. Somut olayda öncelikle çözülmesi gereken hukuki problem, davalı olarak gösterilen Eğitim-Sen Konya Şubesi’nin taraf ehliyeti bulunmadığıdır. Taraf ehliyeti, hak ehliyetinin usul hukukundaki görünümüdür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 8. ve 48. maddeleri uyarınca gerçek kişiler ve tüzelkişiler hak ehliyetine sahiptirler. Sendika şubelerinin tüzelkişilikleri bulunmamaktadır. Somut olayda sendikalar hukukuna özgü olarak şube yöneticileri ile sendika yöneticileri arasında ve dolayısıyla sendika arasında husumet bulunması gibi sendika şubesinin de davaya dahil edilmesini gerektirir nitelikte bir durumda iddia ve ispat edilmemiştir....
genel mali sekreterin görevine son verildiğini, yönetim tarafından hukuka aykırı işlemler yapıldığını, mevcut yönetim kurulunca toplu iş sözleşmesi uygulamasındaki sorunların çözülemeyeceği, sendika içi demokrasinin yok edildiğini ileri sürerek delegelerin olağanüstü genel kurul talebinin reddine dair genel yönetim kurulunun 01.06.2012 tarih ve 164 sayılı kararının iptali ile yönetim kuruluna işten el çektirilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Yönetim Kurulu kararının gündemde olmadığı davacı iddiasının yerinde olmadığı, sonuçta Sendika yetkili organlarının seçimine ve kararına başvurması sonucunu doğuran 19.09.2023 tarihli Tüzük değişikliği ve Seçimli Olağanüstü Genel Kurul kararının usul ve kanuna aykırı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Hüküm süresi içinde davacılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacılar vekili, asıl davada, davalı sendika merkez yönetim kurulunun 10.09.2012 tarihli kararı ile İstanbul Anadolu Yakası Şubesi olağanüstü genel kurulunun 29.09.2012 tarihinde toplanmasına karar verildiğini, olağanüstü genel kurul kararının dayanaksız, yersiz, haksız, sendikayı zarara uğratan nitelikte olduğunu, bu kararın iptali gerektiğini, olağan genel kurul seçimini kaybedenlerin olağanüstü genel kurul talep ettiğini, sendika genel merkezinin şubeye karşı sindirme ve yıldırma politikaları uyguladığını, şube yönetimini araçsız ve personelsiz bırakarak cezalandırdığını, merkez disiplin kurulu aracılığı ile şube yönetimine baskı uygulandığını ve olağanüstü genel kurula zemin hazırlanmaya çalışıldığını, olağanüstü genel kurul için...
Bu cümleden olarak, bir sendikanın demokratik yapıya sahip olup olmadığına ilişkin en somut ölçüler genel kurulun yapısı ve işleyişinde aranmalıdır (Şahlanan, Fevzi: Sendikaların İşleyişinin Demokratik İlkelere Uygunluğu, ..., 1980, s.119). Genel kurul sendika ve konfederasyonların iradesini yansıtan nihai karar organıdır. Genel kurullar bakımından asıl olan ise olağan genel kuruldur. Olağan genel kurul, kanunda ve daha kısa bir süre belirlenmesi koşuluyla tüzükte öngörülen sürelerde düzenli şekilde yapılmak zorunda olunan ve yapılması için herhangi bir sebebin ortaya çıkması gerekli olmayan genel kuruldur. Somut uyuşmazlık, davalı konfederasyonun 01-02 Aralık 2018 tarihlerinde icra ettiği olağan genel kurulunun iptali istemine ilişkindir. Davacı sendika, usulüne uygun şekilde çağrılmadığı/davet edilmediği gerekçesiyle genel kurulun iptalini talep etmiş, davalı konfederasyon ise davacı sendikanın üyeliğinin mevcut olmadığını savunmuştur....
Sendika tüzüğünün 28. maddesinde de “Şube Genel Kurulu, dört yılda bir Sendika Genel Yönetim Kurulu'nun onayını almak koşulu ile ve Sendika Genel Kurul toplantısından önce olmak üzere, şubenin faaliyette bulunduğu mahalde, Şube Yönetim Kurulu'nun tespit edeceği yer, gün ve saatte toplanır” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, iptali talep olunan Şube Yönetim Kurulunun 14.01.2014 tarih ve 84 sayılı kararı ile şube 19. Olağan Genel Kurulunun 22.03.2014 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, şubenin son olağan genel kurulunun ise 20.03.2010 tarihinde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, sendika genel merkezinin 17.02.2014 tarihli yazısında da, şube tarafından iletilen olağan genel kurul yapma isteğinin uygun bulunduğu belirtilmiştir....
Şubesi olağanüstü genel kurulunun 29.09.2012 tarihinde toplanmasına karar verildiğini, olağanüstü genel kurul kararının dayanaksız, yersiz, haksız, sendikayı zarara uğratan nitelikte olduğunu, bu kararın iptali gerektiğini, olağan genel kurul seçimini kaybedenlerin olağanüstü genel kurul talep ettiğini, sendika genel merkezinin şubeye karşı sindirme ve yıldırma politikaları uyguladığını, şube yönetimini araçsız ve personelsiz bırakarak cezalandırdığını, merkez disiplin kurulu aracılığı ile şube yönetimine baskı uygulandığını ve olağanüstü genel kurula zemin hazırlanmaya çalışıldığını, olağanüstü genel kurul için delegelerin haksız gerekçelere dayanarak noterden ihtarname çektiğini, olağanüstü genel kurul yapılabilmesi için ciddi ve objektif sebeplerin varlığının gerektiğini ancak somut olayda bu nitelikte koşulların bulunmadığını ileri sürerek .... şubesinde olağanüstü genel kurul yapılmasına ilişkin davalı sendika merkez yönetim kurulunun 10.09.2012 tarih ve 103 sayılı kararının iptaline...
Olağan Genel Kurulunun süresinde yapılmadığını, Sendika Tüzüğü'nde genel kurulun “dört yılda bir” yapılacağının açıkça düzenlendiğini, olağan genel kurul zamanından önce yapılan her genel kurulun olağanüstü genel kurul niteliğinde olduğunu, netice itibarıyla davalı Sendikanın 3. Olağan Genel Kurulu süresinde yapılmadığı gibi Genel Kurul delegelerinin hukuka uygun bir şekilde seçilmediğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C....
D-) İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu işlemin açıkça sendika ana tüzüğüne aykırılık teşkil ettiğini, davalı sendika şubesi tarafından Olağan Şube Genel Kurulu süreci kapsamında bir Olağan Genel Kurul yapılmasına dair karar alındığı, bu karar da sendika Genel Merkezine ilgi tutulmak suretiyle gönderildiğini, alınan bu genel kurul kararı açıkça sendika tüzüğünün 22....
İnceleme konusu davada, dava dilekçesinin içeriğine göre davacı vekilinin talebi esas itibarıyla öncelikle Genel Kurul dışında icra edilen delege seçimlerinin iptali, devamında ise hukuka aykırı şekilde belirlenen delegelerle toplanan Olağan Genel Kurulun iptali istemine ilişkindir. Bu itibarla somut olayda esasen davacı vekilinin iki ayrı davası bulunduğu anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince hem Genel Kurul dışında icra edilen delege seçimlerinin iptali talebi bakımından hem de Olağan Genel Kurulun iptali talebi bakımından ayrı ayrı hüküm kurulmalıdır. Bununla birlikte İlk Derece Mahkemesince Genel Kurul dışında icra edilen delege seçimlerinin iptali talebi bakımından olumlu yahut olumsuz bir hüküm kurulmaması 6100 sayılı Kanun’un 297 nci maddesine aykırıdır. 5....