Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının dava konusu yaptığı inşaat işleri ve yaptırılma yöntemleri ile ilgili 08.05.1996 tarihli genel kurul kararı haricinde ayrı bir genel kurul kararı bulunmadığı, yapılan işlerin kooperatifin amacı doğrultusunda olduğu, projede otoparkların bulunduğu, dava dosyasında yer alan belgelerden teklif alındığı ve anahtar teslim sureti ile işin otopark işini yapan dava dışı firmaya verildiği, 1996 yılında yapılan genel kurulda alınan kararların sonradan geri alındığı veya iptal edildiğine dair dosyada bir veri bulunmadığından ve otopark inşaatları projede bulunduğundan 1996 yılındaki genel kurul kararının otoparklar hakkında da geçerli olduğu projede klima bulunmadığından bu konuda genel kurulca karar alınmasının gerekli olduğu, ancak yapılma yöntemi konusunda da 1996 yılındaki kararın uygulanacağı, boyama ve tamir işi adi bakım işlerinden olduğundan, işle ilgili bir yöntem tayini zorunluluğunun bulunmadığı, bu...
belirterek mahkemenin 07/04/2022 tarihli ara kararının kaldırılmasını ve dava kesinleşinceye kadar davalı kooperatifin tasfiye sürecinin durdurulması ve bundan sonra yapılacak genel kurul toplantılarında tasfiyeye yönelik bir karar bir karar alınmasının engellenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....
Büyükşehir Belediyesine ait iştiraklerden olan davalı şirketin 29.03.2013 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında bir yıl süreyle görev yapmak kaydıyla yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, 08.07.2013 tarihinde kendisinden habersiz olarak yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında herhangi bir haklı neden gösterilmeksizin yönetim kurulu üyeliğinden azledildiğini, söz konusu toplantıda yönetim kurulu üyelerinin yeniden seçilmesi şeklinde muğlak bir ibareye dayanılarak kendisiyle birlikte görev yapan onbir yönetim kurulu üyesinin görevine son verildiğini, kendisi hariç diğer yönetim kurul üyelerinin yeniden seçildiğini, kendisinin yerine seçilen kişinin aynı nitelik ve unvanda olduğunu, 6102 sayılı yasanın 364/2. maddesi ile haksız azil nedeniyle tazminat isteme hakkının sağlandığını, haksız azil nedeniyle aylık 3.500,00 TL olan huzur hakkı alacağından mahrum kaldığını ileri sürerek 08.07.2013 tarihinden görev süresinin bitim tarihi olan 29.03.2013 tarihine kadar mahrum...
No: 74/ Mustafakemalpaşa/BURSA" adresinde saat 10:00'da yapılacak olup İVEDİ olarak olağanüstü genel kurul toplantısının bağımsız ve tarafsız olarak yürütüldüğünün tespiti amacıyla yalnızca genel kurul toplantısına katılmak ve toplantıda hazır bulunanları tespit etmek amacıyla mali müşavir bir bilirkişinin gözlemci, denetçi veya bilirkişi hazır bulunan veya komiser olarak atanmasını talep ve dava etmiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE; Dava, yapılacak olan olağanüstü genel kurul toplantısına tedbiren mali müşavir, denetçi veya komiser olarak tayini istemine ilişkindir. Özel denetçi tayini önemli azlık haklarından birisi olup TTK.nun 438. Maddesinde düzenlenmiştir....
Hukuk Dairesinin 05.06.2007 tarih ve 2007/12816 E., 2009/2430 K. sayılı ilamıyla davacının yönetim kurulu ihraç kararına karşı yapmış olduğu itirazın genel kurulda görüşülmemesinin ihracın kesinleştiği anlamına gelmeyeceği ihraç kararının askıda kaldığı ve davacının ortaklık sıfatının devam ettiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; kooperatifin 1995 yılında yapılan genel kurulunda tasfiye kararı aldığı, ancak daha sonra 2002 yılında yapılan genel kurul ile tasfiye kararından dönüldüğü, bu nedenle genel kurul toplantılarının yapılabilmesi için ortak sayısının 1/4 ünün katılımının şart olduğu, davaya konu 29/06/2003, 29/06/2010 ve birleşen davada 30/06/2013 tarihli genel kurul toplantılarında 1/4 ortağın katılımının sağlanamadığı, böylece dava konusu yapılan genel kurul toplantılarında yasal nisabın sağlanamaması nedeniyle genel kurul toplantılarında mutlak butlan ile batıl olduğuna gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, iptali istenen gecikme cezasının medeni bir ceza veya tazminat olmadığı, bir nevi temerrüt faizi niteliğinde bulunduğu, kooperatif ile üyesi arasındaki ilişkinin ticari bir ilişki olmadığı, belirlenen oranın gerek genel kurul tarihi, gerekse genel kurul kararında belirtilen tarihler itibariyle fahiş olup, borçlunun temerrüdü halinde yıkımına neden olacak nitelikte bulunduğu, gecikme cezasının faiz niteliği ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 88/2. maddesi hükmü birlikte değerlendirildiğinde genel kurul kararının söz konusu yasa hükmüne aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne dair verilen kararın, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 16.06.2014 tarih ve 2014/4780 E., 2014/4622 K. sayılı ilamı ile genel kurulca kararlaştırılan faizin kanunla belirlenen sınırın üstünde kalan kısmının iptal edilmesi gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Direnme üzerine dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir....
