itiraz yerinde değildir....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; her iki davacı borçlunun sistemde kayıtlı adreslerinde bulunamamış olduklarından, icra müdürlüğü kararına göre TK 21/2 maddesine göre ödeme emri tebliğ işleminin gerçekleştirildiğini, davacı borçluların yasal süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmemesi sebebiyle 21/01/2020 tarihinde takibin kesinleştiğini, davacı borçlular her ne kadar mirası reddettiklerini bu nedenle borca ferilerine itiraz ettiklerini belirtmiş ve bu husus yerel mahkeme tarafından kabul edilmiş ise de mirasın reddi kararı icra müdürlüğüne sunulmamış olduğundan itibar edilmemesi gerektiğini, davalı şirketin muris Yiğit Serhat Sarp'ın vefat durumunu bilebilmesi mümkün olmadığından, müteveffaya takip açmakta hukuki yararı bulunduğunu, davacılara yapılan tebligatta herhangi bir usulsüzlük bulunmadığından, yetkiye, borca ve ferilerine yöneltilen itirazların sonuç doğurmayacağını ayrıca mirasın reddinin öne sürülebileceği sürenin geçmiş olduğunu beyanla istinaf başvurusunun...
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı borçlu şirket vekili tarafından icra dosyasına 12/08/2021 tarihinde borca itiraz dilekçesi verildiğini, inceleme konusu davanın ise 23/08/2021 tarihinde açıldığını, ilk derece mahkemesince ödeme emri tebliğ tarihinin 23/08/2021 tarihi olarak kabul edildiğini, oysa ki davanın tebligatın iptali ile icra takibinin eski hale getirilmesi olmasına karşın mahkemece talebin dışına çıkılarak hüküm kurulduğunu, icra dosyasına yapılan itiraz tarihi ile açılan dava tarihinin farklı olmasının çelişkiye sebebiyet verdiğini, bu durumda iş bu davanın süresinde açılmadığının açıkça anlaşıldığını, kabule göre de davacı şirketin kiracı olarak oturduğu adreste tek bir kapı bulunduğunu, tüm giriş ve çıkışların bu kapıdan yapıldığını, 79 ve 79/A sayılı iki ayrı kapı numarasının bulunmadığını, verilen kararın esas yönünden de hatalı olduğunu, bu nedenlerle...
alacakları olduğu yönündeki beyanının borçları olmadığı anlamına geleceğinin çok açık bir şekilde anlaşılacağı, şirket temsilcisi tarafından sunulan dilekçenin borca itiraz niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, davacı şirket yetkilisinin 04.11.2020 tarihinde vermiş olduğu dilekçenin borca itiraz olarak kabulü ile icra takibinin 04.11.2020 tarihi itibari ile davacı borçlu yönünden durdurulmasına karar vermiştir....
Şti. arasında imzalanan kredi sözleşmesine davalının kefalet verdiğini, kredi alacağının ödenmemesi üzerine hesabın 02/04/2013 tarihinde kat edildiğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, kefaletin geçersiz olduğunu, ayrıca icra takibine gecikmiş itirazda bulunduklarını beyan ederek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece davalının icra dosyasına yapmış olduğu gecikmiş itirazın şikayet yoluyla red edildiği ve red kararının Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 07/04/2015 tarihli kararı ile onandığı ve bu durumda kesinleşen icra takibine karşı itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Uyuşmazlık, genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itiraz niteliğindedir. Yargıtay'ın müstakar içtihatlarına göre, gecikmiş itiraz şikayetlerinde, davacı tarafından ileri sürülmemiş olsa dahi tebligatın usulüne uygun şekilde yapılmış olup olmadığı öncelikli olarak incelenmelidir....
Esas sayılı dosyası icra takip dosyası ile davacı- alacaklı tarafından davalı- borçlu aleyhine ödenmeyen 24.03.2014 son ödeme tarihli elektrik faturasından dolayı 2.330,38 TL enerji bedeli, 433,98 TL gecikmiş gün faizi ve 78,08 TL faizin KDV'si olmak üzere toplam 2.842,44 TL üzerinden 06/04/2015 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 20.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği davalı borçlunun 27.04.2015 tarihinde takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, icra dosyası içinde itiraz dilekçesinin davacı alacaklı tarafa tebliğ edildiğine dair bir kaydın bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça icra dosyasına itirazda, icra dairesinin yetkisine ve borca ve ferilerine itiraz edilmiştir. Davacı vekilince, itirazın haksız olduğu ileri sürülerek iş bu itirazın iptali davası açılmıştır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/10/2021 NUMARASI : 2019/1569 ESAS - 2021/1420 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet, borca itiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/borçlu dava dilekçesinde özetle; aleyhine başlatılan ilamsız takipte ödeme emrinin kendisine ulaşmadığını, dolayısıyla elinde olmayan nedenlerle süresinde itiraz edemediğini, usulsüz tebligatın geçirsizliği ile takip konusu borç, faiz ve fer'ilerine itiraz ettiğini belirterek gecikmiş itirazının kabulüne, takibin durdurulmasına ve haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, Mahkeme; davanın reddine karar vermiş, davacı/borçlu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Başvuru ilamsız takipte usulsüz tebliğ ile birlikte gecikmiş itiraza ilişkindir. Uyuşmazlık; öncelikle ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, gecikmiş itiraz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. İİK'nın 65. maddesinde; "Borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu maniin kaldığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerinin ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur." hükmüne yer verilmiştir. İİK.nın 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde itiraz edememiş olması gerekir....
İcra Dairesi 2021/5371 sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takip dosyasından kiracıya ödeme emri gönderildiği ve kiracı söz konusu ödeme emrine kanuni süresi içinde icra emrine itiraz etmediğini ve bu davayu gecikmiş itiraz başvurusunda bulunduğunu, İİK gereği gecikmiş itiraz şartlarının oluşmadığını, davanın bu yönden reddi gerektiğini, davacı şirket tarafından işletilen işletme İstanbul'un en büyük kongre ve sergi sarayı (Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı) olup işletmenin kapalı olduğu ve posta memurunun usulsüz tebliğ yaptığı iddiasının mahkemeyi yönlendirmeye yönelik olduğunu, aynı anda hem tebligatın usulsüz olduğu hem de gecikmiş itiraz başvurusu yapılamayacağını, ödeme emrinin usulüne uygun borçlu vekiline tebliğ edildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....