DAVA Davacı dava dilekçesinde; Büro Memurları Sendikasının delege seçimlerinin yapılması hakkındaki 20.11.2020 tarihli yazısı ile 02.03.2021 tarihli yazısı ekinde bulunan listede yer alan Şubelerin delege aday listelerinin ilanından başlanarak seçim sürecinin Genel Merkezle koordineli olarak gerçekleştirilmesinin talimatlandırıldığını, Büro Memur-Sen ... 2 nolu (İçişleri) Şubesinin de söz konusu yazı ekinde gönderilen seçim takvimi kapsamında olmasına rağmen gerek talimatta belirtilen seçim takvimindeki sürelere gerekse Sendika Seçim Yönetmeliği'nde belirtilen sürelere uyulmadığının görüldüğünü, Seçim Yönetmeliği'nin 25 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca şube olağan genel kurulunun, delege seçim bitiş tarihinden en erken 30 gün en geç 45 gün içinde yapılması gerektiği hüküm altına alınmasına rağmen 19.03.2021 tarihinde Genel Kurul toplantısının düzenleneceğinin ilan edildiğini, delege başvurularının alındığı tarihten 106 gün sonra Şube Olağan Genel Kurulu seçimine gidildiğini, delege...
Bu kurul, 24.07.2014 tarihli kararı ile 2012-2013 ve 2013-2014 sezonları esas alınarak 3. genel kurulun çoğunluklu olarak 13.09.2014, çoğunluksuz olarak 14.09.2014 tarihinde yapılması kararı almış ve bu karar gereği delege listeleri tamamlanıp, itirazlar karara bağlanıp,14.09.2017 tarihinde genel kurul yapılmıştır. Davacı tarafından iptali istenilen genel kurul seçim komisyonu tarafından yapılan 14.09.2017 tarihli genel kuruldur. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Sonuç olarak, mesele genel kurul dışında delege seçimi ile ilgili işlemlere dairdir. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun 43.maddesi gereğince bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun uygulanacağı öngörülmüştür. Ayrıca aynı kanunun 11.maddesi gereğince seçimlerde uygulanacak esaslarla ilgili de 2821 sayılı yasanın 14.maddesi ile 52.maddesi hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 81.maddesi gereğince de 2821 sayılı Kanuna yapılan atıfların bu kanuna yapılmış sayılacağı da belirtilmektedir. Bu kapsamda 6356 sayılı yasanın genel kurul dışında yapılan delege seçimi ile ilgili 16.maddesi gereğince itirazlarla ilgili verilen kararların kesin olduğu sabittir. Dava da genel kurul dışında delege seçimi ile ilgili hazırlık işlemlerinin iptaline dayanmakta olup, ihtilafın yapılmamış bir genel kurul yada delege seçimine endekslenmesi bu haliyle mümkün değildir....
Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtayca on beş gün içinde kesin olarak karar verilir. (3) Genel kurulun veya genel kurulda yapılan organ seçiminin iptaline karar verildiği takdirde mahkeme; genel kurulu kanun ve tüzük hükümlerine göre en kısa zamanda toplamak, seçimleri yapmak ve yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar kuruluşu yönetmekle görevli olmak üzere, 4721 sayılı Kanun hükümleri gereğince bir veya üç kayyım tayin eder ve görev sürelerini belirler." 3. 6356 sayılı Kanun’un "Genel kurul dışında yapılan delege seçimi" kenar başlıklı 16 ncı maddesi şöyledir: "(1) Genel kurul dışında yapılan delege seçimleri üyeler tarafından serbest, eşit, gizli oy, açık sayım ve döküm esasına ve tüzük hükümlerine göre yapılır. (2) Genel kurul dışında yapılan delege seçimlerine seçim sonuçlarının ilanından sonra iki gün içinde yapılacak itirazlar, mahkeme tarafından kesin olarak karara bağlanır....
Sendika genel kurullarının demokratik bir şekilde işlemesi için ise, öncelikle, genel kurulları oluşturacak delegelerin seçiminin, sendika içi demokrasi ilkesine uygun bir şekilde yapılması gerektiği şüphesizdir. Bu genel açıklamalar ışığında tarafların temyiz itirazları değerlendirildiğinde; 1-6356 sayılı Kanun'un 16. maddesinin ikinci fıkrasında, genel kurul dışında yapılan delege seçimlerine yapılan itirazların, mahkemece kesin olarak karara bağlanacağı ve mahkemece verilen kararlara karşı temyiz yolunun kapalı bulunduğu açık olarak ifade edilmiştir. Somut olayda, davalı sendikanın şubesinin delege seçimlerinin iptaline ilişkin talep yönünden, yapılan yargılama sonucunda mahkemece verilen karar kesin nitelikte olduğundan temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Asıl dava ve birleşen dava davacılarının ikinci talebi ise 19....
