a karşı, kredi taahütnamesi, sözleşmesi, ihtarname, hesap özetine dayalı ilamsız takip başlatıldığını, ancak takibe dayanak kredi sözleşmesinin davalı tarafından boş olarak alındığını, sonradan doldurulduğunu, kefil hakkındaki borcun muaccel olması için ihtarnamenin gerektiğini, ayrıca TBK m. 583'e göre kefilin sorumlu olacağı miktarın yazılı olması gerektiğini, sözleşmede davacının el yazısı ile bir imzasının ve yazısının bulunmadığını, kefalet altına girenin eşinin rızasının olmamasının kefalet sözleşmesini geçersiz kılacağını belirterek davacının takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın Genel Kredi Sözleşmesine dayanarak icra takibi başlattığını, müvekkilinin 15.12.2004 tarihli sözleşmede taraf olmadığını, müvekkiline vekaleten Mehmet Bulanık tarafından atılan imza var ise de; vekalette bu yetkinin bulunmadığını ileri sürerek kredi sözleşmesine dayalı takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre, dava dışı borçlu ... Dekorasyon Ltd.Şti.lehine imzalanan 12.000....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 07/05/2015 NUMARASI : 2014/1268-2015/317 Taraflar arasındaki dava, genel kredi sözleşmesine dayalı kefalet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 02.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki asıl dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali, birleşen dava ise bu icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 25/09/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, davacının kefil sıfatıyla imzaladığı 20.11.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi sebebiyle borçlu olduğunu iddia etmiş ise de davacı yan dava dilekçesiyle, İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2018/10291 E. sayılı icra takip dosyası sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş olup zikredilen icra takibinin münhasıran davacının kefil sıfatıyla imzası bulunmayan 08.11.2016 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatıldığı anlaşılmaktadır....
TL tutarlı taşıt kredisinin tümüyle ödenerek tahsil edildiğini, hisse devrinden sonra 2007 yılında kullandırılan ve müvekkilinin imzası bulunmayan kredi sözleşmesi dolayısıyla müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek müvekkilinin boçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin faiziyle birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için icra takibine girişildiğini, icra takibine konu 26.09.2011 tarihli genel kredi sözleşmesinde müvekkilinin herhangi bir sıfatta imzasının bulunmadığını, bu sözleşmeye kefil olmadığını, 02.09.2008 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil sıfatıyla imza attığını ancak bu sözleşmenin icra takibine konu yapılmadığını, 02.09.2011 tarihli sözleşmenin dava ve takibe konu 26.09.2011 tarihli sözleşmeyle ilintilendirilip müvekkilinin sorumlu tutulmaya çalışıldığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline ve %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin kredi sözleşmesinden dolayı alacağının bulunduğunu, davacının bu alacaktan kefil olarak sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacının kefalet imzasına dayalı genel kredi sözleşmesine istinaden dost hesap üzerinden, rotatif ve taksitli kobi kredilerinin kullandırıldığı, davaya konu diğer kredilerin ise kullandırma tarihleri itibariyle davacının imzasının bulunmadığı genel kredi sözleşmesi ve kredi çerçeve sözleşmesine istinaden kullandırıldığı, davacının, kefili olduğu ve daha sonra limitleri arttırılan 01/09/2010 tarihli sözleşmeden kaynaklı olarak dava tarihi itibariyle 2.134,46 TL borçlu bulunduğu, davalı banka ile dava dışı şirket arasında arasında 25/05/2012 tarihli 1.000,000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi, 04/07/2012 tarihli 1.000,000 TL bedelli kefalet sözleşmesi ve 28.01.2013 tarihli kobi kart üyelik sözleşmesi akdedildiği, yeni sözleşme imzalandıktan sonra tekrar kredi kullandırıldırıldığı, davacı ...'...
Şti arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin davalılarca müşterek borçlu- müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığını, kredi borcu ödenmeyince hesabın kat edildiğini, başlatılan icra takibine davalıların "borçlu şirketteki hisselerini devrettikleri, alacaklı ile hiç bir kredi ilişkilerinin bulunmadığı" sebeplerine dayalı olarak itiraz ettiklerini, ipotekli taşınmazların ihale bedellerinin kredi riskini kapatmaya yetmediğini ileri sürerek 21.01.2003 tarihli işletme kredisinden kaynaklanan 184.000 TL kredi alacağının sözleşme temerrüt faizi ve ferileri ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı N.....
İstinaf talebinde bulunan davalı banka tarafından, davacı Duran Yalçın'ın banka ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi'nde kefil olduğunu, kredi sözleşmesinin devamlılık ve bütünlük arzettiğini, ikinci kredi sözleşmesinin kredi limitini artırmak ve ilk kredi sözleşmesine yeni teminatlar katabilmek amacıyla tanzim edildiğini, sözleşmeler arasında bağlantılar bulunduğu ileri sürülerek kararın kaldırılması talep edilmiş ise de; Mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, değerlendirilerek tartışıldığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu, davacının dava dışı Erdal Yalçın ile davalı banka arasında imzalanan 22/01/2011 tarihli Genel Kredi sözleşmesine kefil olduğu, davalı banka tarafından, bu sözleşmeye istinaden kullandırılan kredilerin ödenerek borçların kapandığı, davalı banka ile dava dışı Erdal Yalçın arasında 09/12/2016 tarihli ikinci bir Genel Kredi Sözleşmesi'nin düzenlendiği ve bu kredi sözleşmesinde davalının kefil sıfatıyla imzasının...