davalı bankanın kredi kullandırdığını ve müvekkilinin imza ve muvafakatını almadığını, bu sebeple borca itiraz ettiğini, ayrıca müvekkilinin Fatma Eroğlu'na kefaleti olmadığını, borca itiraz nedeniyle icra takibinin durdurulmasını, araç tapu ve tüm bankalardaki hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini, yine icra takibi ve tebligatın müvekkiline yapılmadığından borca itiraz ettiklerini, tapu kaydındaki hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini, ayrıca müvekkilinin tapu kaydındaki taşınmazlarda konutu bulunduğunu, meskeniyet şikayetinde bulunduklarını, ayrıca tüm taşınmazlardaki hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini, ayrıca icra muamelesinin hatalı olduğunu, mevzuata uygun olmadığını, icra takibinin durdurulması gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, 2004 sayılı İİK 65. maddesi uyarınca gecikmiş itiraz nedeniyle takibin durdurulması istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 12. Hukuk Dairesine eittir. SONUÇ: 12. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine , 03.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının icra takibinde 11.01.2021 tarihli sözlü kira sözleşmesine dayanarak tahliye ve gecikmiş kira borçlarına ilişkin icra takibine giriştiğini, müvekkilinin ise arada o şekilde bir sözleşme ve ödenmeyen kira borcu bulunmadığı gerekçesiyle takibe itiraz ettiğini, davacının icra takibinde hiç bir şekilde 25/10/2021 tarihli noterlikçe düzenlenen sözleşmeye dayanmadığından bu davada ilgili kira sözleşmesini delil olarak kullanamayacağını, mahkemenin noterce yapılan kira sözleşmesine itiraz edilmeyip aradaki kira ilişkisinin kabul edildiği varsayımının hatalı olduğunu, müvekkilinin noterlikçe düzenlenen sözleşmeyi noter kanalıyla fesih ettiğini, mahkemece cevap dilekçesinde ödeme def'inde bulunulmasına ve ilgili alanın tahliye edildiğinin bildirilmesine rağmen bu hususların göz önüne alınmadan ve gerekli araştırma yapılmadan hüküm kurulduğunu, müvekkil lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de usul ve yasaya...
E sayılı dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 15.540,90 TL enerji bedeli, 15.849,89TL gecikmiş gün faizi, 2.852,99 TL faizin KDV si olmak üzere toplam 34.243,78 TL üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %16,80 oranında gecikme faizi ve işleyecek gecikme faizine ilişkin %18 KDV üzerinden takip başlattığı, davalı/borçlu tarafça, süresi içerisinde borca ve fer'ilere itiraz etmesi nedeniyle icra takibinin durdurulduğunu, şirketin süresi içerisinde borca itiraz ederek takip durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Dosyanın ve ekli icra dosyasının tetkikinden davacı-alacaklı tarafça yapılan ilamsız icra takibine davalı-borçlu tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/830 KARAR NO : 2021/2400 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HATAY İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/01/2020 NUMARASI : 2019/114 ESAS 2020/12 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz) KARAR : Hatay İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09/01/2020 tarih 2019/114 esas 2020/12 karar sayılı mahkeme kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Hatay İcra Dairesinin 2019/1498 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin takipten 15/02/2019 tarihli İİK. 103 davetiyesi neticesinde haberdar olduğunu, müvekkilinin bunun üzerine 18/02/2019 tarihinde borca itiraz ettiğini ve itirazının Hatay İcra Dairesince reddedildiğini belirterek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile öğrenme tarihi olan 15/02/...
Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu süresinde itirazında borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür. Dava konusu miktar 9.506,01 TL' dir. Davalı tarafından sözleşme üzerindeki imzaya itiraz edildiği ve grafolojik inceleme yapılmasına karar verilmesine karar verildiği, bilirkişi .... tarafından sözleşme üzerindeki imzanın ....'ye ait olmadığı belirtilmiştir. İcra takibine ve davaya konu alacağın oluşumuna esas sözleşmenin, davalı tarafından imzalanmadığı anlaşılmakla davalının sözleşmenin tarafı olmadığından, doğan alacaktan sorumlu olamayacağı kanaati ile açılan davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir. Davalının tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından, davalının kötüniyeti ispat edilemediğinden, davalının da tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur....
Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir. Somut olayda, davalı taraf icra takibine itirazında genel ifadelerle borca itiraz etmiş, cevap dilekçesinde ise dava konusu adreste hiç yaşamadığını ileri sürerek borcu kabul etmemiş ve tanık dinletmek istemiş ise de yasal iki haftalık süre aşılarak sunulan cevap dilekçesinde ileri sürülen hususlar ve deliller nazara alınmamıştır....
O halde, mahkemece borçlunun kefilliğinin iptali talebine ilişkin şikayeti ile ödeme emrine, takibe borca, fer'ilerine ve faize gecikmiş itirazları incelenip değerlendirilerek anılan konularda karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek sadece usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Her ne kadar şikayet dilekçesinde gecikmiş itirazdan da söz edilmekte ise de; İİK’nun 65.maddesine dayanan gecikmiş itirazın kabulü öncelikle usulüne uygun tebligat yapılmış olmasını gerektirir. 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi (mülga 1086 sayılı HUMK'nun 76. maddesi) uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve uygulanması gerekli kanun hükmünü de saptayıp, çekişmeyi gidermek hakime ait olduğundan ve özellikle borçlu vekilinin 10.01.2013 tarihli beyanından başvurunun, usulsüz tebliğ şikayeti olarak kabulü gerekir. Mahkeme kararında bu nitelemenin yanında gecikmiş itirazın kabulü şeklinde de hüküm kurulmuş ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....
Mahkeme; İcra ve İflas Kanunu'nun 168. maddesinin 4. ve 5. bendine göre, imzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu, somut olayda, davacı borçluya takibe ilişkin ödeme emrinin 27/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu tarafından ileri sürülmüş bir usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmadığı, davacı borçlunun ise yasal beş günlük süreden sonra 01/06/2018 tarihinde borca itiraz başvurusunda bulunduğu gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiştir....