Bunun üzerine mahkemece, tespiti istenen dönem için davanın süresinde olup olmadığının belirlenebilmesi için gerekli olan kira sözleşmesinin başlangıç ve bitim tarihlerinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davalının dava konusu taşınmazda kiracı olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı kiralananı 04.06.2013 tarihinde iktisap etmiştir. Daha önce mahkemece verilen karar, kira sözleşmesinin başlangıç tarihi ve süresinin davacı tarafça ispatlanması gerektiği yönünden bozulmuş ve mahkemece davacının kira sözleşmesinin başlangıç tarihi ve bitim tarihini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davalı 14.07.2014 tarihli dilekçesinde, eski malik ile akdedilen sözleşme uyarınca yeni kira döneminin başlangıç tarihinin 2014/Ocak olduğunu belirtmiş, ancak kira sözleşmesinin başlangıç senesini bildirmemiştir....
bağlanan peşin sermaye değerinin sorulup tenzil edilmesi gerektiğini, davacı tarafından resmi belge sunulmaması durumunda gelirin asgari ücret olarak esas alınmasını, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılmasını, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi ve faiz türünün de yasal faiz olması gerektiğini, bu nedenle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin başladığı tarih itibariyle 506 sayılı Yasanın 92. maddesine göre bağlanması gereken miktara göre belirlenmesi zorunlu olup; başlangıçtan itibaren fazladan (506 sayılı Yasanın 92 ve 5510 sayılı Yasanın 54. maddeleri uygulaması sonucu) ödenen fark gelirlerin, yeni gelir tutarı üzerinden belirlenmiş olan peşin sermaye değerli gelire ilavesi gerekecek; faiz başlangıç tarihi olarak da, başlangıçtaki gelir onay tarihinin esas alınması gereği sürecektir. Dava konusu edilen peşin sermaye değerli gelirin tazmini mümkün tutarının, gelir miktarındaki anılan yasal düzenlemeye bağlı olarak, yukarıda sıralanan ilkeler ışığında belirlenmesi gereği üzerinde durulmaksızın ve anılan ilkeler çerçevesinde Kurumdan gelirin ilk peşin sermaye değeri ve fiili ödeme tutarları sorularak, tazmini gereken miktar belirlenmeksizin, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
tarihinden borçlanılan süre kadar geriye gidilerek sigorta başlangıç tarihinin tespit edilmesi hükmü karşısında davacının Fransa'da ilk defa çalışmaya başladığı 01.01.1995 tarihinden 2021 gün geriye gidilerek sigorta başlangıç tarihinin 27.02.1989 olarak tespit edilmesinin gerektiği, davalı kurumca davacının Türkiye'de iik kez 5510 sayılı Kanun'un 4/1- a maddesi kapsamında 17.09.2018 tarihinden geriye doğru 5300 gün gidilerek, sigorta başlangıç tarihinin 27.12.2003 olarak tespit edildikten sonra, Fransa'daki ilk işe giriş tarihi olan 01.01.1995 tarihinin esas alınmasının doğru olmayacağı, davacının tahsis talebinde bulunduğu,17.07.2019 tarihi itibariyle 506 sayılı Kanun'un geçici 81.maddesinin B/f maddesine göre 49 yaş, 20 yıllık sigortalılık süresi ve 5300 gün prim ödeme koşullarını taşıdığından davacıya 01.08.2019 tarihi itibariyle yaşlılık aylığının bağlanmasının gerektiğinin bildirildiği görülmüş, Yargıtay 10....
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının tüm, davalı Kurumun ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının Almanya'da rant sigortasına girdiği 24.03.1989 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti ile davacının yurt dışında geçen süreyi 5510 sayılı Kanun'un 4/1-(a) bendi kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, yurtdışındaki sigortalılığı nedeniyle sigorta başlangıç tarihinin 01/11/1992 tarihi olduğunun tespitiyle, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline, bu tarihten önceki tarihler borçlanıldığından emekliliğe esas sigortalılık başlangıç tarihinin 30/08/1991 olduğuna karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, yurtdışındaki sigortalılığı nedeni ile sigorta başlangıç tarihinin 01/11/1992 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir....
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; "gelirin başlangıç tarihinin iş kazası tarihi kabul edilmesi gerektiğini, gelirin güncellenerek ödenmesi gerektiğini" belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep etmiştir. Davalı Kurum vekili istinaf başvuru dilekçesinde; "eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verildiğini, davanın açılmasında kusuru bulunmayan Kurum aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu ve 15.12.2012 olması gerektiğini" belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava,sigorta başlangıç tarihinin 01/03/1994 olduğunun tespiti ile davacının ödediği borçlanma gün sayısı kadar geriye gidilerek sigorta başlangıç tarihinin tespiti talebine ilişkindir....
Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin sigortalılık başlangıç tarihinin vergi kaydının başlangıç tarihi olan 01/01/1997 tarihinden itibaren tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince Yargıtay'ın yerleşik uygulaması gereği bağ-kur sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti ve 1479 sayılı kanuna tabi sigortalılık süresinin tespiti istemlerinde sonuç yönünden farklılık bulunması nedeniyle davacı vekiline talep sonucu hakkında açıklama yapması için süre verilmiştir....
Davacının ülkemizdeki çalışmasından kaynaklanan sigortalılık başlangıç tarihinden 3201 sayılı Kanun'un 5/2 maddesine göre borçlanılan gün sayısı kadar geriye gidilmesi suretiyle bulunan sigortalılık başlangıç tarihi; davacının yurt dışında fiili çalışmasının başladığı tarihten önce olması nedeniyle davacının yurt dışındaki sigortalılığa dayalı sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasının 6100 sayılı HMK’nın 114/1-(h) bendi gereğince hukuki yarar yokluğundan HMK’nın 115.maddesine göre usulden reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....