olduğunun sabit olduğu, davanın da genel kurul dışında delege seçimi ile ilgili hazırlık işlemlerinin iptaline dayandığı, ihtilafın yapılmamış bir genel kurul ya da delege seçimine endekslenmesinin bu hâliyle mümkün olmadığı, diğer taraftan bu aşamada söz konusu itirazların değerlendirilmesinin de işin niteliğine aykırı olduğu, İlk Derece Mahkemesince istinaf talebinin 6356 sayılı Kanun'un 16 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükümleri dikkate alınarak reddedilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
Bakanlık veya kuruluş ya da şubesinin üye ve delegeleri; kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak genel kurul ve seçim yapılması veya seçim sonuçlarını etkileyecek ölçüde bir usulsüzlük ya da kanuna aykırı uygulama iddiasıyla, bu işlemlerin veya genel kurulun iptali için genel kurul tarihinden itibaren bir ay içerisinde dava açabilir. Dava basit yargılama usulüne göre iki ay içerisinde sonuçlandırılır. (Ek cümle: 12/10/2017- 7036/30 md.) Karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay’ca on beş gün içinde kesin olarak karar verilir. “hükmü yer almaktadır. Aynı kanunun 16. maddesi 2. fıkrasında; "Genel kurul dışında yapılan delege seçimlerine seçim sonuçlarının ilanından sonra iki gün içinde yapılacak itirazlar, mahkeme tarafından kesin olarak karar bağlanır....
A.Ş. işyerinde 8.10.2009 tarihinde yeniden delege seçiminin yapılacağının ilan edildiğini ve ilanda işyerinde fiilen çalışan sendika üyelerinin delege seçimine katılabileceğinin belirtildiğini, böylece üyelerinin seçme seçilme hakkını kısıtladığını, bunun demokratik ilkelere ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davalı sendika Kocaeli Şubesine bağlı ... A.Ş işyerinde 8.10.2009 tarihinde yapılan delege seçimlerinin iptaline, kendilerinin şube genel kurul delegeleri olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı, şube faaliyet alanında bulunan Birsa A.Ş. işyerinde 24.3.2009 tarihinde yapılan delege seçimlerinin ... 1....
maddesinde ise;"Genel kurul dışında yapılan delege seçimleri üyeler tarafından serbest,eşit, gizli oy, açık sayım ve döküm esasına ve tüzük hükümlerine göre yapılacağı Genel kurul dışında yapılan delege seçimlerine seçim sonuçlarının ilanından sonra iki gün içinde yapılacak itirazların, mahkeme tarafından kesin olarak karara bağlanacağı" düzenlenmiştir. 6356 sayılı Kanun'un 12/2. maddesinde, olağan genel kurulun en geç dört yılda bir toplanacağı belirtilmektedir. Yasada belirtilen sürenin azami süre olup, sendika tüzükleri ile azami sürenin kısaltılması mümkündür. İlgili Sendika Ana Tüzüğü'nün 27. maddesinde de 4 yıllık azami sürenin tekrarlandığı ancak olağan genel kurul yapılması için ayrıca bir asgari sürenin belirlenmediği görülmektedir. Bu nedenle davacının 3. Olağan Genel Kurulunun süre yönünden iptali talebinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir....
Dosya kapsamından, davacının, davalı Kırıkkale Ziraat Odası Başkanlığının eski başkanı olduğu, başkanlık görevinde bulunduğu dönemle ilgili hakkında zimmet ve görevi kötüye kullanma suçlarından ceza davası açıldığı, davacı tarafça, davalı Odanın yeni başkanının seçilmesi için yapılan genel kurul toplantısı öncesi yapılan delege seçimlerinde usulsüzlük yapıldığının, usulsüz yöntemlerle seçilen delegelerin katılımıyla yapılan genel kurul toplantısının iptal edilmesi gerektiğinin iddia edildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince, eldeki dava, kooperatif genel kurul kararının iptali olarak nitelendirilmiş olup 1163 sayılı Kooperatifler Kanununu hükümlerine göre inceleme ve değerlendirme yapılarak davacının genel kurul toplantısının iptalini talep etme hakkı olmadığı, anılan kanuna göre delege seçiminde ve yapılan genel kurul toplantısında bir usulsüzlük olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür....