GEREKÇE: Dava taraf, davalı hakkında 22.01.2022 tarih ... seri numaralı Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı tanzim edildiğini, bu tutanağa istinaden 219.506,80-TL kaçak elektrik tüketim tahakkuku yapıldığını, davalı aleyhine söz konusu kaçak elektrik bedelinin tahsili amacıyla takip tarihine kadar işlemiş olan gecikmiş gün faizi ve faizin KDV'si dahil edilerek ... İcra Müdürlüğü 2022/... Esas sayılı takip dosyası ile ödeme emri gönderildiğini, davalı borçlu tarafından borca, borcun tüm ferilerine, faize ve faize bağlı KDV alacağına itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptalini talep etmiştir. Davacı taraf, ayrıca davalı ...'ın icra takibine konu borca ilişkin ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/... Esas Sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davası açtığını, bu nedenle işbu dosyaların birleştirilmesi talep etmiştir. .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/......
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan iş bu davanın usul yönünden hatalı olduğunu bu sebeple öncelikle davanın usulden reddini talep ettiklerini zira iş bu davaya konu icra takibi genel haciz yolu ile takip dosyası olup itiraz süresinin 7 gün olduğu, bu itirazın yazılı veya sözlü olarak icra dairesine yapılacağını, borçlunun ödeme emrine itirazı için belirlenen süreler kesin olup bunun tek istisnası gecikmiş itiraz olup, davacının gecikmiş itiraz için bildirmesi gereken delilleri bildirmediğini, yapılan tebligatın ve tüm işlemlerin usulüne uygun olduğunu, davacı borçlunun kendisine hesap kat ihtarnamesi gönderilmediği yönündeki iddiasının da gerçeği yansıtmadığını yine davacı borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri ekinde takip dayanak belgelerinin olmadığı yönündeki itirazı da gerçeği yansıtmadığını, mükerrer takip bulunmadığını, takip dosyaları incelendiğinde de görüleceği üzere başlatılan takiplerden birisi ipoteğin paraya çevrilmesi diğeri rehnin paraya...
günlük yasal süre aşılarak 10/07/2019 tarihinde gecikmiş itirazda bulunduğu, dolayısıyla borçlunun isteminin süresinde yapılmadığı, borçlunun vesayet altında olmadığı gibi, İİK'nun 55.maddesi uyarınca yapılan bir başvurunun da söz konusu olmadığı gerekçesiyle gecikmiş itirazın süre aşımı nedeniyle reddine, İcra ve İflas Kanunu'nda gecikmiş itirazın reddedilmesi halinde başvuran taraf aleyhine tazminata hükmedileceğine dair bir hüküm bulunmadığından, davalının yasal dayanağı bulunmayan tazminat talebinin reddine karar vermiştir....
İİK'nun 65. maddesi uyarınca; gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekmekte olup, gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Açıklanan yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere, gecikmiş itirazın ön koşulu, usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Somut olayda, borçlulara yapılan 11.08.2015 tarihli tebligatların usulüne uygun olduğu, dolayısıyla mahkemece, borçluların istemlerinin gecikmiş itiraz prosedürü çerçevesinde değerlendirilmesi yerinde ise de, borçluların mazeretlerini, İİK'nun 65. maddesinde belirtilen şekilde yazılı ve somut delillerle kanıtlayamadıkları anlaşılmaktadır....
Bu durumda uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir.(HGK.nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258E. 1991/344K.) Borçlunun şikayet dilekçesinde, gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK’nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı yasanın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 esas 1991/344 karar sayılı kararı) O halde mahkemece, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayetin esası incelenerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, başvurunun İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz olarak nitelenip yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Başvuru; İİK'nın 16/1 maddesi kapsamında ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediği iddiasına dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve gecikmiş itiraza ilişkindir. İİK'nın 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965- 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....
içerisine ilk olarak sunulan borca itiraz dilekçesi, davalı borçlu şirket yetkilisi ...nun e-imzası ile 01.09.2023 tarih 19:58 saatinde imzalanarak UYAP sistemine 01.09.2023 tarihinde gönderilen borca itiraz dilekçesi olup ilgili borca itiraz dilekçesinde herhangi bir yetki itirazı bulunmamakta olup yalnızca borca itiraz edildiği,dosya içerisine sunulan ikinci borca itiraz dilekçesi davalı borçlu şirket yetkilisi ...nun e-imzası ile 01.09.2023 tarih 20:18 saatinde imzalanarak UYAP sistemine 01.09.2023 tarihinde gönderildiği,ilgili borca itiraz dilekçesi incelendiğinde, dilekçe üzerinde Küçükçekmece İcra Dairesinin yetkisine itiraz edildiği,ancak dilekçede açıkça yetkili icra dairesinin gösterilmemiş, belirtilmemiş olduğunu, bu durum karşısında İİK madde 50 gereği para borçları için takip hususunda HMK da yer alan yetkiye dair hükümler kıyas yoluyla uygulanmakta olup HMK madde 19 kapsamında yetki itirazında bulunan tarafın yetkili mahkemeye/daireyi açıkça belirtmek zorunda olduğunu,somut...
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, davanın konusunun usulsüz tebligat olmadığı ve icra takibine gecikmiş itiraz olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesi açıkça gecikmiş itirazlarının kabulünün istenildiğini, mahkemece açıkça HMK'nın 25. maddesine aykırı hareket edildiğini, ayrıca mahkemece HMK'nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine de aykırı hareket edildiğini ,davacının talebinin dışına çıkılarak karar verildiğini, davacıya yapılan tebligatların hukuka uygun olduğunu ve mevcut tebligat mazbatalarının incelenmesinde açıkça görüleceğini, tebligatın 16/03/2022 tarihinde muhatap hanede olmadığından dolayı aynı hanede ikamet eden ve davacının eşi olan Kadriye Gebeç'e yapıldığını, 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 16. maddesi gereği yapılan tebligatın usul ve kanuna uygun olduğunu ve davcının gecikmiş itiraz talebinde bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, tebliğ yapılan eşin muhatap eşe bu konuda bilgi vermesi hayatın olağan akışı içerisinde kabul görecek...
İcra Müdürlüğü'nün 2015/1988 esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalı şirket tarafından borca itiraz edildiğini, davalı şirketin itirazının yersiz olduğunu belirterek davalının borca itirazının iptali ile icra takibinin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, yapılan yargılamaya, toplanan delillere göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin bu davayı açmasında hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasındadır.Somut uyuşmazlıkta, dosya ekinde sunulan onaylı icra dosyasında davacı vekilinin davalı işveren aleyhine ... (...)...
Tebligat mazbatasında, muhatabın adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği tespit edilmediğinden, tebiğ işlemi 7201 sayılı Kanun'un 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesi gereğince usulsüzdür.Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlu vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 E. - 1991/344 K. sayılı kararı)....