tarihli genel kurulun 6 numaralı kararının yoklukla malul olduğunun tespitini istediklerini, menfi tespit taleplerine konu dava değerinin ise 61.656,63-TL olduğunu bildirmiştir. Davacı vekilinin ... tarihli beyan dilekçesinde ... tarihli celsenin 5 nolu ara kararı gereği ... tarihli genel kurulun 6 nolu ara kararının yokluğunu talep ettiği bildirilmişse de anılan genel kurul kararının "dilek ve temenniler, kapanış" konulu olduğu görülmekle davacı vekiline bu konuda beyanda bulunmak üzere süre verilmiştir. Davacı vekili ... tarihli dilekçesinde yokluğunu talep ettikleri genel kurulun, ... tarihli genel kurulun 6 numaralı kararı olduğunu beyan etmiştir. Davacı vekilinden menfi tespit talebi konusunda dava değerini açıklaması istenmesine rağmen, davacı vekili ... tarihli dilekçesinde dava değeri olarak 61.656,63-TL olarak ve ......
Mahkemece iptali istenilen genel kurulun 10. gündem maddesi ile ödenmesi kararlaştırılan bedelden, peşin bedelli üye olan her bir davacının hissesine düşen genel gider tutarı belirlenerek bu tutardan sorumlu oldukları, bu tutar dışında kalan aidat bedelinden sorumlu olmadıkları yönünde hüküm kurulmuştur. Genel kurul kararının iptali davasına bakan bir mahkemenin yargılama sonucunda davanın kabulü gerektiği sonucuna vardığında, kararın iptali ile yetinmesi, diğer anlatımla genel kurulun yerine geçerek bir karar almaması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, iptali istenilen genel kurunun 10. gündem maddesinin iptali ile yetinilmesi gerekirken ayrıca dosyanın menfi tespit davası olarak görülüp sonuçlandırılması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali, menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacılar vekili, müvekkillerinin, davalı kooperatife üye olmayıp sadece dışardan daire satın alan konumunda bulunduklarını, ....05.2010 tarihli genel kurulda müvekkillerinin aylık 600,00 TL ödeme yükümlülüğü bulunduğu yönünde karar alındığını ve bu hususun yönetim kurulunca kendilerine bildirildiğini ileri sürerek, ....05.2010 tarihli genel kurulun iptaline, bu talep kabul edilmezse müvekkillerinin aylık 600,00 TL ödeme yapması gerektiği yönünde alınan genel kurul kararının hükümsüzlüğünün tespiti ile müvekkillerinin kooperatife borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki kooperatif genel kurul kararının iptali ve menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kendisine teslim edilen işyerinin, kesin maliyet bedeli olan 77.882,00 TL'nı ödediğini, 19.10.2008 tarihli olağanüstü genel kurulda üyelere 10.230,00 TL ek ödeme yükümlülüğü getirildiğini, bu kararın yasal dayanağının bulunmadığını ileri sürerek anılan genel kurul kararının iptali ile davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit, genel kurul kararının iptali ve alacak davalarının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine, menfi tespit, ihraç kararlarının iptali ile kira kaybı yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen 2007/86 E. ve 2008/322 E. sayılı davalarda davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Davalı vekili, davacının daha önce açmış olduğu menfi tespit davasında borcunun bulunduğunun tespit ve rapor edildiğini, davacının dava konusu ettiği bononun, ....07.2006 tarihli genel kurul kararına rağmen yüklenici firmaya ciro edilmediğini, davacı ile yapılan taahhüt anlaşmasına uyulmaması nedeniyle bir adet bononun doldurulduğunu, bu bononun tahsil edilmiş olması halinde taahhütnameye göre borç alacak ilişkisi tasfiye edilmiş olacağından ikinci bononun bedelsiz ve konusuz kalacağını, bu bono ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığını ve teminat olarak müvekkili kooperatif kasasında saklandığını, genel kurulda karar alınması halinde bononun kullanılacağını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Dava dilekçesinde borcun miktarı konusunda kooperatif ile aralarında ihtilaf bulunduğundan davalı kooperatife karşı menfi tespit davası açıldığı, menfi tespit davasının ihraç kararından önce açılmış olması halinde ihraç kararının geçersiz olacağı, ihraç kararının dava açıldıktan sonra alınması halinde ise menfi tespit davasının sonucunun beklenmesinin gerekeceği, bu nedenle menfi tespit davasının açıldığı tarihin araştırılması gerektiği, ayrıca kabul şekline göre de borç miktarının belirlenmesi için genel kurul tutanaklarının getirtilmesi, anılan tutanaklar, kooperatife ait defter kayıtları ve belgeler ile tarafların dayandıkları diğer delillerin toplanması ve tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının ihtarname tarihi itibari ile borç miktarının genel kurullarda alınan kararlara, kayıt ve belgelere dayalı olarak belirlenmesi sonucu ihraç kararının iptali istemi hakkında bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak, menfi tespit, genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi kurulu raporu, ek raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davanın genel kurul kararının iptali ve menfi tespit talebine ilişkin olduğu, genel kurul kararının iptali talebinin kabulü halinde iptal edilen genel kurul kararından kaynaklanan bir borçları kalmayacağından ve dava dilekçesinde menfi tespite konu olabilecek bir meblağ belirtilmediğinden bu talebin asıl talebi pekiştirici olarak görülüp, davanın genel kurul kararının iptali olarak incelendiği, davacı ...'in dava konusu karara muhalefet şerhi bulunmadığı gibi, adı geçen davacı ile diğer davacı ......'...
Bu hükümden ilamlı icrada menfi tespit davası açılamayacağı sonucuna varılmamalıdır. Çünkü İİK’nın 33/4. fıkrasında menfi tespit davasının belirtilmemiş olması sadece bir unutmadır. İİK’nın 41. maddesindeki yollama 72. maddenin tümünü de kapsar. Menfi tespit davası bir eda davası olan istirdat davasının sonucudur. Bu nedenle borç ödenmediği için henüz açılamayan istirdat davasının öncüsü olan menfi tespit davasının açılmasının da hukuki yararı vardır (Kuru Baki ; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013 s. 955). Ayrıca ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi ile ilgili İİK’nın 150. maddesinde “…Ancak rehin hakkı itiraz konusu yapılamaz. İpoteğin iptali hakkında dava açılması hâlinde İİK’nın 72. madde hükümleri kıyasen uygulanır.” demektedir. Borçlu ipoteğin iptali için menfi tespit davası açabilir. İpotekli taşınmazın malikinin üçüncü kişi olması hâlinde üçüncü kişi de ipoteğin iptali için menfi tespit davası açabilir....