Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır. Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında, davacının satış tarihinden itibaren taksitlerle ödediği satış bedeline ilişkin her bir ödemenin, ödeme tarihinden itibaren ifanın imkansız hale geldiği tarihe kadarki çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar) ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücü karşılığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gereklidir....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Sebepsiz Zenginleşmeden Kaynaklanan Alacak talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı düzenleme gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 14/06/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
(yirmisekizbinüçyüzyirmitürklirası) olduğunu, İşbu sebeple müvekkili lehine yukarıda açıklanan sebeplerle 28.320,00TL hizmet bedelinden kaynaklanan alacak ve $5.000 cezai şart kaynaklı alacak hakkı doğmuş bulunduğunu, müvekkili lehine 28.320,00TL ve buna ek olarak $5.000 alacak hakkı doğmuş olmasına rağmen, müvekkilinin iyi niyetli olarak 28.320,00TL olan hizmet bedeline karşılık gelen alacağını talep ettiğini, buna ek olarak cezai şarttan kaynaklanan $5.000'ı talep edebilecekken bu rakamı hizmet bedeline karşı gelecek olan rakama eşitleyerek indirime gitmiş ve cezai şart olarak da 28.320,00TL talep ettiğini, böylelikle müvekkilinin davalı borçlu --------- toplamda hizmet bedeli karşılığı 28.320,00TL ve cezai şart karşılığı 28.320,00TL olmak üzere toplam 56.640,00TL. talep ettiğini, müvekkilinin ilgili alacağı olan 56.640,00 TL'nin ödenmesi için davalı ------ göndermiş bulundukları ihtarnameye ----- cevap vererek borcu kabul etmediğini, davalının ilgili ödemeyi geçekleştirmeyi reddetmesi...
"İçtihat Metni" Davacı SS Güzel Konut Yapı Kooperatifi ile davalı ... arasındaki davadan dolayı Eğirdir Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 16.03.2010 gün ve 390-160 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve cezai şart istemine ilişkin bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 13.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Noterliği'nin 25/12/2020 tarih ve 29781 yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiğini, işbu ihtarnamenin 28/12/2020 tarihinde davalıya tebliğ olmasına rağmen bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, her ne kadar tapuda satış bedelinin 1.500.000,00 TL gözükse de tarafların eksik bildirimden dolayı herhangi bir ceza yememek adına 25/08/2020 tarihinde 2512887 ve 2512912 sayılı dilekçeleri ile vergi dairesine başvurarak gerçek satış bedelinin 3.500.000,00 TL olduğu beyanla eksik yatırılan tapu harçlarını yatırdıklarını belirterek, yargılamanın sonuçlanmasına kadar geçecek süre ve bu süreçte davalının çok büyük ihtimalle mal kaçıracağı, davalının satışa konu taşınmazı kötüniyetli bir şekilde elden çıkarması ve Yargıtay kararları göz önünde bulundurulduğunda dava sonunda verilecek olan kararın sonuçsuz kalmaması için davalının menkul ve gayrimenkul malları üzerine ihtiyati tedbir konulması, ihtiyati tedbirin mümkün olmaması halinde menkul, gayrimenkul ve 3.kişilerdeki hak ve alacakları...
Taraflar arasında imzalanan 08/09/2013 tarihli ve "Gayrimenkul yer Gösterme Belgesi" başlıklı belgenin incelenmesinde, "...Söz konusu taşınmazlardan herhangi birini şahsım, annem, babam, çocuklarım ile 3. derece de dahil olmak üzere kan ve sıhri hısımlarım, ortağı ve idarecisi bulunduğum şirket ve şirketin ortak olduğu kuruluşlar tarafından, satın alındığı/aldığım takdirde, satın alma bedelinin KDV dahil %3 ünü, kiralandığı/kiraladığım takdirde ise bir aylık kira bedeli kadar komisyon ücretini, emlak komisyoncusuna kiralama veya satın alma tarihinden itibaren 2 gün içinde ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum" şeklinde maddenin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalının eşi tarafından, sözleşmede, adresi yazılı olan taşınmazın 19/09/2013 tarihinde satın aldığı açıktır. Ancak “eş” sözleşmede sözü edilen kişiler arasında açıkça sayılmadığından cezai şartın koşullarının oluşmadığı kabul edilmelidir....
Noterliğinin 19/09/2013 tarih ve 44738 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini akdettiklerini ve burada da satıcı davalının kalan bakiye 80.000,00 TL'sini almak suretiyle tüm hak ve alacağını aldığını, ancak sözleşme ile birlikte tüm hak ve alacağını almış bulunan davalının buna rağmen uzun zaman tapu devrine yanaşmadığını, her defasında devri vermekten kaçınması üzerine davalıya bir kere daha yazılı olarak noter bildirimi ile ihtarda bulunduğunu, ihtarın davalıya tebliğ olduğunu ancak verilen sürede ve dava tarihi itibariyle de davalının ne devri verme yönünde bir girişimde bulunduğunu ne de bedeli iade ettiğini, bu sebeplerle feshedilen vaat sözleşmesi mucibince davalıya yapılmış olan ödemenin ihtar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiz oranı ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
A.Ş.den Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile satın aldığını, müvekkilinin davalı T5 ve T3 ile arasında herhangi bir sözleşme yahut borç ve alacak ilişkisi bulunmadığını, davalı T5 ve T3. nin diğer davalı üzerinde baskı oluşturma amacıyla ipoteği kaldırmadığını, müvekkilinin taşınmazı şahsi ve ailesinin kullanımı için satın aldığını, müvekkilinin tüketici sıfatında herhangi bir tereddüt bulunmaması gerekirken yerel mahkemenin hatalı değerlendirme ile görevsizlik kararı vermesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılarak görevli tüketici mahkemesinde görülmesini, Bakırköy 7.Tüketici Mahkemesinin 2020/77 Esas – 2021/104 Karar sayılı hükmünün kaldırılarak davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici mahkemeleri olduğuna ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı....
KARAR Davacı, davalı şirket ile arasında iki ayrı sözleşme yapıldığını, 10/05/2012 tarihinde akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince 1330 ada 5 parseldeki kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine inşa edilecek olan binada 21 ve 22 nolu dükkanların 31/05/2012 tarihinde inşa edilerek teslim edileceğini, yine aynı şekilde akdedilen bir diğer sözleşme ile 12/08/2011 tarihinde satış vaadi sözleşmesi adı altında bir sözleşme akdedilerek 1330 ada, 5 parselde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde inşa edilecek olan bina üzerinde 19 ve 20 nolu dükkanların, anahtar teslim şekilde inşa edilerek alıcıya 15/02/2012 tarihinde teslim edilmesi hususunda tarafların anlaştığını ancak taraflar arasında akdedilen bu iki sözleşmeye rağmen inşaatın tamamlanmadığını ve belirlenen bağımsız bölümlerin teslim edilmediğini müvekkilinin geç teslimden zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla 10.000,00 TL geç teslimden kaynaklanan kira kaybının dava...