İİK 265.maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup, borçlu tarafından ileri sürülen itirazlar sayılan bu sebepler içerisinde bulunmamaktadır. Talebe konu belgedeki kaşe ve imzanın sonradan doldurulduğu, taraflarına ait olmadığı, taşkın hacizler yapıldığı hususları ihtiyati hacze itiraz hususları olarak ileri sürülebilecek hususlardan olamayıp açılabilecek menfi tespit ya da İcra Hukuk Mahkemelerinde şikayet konusu olabilecek hususlardan olduğundan borçlu tarafın ihtiyati hacze itiraz istemi yerinde değildir. Açıklanan bu sebeplerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda :Bilirkişi, hesap kat tarihi olan 14/04/2015 tarihi itibariyle her iki finansal kiralama sözleşmesi kapsamında gecikmiş kira borcu bulunmadığının saptandığı, bu noktada finansal kiralama sözleşmelerinin feshi işleminin yasaya uygun olup olmadığı hususunun irdelenmesi gerektiği, hesap kat tarihine göre finansal kiralama sözleşmelerinden kaynaklı gecikmiş borç bulunmadığı, sair nakit kredilerden kaynaklı 12.149,36 TL tutarında gecikmiş borç bulunduğu ve yapılan ihtara rağmen ödenmediği, dava tarihi itibariyle ise her iki finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan 5'er kira bedelinin ödenmediği ve bu sebeplerle; sözleşmesinin 10.4.1'inci maddesindeki sair sebeplerle muaccel olan borçların ödenmemesi ve sözleşmenin 26'ncı maddesi gereğince dava tarihine göre üst üste 5 kira bedelinin ödenmemiş olması nedeniyle fesih koşullarının oluştuğu, ancak her davanın, dava tarihindeki koşulları göre değerlendirileceği...
Esas sayılı dosyadan ;19.686,79-TL asıl alacak, 34.138,12-TL gecikmiş günlere ait faiz ve 6.144,86-TL faizin KDV'si olmak üzere 59.969,77-TL olarak başlatılan bir takip olduğu, davacının ise dava değerini ( asıl alacak olan ) 19.686,79-TL olarak gösterdiği ve bu miktar üzerinden harç yatırırarak dava açtığı,dilekçesinde icra dosyası ile ilgili olarak menfi tesbit talep ettiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı icra takip dosyasına konu alacak nedeni ile borçlu olmadığının tespitini istemiş olduğu halde, dava açılırken dava değeri olarak asıl alacak kısmını gösterilmiş, bu miktar üzerinden peşin harç yatırılarak dava açılmıştır....
dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özele; davalı tarafın kullanımında olan ... numaralı tesisatta müvekkili şirket ekiplerince 12.05.2022 tarihinde yapılan kontrolde; "şebeke giriş hattından ek olmak suretiyle harici hat üzerinden enerji kullanıldığı" hususunun tespit edilmesi üzerine zabıt tarihinde cari olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereği ... seri numaralı kaçak elektrik tespit tutanağı tanzim edildiğini, davalının kaçak elektrik kullanımını süreklilik haline getirdiğni, müvekkili şirket ekiplerince yapılan kontrollerde davalı adına ... seri numaralı tutanakta tanzim edildiğini, dava konusu kaçak elektrik tespit tutanağının tanzim edildiği tarihte yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri uyarınca hesaplama yapılarak 93600 kWh karşılığı 507.833,31-TL, 96200 KWH karşılığı 110.944,49-TL tutarında kaçak elektrik tüketim faturası tahakkuk ettirildiğini, davalı borçlu aleyhine tahakkuk ettirilen kaçak elektrik bedeline gecikmiş...
Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açar. Bir alacağın terkini hakkında açılan dava kazanılırsa, bu alacağa tahsis edilen hisse dava masrafları da dahil olduğu halde sıraya bakılmaksızın alacağı nisbetinde itiraz edene verilir ve artanı da diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılır. Dava basit yargılama usulü ile görülür. Ancak, itiraz alacağın esas veya miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dair ise şikayet yoliyle icra mahkemesine arz olunur” şeklinde sıra cetveline itiraz ve neticeleri düzenlenmiştir. Somut olayımızda; dava dilekçesindeki anlatıma göre dava alacağın esas veya miktarına yönelik olmayıp sadece sıraya ilişkin olduğundan, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 235/4 maddesindeki açık yasal düzenleme uyarınca görevli mahkeme icra hukuk mahkemesidir....
Bilakis bu suçlama ile ilgili yapılan soruşturma sonucunda itiraz edenler murisi hakkında takipsizlik kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacının tedbire itiraz edenler aleyhindeki tedbir talebine dayanak ettiği hususlar tedbir ka- rarı verilmesi için yeterli, yaklaşık ispatı sağlayıcı hususlar değildir. Diğer kooperatif hisse- darları tarafından açılan davalarda verilen tedbir kararlarının bu dosya için emsal oluşturacağı söylenemez. Ayrıca itiraz eden davalıların murisi hakkında ihaleye fesat karıştırma suçlaması ile yapılan şikayet üzerine verilen takipsizlik kararının karara yapılan itirazın reddi ile kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple itirazın kabulü ile verilen ihtiyati tedbirin kaldırıl- masına karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde istinafın kabulüne karar verilmiştir....
İİK'nun 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965-538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maninin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, usulüne uygun olarak tebligatın yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....
Bu kısmi ödeme infaz aşamasında dikkate alınabileceği gibi kefillerin sorumluluğunu da ortadan kaldırmamaktadır. ...' nın eşinin kefalete muvafakati bulunmadığı itirazı ileri sürülmüş ise de, sözleşmenin imzalandığı tarihte ... kredi kullanan şirketin ortağı olmakla TBK md. 584 gereği kefaletinde eş rızası aranmayacağından bu itiraz da yerinde görülmemiştir. Diğer yandan ihtiyati hacze itiraz nedenleri şekli ve sınırlı olarak İİK'nın 265. Maddesinde düzenlenmiştir. Borçlu vekillerinin diğer itirazlarının İİK md. 265 kapsamında bulunmadığından itirazların reddine karar verilmiştir." gerekçeleri ile; "İhtiyati haciz kararına itiraz talebinin reddine, " karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
"Geç başvuran alacaklı, daha önceki alacaklılar toplanması kararları ve kesinleşmiş işlemlerle bağlıdır; bunlara itiraz edemez. Bu nedenle, yukarıda da belirtildiği gibi, daha önce düzenlenmiş olan sıra cetveline karşı şikayet ve itiraz süreleri geçmiş ise, geç başvuran alacaklı, o sıra cetveline karşı şikayet veya itiraz davası yoluna başvuramaz. Geç başvuran alacaklının alacağı iflas idaresince (tamamen veya kısmen) kabul edilmiş ise, alacaklı, daha önce kararlaştırılmış ve fakat henüz yapılmamış olan ikinci alacaklılar toplantısına (m.237) katılabilir." (EK: 8c.Prof.Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuk El Kitabı, Ocak/2006 basım). Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10/03/2020 tarih, 2016/7634 Esas 2020/1648 Karar sayılı kararında ek sıra cetvelinde ismi olan alacaklıların kendi alacaklarının olduğu ek sıra cetvelinden önce düzenlenmiş önceki sıra cetvellerine karşı sıra cetveline itiraz davası açamayacağı belirtilmiştir....
Sanayi tarifesine göre 407.845,54-TL tutarında fatura tanzim edilmiş olduğunu, davalı tarafından işbu fatura için 225.000,00-TL tutarında kısmi ödeme yapılmış olduğunu, bakiye 182.845,54-TL tutarında kaçak elektrik fatura borcu kalmış olduğunu, davalı borçlu aleyhine ödenmemiş kaçak elektrik bedeline gecikmiş gün faizi ve faizin KDV'si ilave edilerek 194.352,62-TL'nin tahsili amacıyla İstanbul 6. İcra Müdürlüğü......