"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, 6136 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : 1-TCK'nın 267/1, 53, 58/7. maddeleri gereğince mahkumiyet 2- 6136 sayılı Kanunun 13/1, 52/2-4, 53, 58/7, 54. maddeleri gereğince mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Gerekçeli karar başlığında suç adının "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" yerine "iftira" olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiştir. Sanığın kimlik bilgilerini kullanması sonucu mağdur ... hakkında başlatılan yargılama sırasında, yakalama koruma tedbirinin uygulanması ve mağdurun yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı verilmiş olması nedeniyle sanık hakkında tayin olunan cezanın TCK'nın 267/3. maddesi uyarınca artırılması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
Bu değerlendirmelere göre, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davaları da 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır. Kaldı ki, 382. maddenin 2-ç/1 fıkrasında “Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması” çekişmesiz yargı işi sayılmış olup niteliği itibariyle tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarından başka bu tarife uyacak bir dava türü de bulunmamaktadır. Aynı yasanın 383. maddesinde de, çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olacağı hükmüne yer verilmiştir.Bu durumda, 6100 sayılı HMK.nun yürürlüğe girmesinden sonra açılan tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin uyuşmazlık, çekişmesiz yargı işi niteliğinde olup Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
'e ait olup, dosya içeriğinden... ile ... in aynı kişi olup olmadığı anlaşılamadığından, öncelikle bu hususun araştırılması ve tapudaki kayıt ile mirasçılık belgesindeki kaydın uyumlu hale getirilmesi için idari yoldan başvuruda bulunmak, bunun mümkün olmaması halinde ise tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi için dava açmak üzere davacılar vekiline yetki ve uygun bir süre verilerek tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına ve mirasçılık belgesindeki kayda uygun hale getirilmesi sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği düşünülmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 30.03.2011 tarihli ve 2009/178 esas, 2011/347 karar sayılı mirasçılık belgesinde mirasbırakanın doğum tarihi 1869 ise de, nüfus kayıt örneğinde 1858 olduğu, ayrıca anılan mirasçılık belgesindeki kimlik numarası ile nüfus kayıt örneğindeki kimlik numarasının farklı olduğu, bu farklılıkların mirasçılık belgesine mirasbırakanın eşi olan Vesile'nin doğum tarihinin ve kimlik numarasının yazılmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca; 6100 sayılı HMK'nın 297/2. maddesine göre infazda tereddüte yol açmayacak ve infaza elverişli olacak biçimde, davanın niteliğine göre nüfus kayıtlarına uygun şekilde ve davacıların mirasbırakanı ile tapu malikinin aynı kişi olduğunun tespitine yönelik karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir....
GEREKÇE Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.04.2015 tarih, 2014/10-623 Esas ve 2015/117 sayılı kararında da yabancı uyruklu olup, yakalandığında üzerinde herhangi bir kimlik belgesi çıkmayan sanığın nüfus ve adli sicil kayıtları ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadan sadece beyan edilen kimlik bilgilerine dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır denilmiştir. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 91'nci maddesinde geçici koruma “ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir” şeklinde hüküm altına alınmış, bu kişilerin Türkiye'ye kabulü, Türkiye'de kalışı, hak ve yükümlülüklerinin Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir. 6458 sayılı Kanun'un 91'nci maddesi uyarınca çıkartılan Geçici Koruma Yönetmeliği'nin (Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi: 13.10.2014 No: 2014/...
Yine aynı Yasanın Türkiye’de oturan yabancıların nüfus kayıtları başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrası “04/04/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamındaki yabancılara kimlik numarası vermeye ve yabancılar kütüğüne kaydetmeye Bakanlığın yetkili olduğu”, “Kayıt Düzeltilmesi” başlıklı 35. maddesi “(1) Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemeyeceği ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamayacağı”, belirtilmiştir....
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.04.2015 tarihli ve 2014/10-623 Esas, 2015/117 Karar sayılı kararında yabancı uyruklu olup, yakalandığında üzerinde herhangi bir kimlik belgesi çıkmayan sanığın nüfus ve adli sicil kayıtları ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadan sadece beyan edilen kimlik bilgilerine dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır, denilmiştir. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 91 inci maddesinde geçici koruma "Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir." şeklinde hüküm altına alınmış, bu kişilerin Türkiye'ye kabulü, Türkiye'de kalışı, hak ve yükümlülüklerinin Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir. 6458 sayılı Kanun'un 91 inci maddesi uyarınca çıkartılan Geçici Koruma Yönetmeliğinin (Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi: 13.10.2014 No: 2014/6883 Dayandığı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.07.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 110 ada 25 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında murisinin “... oğlu ...” şeklinde yazılan kimlik bilgilerinin, “... oğlu ...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydında hatalı yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 2010/01103 sayılı tasarım belgesindeki 10 nolu tasarım, 2007/03224 sayılı tasarım belgesindeki 30 nolu tasarım ve 2007/01468 sayılı tasarım belgesindeki 23 nolu tasarımların davalı tarafça taklit edilerek ürettiği davetiyelerde kullanmış olması sebebiyle davacı tasarımına tecavüz oluşturduğu, davacının tescilli belgesindeki 14 nolu tasarıma konu ürün ile davalının ürettiği davetiye karşılaştırıldığında, kapaklı olması haricinde benzerlik bulunmadığı, birbirinden farklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Ancak; Mahkemece, dava konusu edilen taşınmazların satışına karar verildikten sonra satış bedelinin taraflara tapu kayıtları ve mirasçılık belgesindeki payları oranında paylaştırılmasına karar vermekle yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde “dosya içerisinde bulunan tapu kaydı ve veraset belgesindeki paylar oranında diğer paydaşlara, borçlu paydaşın payına düşen miktarın ... İcra Müdürlüğünün 2007/490 esas sayılı intikalinin sağlanmasına” karar verilmesi doğru değil ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasında yarar görülmediğinden hüküm fıkrasının 1. bendinde yazılı olan " dosya içerisinde bulunan tapu kaydı ve veraset belgesindeki paylar oranında diğer paydaşlara, borçlu paydaşın payına düşen miktarın ......