WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, banka tarafından müvekkili aleyhine tarımsal krediler ikraz sözleşmesine dayalı olarak takip başlatılmış ise de anılan sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait bulunmadığını belirterek, müvekkilinin bankaya boçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; dosya kapsamındaki tüm deliller gözetilerek, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda kredi sözleşmesi üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, belirtilen sözleşme uyarınca davacı yanın davalı bankaya borcu bulunmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

    Dava, dava dışı asıl borçlu şirket ile davalı banka arasında akdedilen 23/08/2014 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil olunduğu, borcun asıl boçlu tarafından ödendiği, diğer genel kredi sözleşmelerinde ise kefalet bulunmadığı iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Davalı yan, alacağın kaynağı olarak dosyaya 9 adet genel kredi sözleşmesi ibraz etmiştir. Dosya içerisinde yer alan davacı banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinden; 23.08.2004 tarihli genel kredi sözleşmesinde davacının müşterek müteselsil kefalet imzası bulunmakta ise de, 21.10.2009, 21.10.2009, 10.05.2010, 26.05.2010, 16.07.2010, 25.08.2010, 21.04.2010 ve 14.07.2011 tarihli genel kredi sözleşmelerinde davacının müşterek müteselsil kefalet imzası bulunmamaktadır. .../......

      CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; kredi borçlusunun davalı bankaya olan kredi borcunu ödemediğini, davacı kefillerin kredi sözleşmesi gereği 50.000,00 TL ile faiz ve ferilerinden sorumlu olduğunu, bu sebeple borçlu ve kefiller hakkında icra takibi başlatıldığını, takibin kredi sözleşmesine uygun olarak yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. III....

        ın akıl sağlığının yerinde olmadığını, diğer mirasçıların mirası reddettiğini, davalının müvekkili aleyhine fiil ehliyeti bulunmayan murisin imzaladığı bono ve kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi başlattığını belirterek, müvekkilinin bono ve bonoya dayalı icra takibi ile diğer takip dayanağı genel kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, Tarım Kredi Kooperatifleri kredi genel sözleşmesine dayalı olarak başlatılan takipte borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, hüküm Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilmiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 26.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan 15.10.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, 19.03.2007 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil olan davacının 19.03.2007 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan bankomat kredisi borcundan sorumluluğunun bulunmasına, davacı kefilin imzası bulunmayan 05.12.2007 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan 18.02.2008 ve 05.03.2008 tarihli taksitli filo kredilerinden doğan borçlardan sorumluluğunun bulunmamasına (Bknz....

            Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan 15.10.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, 19.03.2007 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil olan davacının 19.03.2007 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan bankomat kredisi borcundan sorumluluğunun bulunmasına, davacı kefilin imzası bulunmayan 05.12.2007 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan 18.02.2008 ve 05.03.2008 tarihli taksitli filo kredilerinden doğan borçlardan sorumluluğunun bulunmamasına (Bknz....

              TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin kefil sıfatıyla imzaladığı 20/11/2015 tarihli sözleşmeden kaynaklı borcun ödenmiş olduğunu, davalı bankanın müvekkilinin kefaletinin olmadığı 08/11/2016 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak müvekkili aleyhine ihtiyati haciz kararı alarak icra takibine giriştiğini, müvekkilinin sadece 20/11/2015 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefaletinin bulunduğunu, kefalet imzası bulunmayan 08/11/2016 tarihli kredi sözleşmesinden sorumlu olmayacağını ileri sürerek icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili, her iki kredi sözleşmesi birbirinden ayrı olmayıp bir bütün olduğunu, dolayısıyla davacının kefaletle ilgili sorumluluğunun devam ettiğini belirterek davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....

                Taraflar arasında imzalanan 30.01.2002 tarihli genel kredi sözleşmesinin 3.1/e maddesi hükmüne göre, sözleşmenin her türlü kredi teminat ve bankacılık işlemini kapsadığının anlaşılması ve yine 14. maddesine göre ise müşteri tarafından verilecek teminatların her türlü alacağın (doğmuş ve doğacak) karşılığı olduğunun belirtilmesi karşısında, mahkemece, takip ve dava konusu POS ödemelerinden kaynaklanan alacağın, genel kredi sözleşmesi kapsamında olmadığı ve bu alacaktan davalının sorumlu tutulamayacağı şeklindeki gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak verilen kredinin tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibine konu borçtan sorumlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, verilen kararın temyizen incelemesi görevi Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu