Hukuk Dairesi'nce verilen 05.12.2019 tarih ve 2019-952/1514 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, kredi sözleşmesinin tarafı olmadığını, davalı bankaya borcu bulunmadığını, sözleşmede imzası olmadığından haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Davalılar davanın reddini istemişlerdir Mahkemece, takip konusu yapılmayan alacağın sıra cetvelinde gözönünde bulundurulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 13.12.2013 tarih ve 6873 E., 8026 K. sayılı ilamıyla, davacı banka lehine tesis edilen ipotek, limit ipoteği niteliğinde olduğundan, takibe geçip geçmediğine bakılmaksızın, ipotek miktarı ile sınırlı olmak üzere, sıra cetvelinde davacıya alacağı miktar kadar pay ayrılması gerektiği, bu durumda mahkemece, genel kredi sözleşmesi ve ekleri ile gerekirse banka kayıtları üzerinde, bankacılık konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak satış tarih itibariyle, davacı bankanın kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının ipotek kapsamında kalıp kalmadığı, muaccel hale gelip gelmediği, gelmişse alacağın miktarı konusunda rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur....
-KARAR- Davacı vekili, davalının müvekkili ile akdedilen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağını tahsil için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibi başlattığını, yapılan takipte borcun kabul edildiğini, ipoteğin paraya çevrildiğini, davalının ise kredi teminatı olan 2 adet senede dayalı olarak da icra takibi başlattığını belirterek, 2 adet senet nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
Şti. arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin kefili olduğunu, bankaca ayrıca ... ilçesi ... ada ... parselde ... adına kayıtlı taşınmazın ipotek alındığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine Beyoğlu .... Noterliğinin 17.09.2010 tarihli ihtarı ile hesabın kat edildiğini, kat ihtarının tebliğininden sonra davacı şirketin 21.09.2010 ile 10.04.2012 tarihleri arasında asıl borçlu ile banka arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 351.960 TL borcu kefil sıfatı ödediğini, müvekkilinin ödemeden sonra 11.04.2012 tarihinde bankaya yazılı olarak başvurarak, ipoteğin ödeme oranında müvekkiline temlikinin talep edildiğini, bankaca cevap verilmemesi üzerine keşide edilen Beyoğlu .......
olduğunu, bu nedenle bu takip sonucunun beklenmesi gerektiği kanaatinde olduklarını, taraflar arasında yapılan takip ve dayanağı kredi genel sözleşmesi metni incelendiğinde davalı müvekkili ... borcun sadece kefili olduğunu, sözleşme metninden de anlaşılacağı üzere kredi alan ve kullanan, kredi sözleşmelerinin asıl borçlusu ve 'müşterisi' olan, ......
Asliye Hukuk Mahkemesinde 2016/631 Esas sayılı dosya ile HSBC Bankasınca düzenlenen kredi sözleşmesi bakımından borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davasının açıldığı ve Mahkemece Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 17/06/2017 tarih ve 2015/9407 Esas 2016/2472 Karar sayılı bozma ilamına uyularak, davacı T1’nın Kırıkkale 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1317 esas sayılı icra dosyasına konu genel kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, müvekkilinin mahkeme kararlarıyla da sabit olmak üzere, genel kredi sözleşmesinden ve ipotek senedinden sorumlu olmadığını, bunlara rağmen, HSBC Bank tarafından başlatılan ve davalı Final Varlık Yönetim A.Ş. tarafından temlik alınan alacak için Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4585 Esas sayılı dosyası ile yeniden borçlu olarak gösterildiğini ve tebligat işlemi yapılmaksızın müvekkili adına haciz işlemlerine geçildiğini, müvekkilinin, takip dayanağı rehin açığı belgesinden, ipoteğin Kırıkkale 2....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, vekil edeni banka ile Ertekin Azrak arasında kredi genel sözleşmesi imzalandığını, borçlu kredi genel sözleşmesinden kaynaklanan borcunu ödemediğini, borcun ödenmemesi üzerine ihtarname ve hesap özeti keşide edilerek tebliğ edildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen süresinde alacağı ödenmediğinden borcun muaccel borçlunun da mütemerrit olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle asıl borçlu ve ipotek verenler hakkında İzmir 19.İcra Müdürülüğünün 2018/4561 esas sayılı dosyasına konu olarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takibe, davacı kefil hakkında ise İzmir 1.icra Müdürlüğünün 2018/5969 esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlanıldığını, müşterek borçlu ve müteselsil kefil davacı hakkında ilamsız takip açılmasında hukuki bir usulsüzlük bulunmadığını, alacağın tüm yasal mevzuat, banka mevzuatı ve sözleşme hükümleri çerçevesinde...
müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, bu kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacağı ile dava dışı ...'in kullandığı konut kredisinin teminatı olarak taşınmaz üzerine müvekkili banka lehine 450.000 YTL limitli ipotek tesis edildiğini, müvekkilinin halen kredi alacağının mevcut olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur . Mahkemece ,iddia ,savunma, toplanan delillere göre, taşınmazın tapu kaydında davalı banka lehine konulan ipotek limitinin 450.000 TL olduğu, yargılama sırasında taşınmazın ihale yoluyla davalı bankaca satıldığı, davacının davalıya ödenen 140.000 TL 'yi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istediği, ancak davacının ilk malik dava dışı ......
Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen 12.4.2010 tarihli bilirkişi raporuna göre, ipoteğe konu konut kredisi borcunun ödendiği ancak ipotek veren Rıfat Ceylan'ın kefil olduğu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcu nedeniyle taşınmaz üzerindeki ipoteğin halen geçerli olduğu kabul edilsede ipoteğin üst limit ipoteği olduğu, ipotek bedelinin davacı yanca mahkeme veznesine depo edildiği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 25.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 30/12/2020 NUMARASI : 2019/435 ESAS 2020/946 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların icra takibine yönelik itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava dava etmiştir. CEVAP Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının İİK'nun 45....