WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir....

İLK DERECE MAHKEMESİNDE İLERİ SÜRÜLEN DELİLLER: Dava konusu edilen taşınmazlara yönelik tüm bilgi ve belgeler, İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Taşova Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/ esas, 2022/ karar sayılı kararında:" Dava, geçit hakkı davası olup, TMK 747 maddesine dayanan, davacının ana yola cephesi olmayan tarlasından yola çıkabilmek için komşu parselden geçit hakkı tanınması istemine ilişkindir. Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, geçit hakkı davalarına esas olan geçit hakkı ihtiyacı mutlak geçit hakkı ve nispi geçit hakkı ihtiyacı olarak ikiye ayrılmaktadır. Mutlak geçit hakkı ihtiyacı taşınmazın yola hiçbir sınır ve bağlantısı olmadığında, nispi sınır ihtiyacı ise taşınmazın yola bağlantısının bulunduğu ancak yolun ihtiyacı karşılamadığı durumlarda söz konusu olmaktadır. Geçit hakkı davalarında esas olan kriter mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya ve geçit hakkında en az zarar görecek olandan yol geçirilmesidir....

Mahkemece; "Dava ,TMK.nun 747.maddesine göre geçit hakkı kurulması talebine ilişkindir. TMK.nun 747.maddesine göre geçit hakkı kurulması ile; genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir....

Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi gereğince üzerinden geçit kurulan parsele en az zarar verecek yerden geçit kurulması gerekir. Somut olayda, üzerinden geçit kurulan 4462 sayılı parselin yüzölçümü geçit kurulabilecek çevre parsellere göre daha küçük olup bu parselden 3 m. eninde geçit kurulması halinde parselden geriye kullanmaya uygun hiçbir yer kalmayacaktır....

Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanunu'nun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır....

97,10 m2'lik kısımdan geçit hakkı tesis edilmiştir....

Geçit hakkının genel yola kadar kesintisiz kurulması şart olup, geçit davalarında, fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, yüzölçümü daha büyük olan taşınmazlar üzerinden geçit kurulması tercih edilmelidir, kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanunu'nun 748/3. maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmelidir. 08/01/2019 havale tarihli fen bilirkişi raporuna göre geçit hakkının yüzölçümü daha büyük olan 448 ada 20 parselden geçirilmesi, bu parseldeki D ve E güzergahlarından ise daha kısa yol olan D güzergahının geçit olarak tesis edilmesi hakkaniyete uygundur. Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararının gerekleri yerine getirilerek sehven tamamlama harcı olarak yatırılan 8.683,00 TL'nin mahkeme veznesine geçit hakkı bedeli olarak intikalı sağlanmıştır....

Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Somut olaya bakıldığında geçit yetersizliği olduğu görülmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir....

Davacı T1 her ne kadar 102 nolu parselden geçit hakkı talebinin olmadığını bu talebinden feragat ettiğini bildirmiş ise de yine kendisine ait olan 100 nolu parsel için geçit hakkı talep etmektedir. Rızai geçit hakkı tesisi yönünde süre verilmiş ise de geçit hakkının güzergahı ve devamlılığı yönünde tereddüt oluştuğundan bu yönde rızai geçit tesisi yapılamamış, davacının taşınmazından geçen güzergah esas alınmak sureti ile çözüm yoluna gidilmiştir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin objektif esaslara göre geçit hakkını tesis etmediğini ve bir kısım davalıların kötü niyetini koruduğunu, mahkemenin bu tutumu dikkate alınacak olunursa geçit hakkı davalarında bilirkişi raporlarının, objektif esaslara göre belirleme ilkesinin ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkelerinin bir önemi kalmayacağını, Geçit hakkı davasında güzergah taşınmaz malikinden bir kimsenin, bilirkişi tarafından tespit edilen bedeli haricen alması ve mahkemeye kötü niyetle ''şu şekilde geçit hakkı verilirse bedel talep etmiyorum'' demesinin yeterli olacağını, (ki bu kişinin gerçekte geçit hakkı bedelini haricen aldığı düşünüldüğünde) böyle bir beyanın dikkate alınması neticesinde tüm alternatiflerin kötü niyetli bir kişi yüzünden değişeceğini, bilirkişi raporunun tekrar tanzim edilmesi gerekeceğini, kısacası davanın seyrinin değişeceğini, dürüstlük ilkesinin mutlak olarak her aşamada korumak...

UYAP Entegrasyonu