WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasında davalı ile dava dışı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde davacının herhangi bir sıfatla imzasının yer almadığı, davalı asıl borçlunun kredi sözleşmesinden doğmuş ve doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere davacının daha sonra satın aldığı taşınmaz üzerinde üst sınır ipoteği tesis edildiği, bankanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, ipotekli taşınmazın yeni maliki olan davacı tarafından 54.996,00 TL kredi borcunun bankaya nakden ödendiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacının ipotek maliki sıfatıyla ödediği kredi borcu sonucu bankanın haklarına halef olması ile davalı asıl borçluya halefiyete dayalı olarak icra takibi yapıp yapamayacağı, davalının icra takibine itirazının haklı olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır....

Mahkemece, "...davacının dava konusu ipoteği banka ile imzaladığı 21/09/2010 tarihli konut kredisi sözleşmesi kapsamında kredi borcunun teminatını oluşturmak üzere davalı lehine verdiği, konut kredi sözleşmesinin 21 ve 22.maddeleri ile ipotek akit tablosundan anlaşılacağı üzere davacının verdiği teminatın sadece bu sözleşme kapsamında olmayıp, davacının daha evvel kullandığı veya ileride kullanacağı diğer krediler ile her ne sebepten olursa olsun gerek asaleten gerekse kefaleten doğmuş doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere alındığı, dolayısıyla bu ipoteğin davacının daha evvel müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı dava dışı .... şirketi ile davalı banka arasında yapılan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borçların da teminatını oluşturduğu, bankanın ipoteğin fekki için bu genel kredi sözleşmesinden kaynaklı bakiye borcun ödenmesi gerektiği yönündeki davranışının haklı olduğu, ancak yapılan bilirkişi incelemesinden anlaşılacağı üzere davalı bankanın davacıdan...

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile dava dışı borçlu Mehmet Çoban arasında Bireysel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, Zeynep İmrol ise, iş bu kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, Acıbadem Şubesi ile tanzim ve imza olunan işbu sözleşmeye istinaden borçlu Mehmet Çoban'a kredi hesabı açılmış ve ihtiyaç kredisi kullandırıldığını, borçluların sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmemesi üzerine ihtarname ile kredi hesapları kat edilerek, ihtiyaç kredisi borcunun ödenmesini ihtaren bildirildiğini, keşide edilen işbu ihtarnameye rağmen borçluların, borçlarını ödemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için İstanbul Anadolu 5....

    Şti. ile davalı arasında yapılan genel kredi sözleşmesinden doğacak borçların teminatı olarak diğer müvekkilinin taşınmazı üzerinde ipotek tesis edildiğini, davalının müvekkilleri aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ve kambiyo senedine özgü yolla icra takibi yaptığını, halbuki Kambiyo senedine özgü yolla yapılan talep dosyasına 16.573,99 TL ödeme yapıldığını, bu miktar ödeme gözönüne alınmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte bu ödemenin gözönünde tutulmadığını ileri sürerek davalıya şimdilik 16.573,99 TL borçlu olunmadığının tespitine, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kredi borcuna mahsuben yapılan ödemelerin kambiyo senedine mahsus yolla yapılan Antalya 9....

      Uyuşmazlık her ne kadar ipoteğin fekki istemiyle açılmışsa da temel ilişki genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığından TTK'nın 4. maddesi uyarınca ticari mahiyetteki genel kredi sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme ticaret mahkemesidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Bu nedenle mahkemece asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, kararın bozulması gerekmiştir..." şeklinde karar vermiştir. İstinafa konu somut olayda; davacı tarafça genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan kredinin teminatı olarak konulan ipoteğin fekki talep edilmektedir. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik hususu değerlendirilmeden davaya bakılmıştır. Bu husus usul ve yasaya uygun değildir....

      Kredi borçlarının süresinde ödenmemesi üzerine 17.08.2018 tarihinde tüm borçlulara Ankara ... Noterliğinin ...yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilmiştir. 08.07.2019 tarihinde borçlular 430 sayılı Genel Kredi sözleşmesinden kaynaklanan 1092 sayılı kredi bedelini ödenmesi karşılığında kredi teminatında bulunan ipoteğin fek edilmesi şartıyla bu krediyi ödemeye teklif etmişler, davalı banka da 1092 sayılı kredi borcunun 642.300.TL ile kapatılacağını davacılara yazı ile bildirmiştir. Davacılar bankaca bildirilen tutarı ödeyerek 1092 sayılı kredi borcunu kapatmışlardır. Teminatta bulunan ipoteği fek ettirmişlerdir. Davalı banka daha sonra 432 sayılı sözleşmeden kaynaklanan 1095 sayılı kredi borcunun taksitlerinin de ödenmediğini davacılara bildirmiş, davacılarca bir kısım taksitleri ödenmiştir. Taksitler ödenirken davacılarca eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır....

        Dava, davacı bankanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacağından doğan ilamsız icra takibine davalı-kefilin itirazının iptali istemine ilişkin olup, alacak likit (belirlenebilir) olduğundan İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca davacı banka lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemece bu yöndeki talebin davalının kötüniyetli olmadığı gerekçesiyle reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Hukuk Dairesi KARAR Dava, ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, ipotek, hem konut kredisinin hem de davadışı 3. kişinin kullandığı genel krediye kefaletin teminatı olarak verilmiş, ilk derece mahkemesince Tüketici Hukuku uygulanarak davanın kabulüne dair verilen karar istinaf mahkemesince dava konusu ipoteğin davadışı üçüncü kişinin kefaleten borcunun da teminatı olduğu gözetilip davadışı üçüncü kişinin kefaleten borcunun bulunup bulunmadığı, ipoteğin teminat vasfının devam edip etmediği belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak, dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş yerel mahkemece, üçüncü kişinin kullanmış olduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borç nedeniyle yasal takibe düştüğü, borcun ödenmemesi nedeniyle ipoteğin teminat vasfının devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, istinaf mahkemesi davacının istinaf başvurusunu esastan...

            Uyuşmazlık, takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı, davacının bu alacağı davalılardan talep edip edemeyeceği, davalıların icra takibine itirazının haksız olup olmadığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldıktan sonra ilamsız icra takibi yapılıp yapılamayacağı hususlarından kaynaklanmaktadır. Davalı ... vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, davalı ipotek maliki olduğu gibi, genel kredi sözleşmesinde de müteselsil kefil olarak yer almaktadır. Davacı banka tarafından davalı aleyhine işbu dava konusu ilamsız icra takibinden önce ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere davalı ...'...

              Uyuşmazlık, takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı, davacının bu alacağı davalılardan talep edip edemeyeceği, davalıların icra takibine itirazının haksız olup olmadığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldıktan sonra ilamsız icra takibi yapılıp yapılamayacağı hususlarından kaynaklanmaktadır. Davalı T3 vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, davalı ipotek maliki olduğu gibi, genel kredi sözleşmesinde de müteselsil kefil olarak yer almaktadır. Davacı banka tarafından davalı aleyhine işbu dava konusu ilamsız icra takibinden önce ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatılmıştır....

              UYAP Entegrasyonu