Şti.’nin 31/03/2017 tarihli genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının özel denetçi atanması talebinin 28/07/2017 tarihinde yapılacak özel denetçi atanması gündem maddeli olağanüstü genel kurulda görüşüleceğini, iptal isteminde hukuki yarar bulunmadığını, bu genel kurul çağrısının ortaklara tebliğ edildiğini, 28/07/2017 tarihli toplantının yapılması ile davanın konusuz kalacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Esas sayılı ara kararı ile; davaya konu genel kurul toplantısında alınan kararlar ile şirkete yönetim kayyımı atanması arasında bir bağlantı bulunmadığı bu nedenle bu tedbir isteminin reddi gerektiği kanaatine varıldığı, davacı tarafın ikinci tedbir isteminin 14.10.2021 tarihli genel kurulda alınan şirket sermayesinin artırılmasına ilişkin kararın davacı açısından durdurulması olmakla sözkonusu genel kurul kararının TTK 621. maddesine aykırı olduğu hususunun yaklaşık düzeyde ispatlanmadığı, bu nedenlerle bu tedbir isteminin de reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Davanın davalı şirketin 18.08.2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 9 nolu kararın batıl olduğunun tespiti ve / veya iptaline, 28.01.2019 tarihinde seçilen yönetim kurulu üyelerinin görevlerinin devam ettiğinin tespitine, davalı şirketin genel kurulu olağan üstü toplantıya çağıran yönetim kurulu kararının TTK 391. Madde uyarınca haksız ve batıl olduğunun tespiti ve / veya iptali istemi ve ihtiyati tedbiren dava konusu 18.08.2020 tarihli genel kurulun 9 nolu kararının yürütmesinin durdurulmasına ve davalı şirkete kayyum atanmasına; Yine ihtiyati tedbiren davalı şirketin 27.10.2020 tarihinde yapılacak olağanüstü genel kurul toplantısının yürütmesinin geri bırakılmasına ve genel kurul toplantısının yapılmasının durdurulmasına yönelik olarak açılmış olup, mahkememizce düzenlenen tensip tutanağıyla dava konusu 18.08.2020 tarihli genel kurulda alınan 9 nolu kararın yürütmesinin geri bırakılmasına ve kayyım atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talepleri yönünden TTK 449....
TTK'nın 347/son maddesi hükmü, murakıplarla ilgili olup, önceki yönetim kurulu üyeliğinden dolayı ibraları henüz görüşülmediği için haklarında ibra kararı verilmeyen yönetim kurulu üyelerinin tekrar seçilemeyeceğine dair gerek TTK gerekse davalı şirket anasöz-leşmesinde bir hüküm bulunmamakta olup, genel kurul gündeminin 7. mad-desinde yönetim kurulu üyelerinin seçimine dair kararın iptaline karar verilmesi doğru değildir. Dava konusu genel kurulda gündemin 7. maddesinde A.Hamdi 3 yıllığına denetçi olarak seçilmiştir. TTK'nın 347/son maddesi gereğince, ibra edilmedikçe önceki denetçinin tekrar seçilmesi mümkün olmayacağından, dava konusu genel kurulda denetçi seçilen A.Hamdi'nin bir önceki genel kurulda da denetçi seçilip seçilmediği araştırılarak, A.Hamdi'nin denetçi se-çilmesine engel bir halin olup olmadığının belirlenmesi gerekirken, bu konuda bir inceleme yapılmadan, eksik inceleme ile denetçi seçim kararının da iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir....