Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin 29.01.2010 tarihli genel kurulunda iki üyenin üye olmayan kişilerce temsil edilip oy kullanıldığı, yönetim kurulunun ibrada oy kullandığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun toplantı yeter sayısına ilişkin 45. ve temsile ilişkin 49. maddesinin kararların geçerliliğine ilişkin hükümlerinin emredici nitelikte olduğu, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararlarının BK'nın 19. ve 20. maddeleri hükümleri gereğince mutlak butlanla sakat olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 29.01.2010 tarihli genel kurul kararlarının tüm maddelerinin yok hükmünde olduğunun tespitine ve iptaline, kayyım atanması talebinin reddine karar verilmiştir....
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2) Dava, genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53 ncü maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olması durumunda, toplantıda bulunan ortaklar alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için dava açabilir. Ancak,emredici kurallara aykırılık halinde genel kurul kararları mutlak butlanla batıl olacağından bu halde iptalleri için açılacak davalarda muhalefet şerhi aranmaz. Somut olayda, 27.06.2010 ve 26.06.2011 tarihli genel kurul kararlarında usulüne uygun olarak kararlara muhalif kalınarak, keyfiyetin tutanağa geçirildiği anlaşılmaktadır....
Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin parselde kayıtlı 13 bağımsız bölümden oluşan İnce sitesinde kat maliki olduklarını, site kat malikleri kurulunun 30.11.2013 ve 16.08.2014 tarihinde kat malikleri genel kurul toplantısı yaptığını, 3335 parselde yer alan siteyle ilgili yapılan genel kurul toplantılarına sitenin hemen bitişiğinde yer alan 3336 parseldeki 4 adet bağımsız bölüm malikinin toplantıya katıldığını, bu şekilde herhangi bir haklı neden olmadan toplantıya katılan 3336 parseldeki 4 adet kat malikinin gerek toplantı nisabın da dikkate alındığını gerekse alınan kararlarda oy kullandığını, 3335 parsele ait yönetim planı ile 3336 parsele ait yönetim planının da 3336 parseldeki 4 adet kat malikinin ince sitesinin genel kuruluna katılma olanağını vermediğini, 16.8.2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına katılan kişiler açısından usulsüzlük yapıldığını, müvekkilleri ile bazı kat maliklerinin toplantıya...
bulunmadığını, davacının da kabulünde olduğu üzere 5 nolu genel kurul kararı; "......
Maddesine göre, kat malikleri kurulunca verilen kararlar aleyhine, kurul toplantısına katılan ancak 32. madde hükmü gereğince aykırı oy kullanan her kat maliki karar tarihinden başlayarak bir ay içinde, toplantıya katılmayan her kat maliki kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak altı ay içinde anagayrimenkulün bulunduğu yerdeki sulh mahkemesine iptal davası açabilir; kat malikleri kurulu kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlarda süre koşulu aranmaz....
Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK'nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Batıl hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların batıl olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Genel kurul toplantısına çağrılması gereken ortakların çağrılmaması ve katılmaması toplantı ve karar nisabını etkiliyorsa bu durum, kararın mutlak butlan ile malûl sayılmasını gerektirir. Bu nitelikteki kararların mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir. Somut olayda; davalı kooperatif 43 ortaklı olup, tasfiye edilmiş değildir....
kurul toplantısında alınan kararların mutlan butlanla sakat olduğunu, 7.maddedeki ----daire satış kararının geçeriz olduğunu, ---- tarihli genel kurul kararlarının yoklukla butlan olduğunun tespitiyle yok hükmünde olduğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere; genel kurul toplantısından haberdar olmasına karşın toplantıya katılmamış olup, genel kurula katılımına haksız olarak izin verilmediğini veya engellendiğini de ispatlayamamıştır. Bu nedenle genel kurul kararının TTK 445. Maddesine göre iptali açılan davada mümkün değildir. Davacı genel kurul kararının öncelikle butlan nedeniyle batıl olduğunun tespitini talep etmiştir. Davacının talebinin ve ilk derece mahkemesinin "yokluk" hükmünün incelenmesinde; butlan nedeniyle genel kurul kararlarının batıl olması durumun düzenleyen TTK 447. Maddesini incelemek gerekir. Anılan yasa maddesine göre; butlan halleri tahdidi olarak sayılmış olup, bu hallerin dışında genel kurul kararlarının butlan nedeniyle yokluğuna hükmedilemez. Tüm dosya kapsamında; davalı şirketin 12/07/2019 tarihinde yasal toplantı nisabı ile toplandığı ve yasal karar nisabı ile karar aldığı, TTK 447....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 24/05/2018 tarih, 2016/1167 esas ve 2018/684 karar sayılı ilamını dikkate alarak karar verdiğini, sermaye arttırımının tescilinden sonra iptal edilmesinin ara dönemde gerçekleşen birleşme işlemini kendiliğinden hükümsüz kılmadığını, HMK'nın 108/3, inşai hükümlerin, kanunda aksi belirtilmedikçe ileriye yönelik etki doğuracağını öngördüğü, TTK'da ise bu yönde özel bir düzenleme bulunmadığını, bu itibarla genel kurul kararlarının iptalinin geriye etkisinin “toptan ve mutlak" şekilde kabulünü gerektirecek bir hukuki gerekçe olmadığını, iptat edilebilir. genel kurul kararları, mahkeme tarafından verilecek bir iptal kararının kesinleşmesine kadar geçerli olup, sonuçlarını doğuracağını, öğreti ve içtihatta, genel kurul kararlarının iptalinin, (i) ortaklık içi ilişkileri aşan durumlarda üçüncü kişilerin menfaatlerinin ve işlem güvenliğinin korunması için, yahut (ii) geriye etkinin uygulanmasının çok güçleştiği durumlardan ileriye etkili olması kabul edilmekte olduğunu...
Elektrik Üretim AŞ'nin yasa ve şirket esas sözleşmesine aykırı olarak şirketin 21/10/2013 tarihli genel kurul toplantısından itibaren tüm genel kurul toplantılarına iştirak ettirilip oy kullandırıldığını, müvekkillerinin bu genel kurul kararlarına karşı hükümsüzlüğün tespiti ve iptali amacıyla Ankara ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas, Ankara ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas, .... esas sayılı dosyaları ile davalar açtığını, Ayrıca yine davalı şirket ile ... Elektrik Üretim AŞ aleyhine Ankara ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin esas sayılı dosyası ile 24/02/2011 tarihli hisse devir sözleşmelerinin yokluk ve mutlak butlan sebepleriyle hükümsüzlüğünün tespiti istemi ile dava ikame edildiğini, davalı şirketin derdest olan davalara verdiği cevaplarda, 24/02/2011 tarihli hisse devir sözleşmeleri ile hisselerin bir kısmının ... Elektrik Üretim Anonim Şirketi'ne devredildiğini, ......