Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içeriği ile toplanan delillerden; 12 ve 13 parsel sayılı arsa niteliğindeki taşınmazların maliki olan dava dışı Emine Karnak ile dava dışı müteahhit Mülazim Gültekin arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanarak davaya konu binanın inşa edildiği, sözleşme gereğince 12 parsel üzerindeki bağımsız bölümlerin sahibi olan müteahhidin 3. kattaki daireyi 14.4.1998 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle davalı ...’e devrettiği, aynı bağımsız bölümün yine müteahhit tarafından 01.05.1998 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle davacı ...’e devrettiği görülmektedir. Diğer taraftan, gerek davacı, gerekse davalıların sözü edilen satış vaadi sözleşmelerinden bağımsız olarak ve anılan sözleşmelere bağlantısı kurulmaksızın bu kez arsa sahibinin vekili olarak hareket eden müteahhitten 12 parsel sayılı arsanın toplam 110/266 payını edindikleri, geriye kalan 156/266 payın ise arsa sahibine ait olduğu anlaşılmaktadır....

    Bir başka deyimle, borç doğuran bir sözleşmenin geçerliliği hiçbir zaman satıcının satış tarihinde veya daha sonra o şeye malik olması şartına bağlı değildir. Vaatte bulunanın satış vaadinin konusunu oluşturan taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin varlığını aramak da gerekmez. Satış vaadi sözleşmelerinde, satış vaat eden sözleşmede devir tarihi olarak belirtilen tarihte sözleşme konusu taşınmazı satış vaadedilene devretmekle yükümlüdür. Satış vaat eden devir sırasında taşınmaza malik değilse ve sözleşmeden kaynaklı borcunu ifa edemezse Borçlar Kanununun ifa imkansızlığı ve borca aykırılık hükümleri gereği tazminata mahkum edilir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; taraflar arasında düzenlenmiş ve dava dayanağı olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi 21.06.2004 tarihlidir. Eldeki dava 23.06.2014 tarihinde açılmıştır. 10 yıllık zamanaşımı süresi olan 21.06.2014 tarihi Cumartesi gününe denk gelmektedir....

      Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, ... ...’nin verasete esas nüfus kayıtları Nüfus Müdürlüğünden getirtilerek dosya içerisine konulmalı, bundan sonra müdahil ... ... ve ... ... dayanağı 08.11.1985 tarih 63897 ve 21.02.1986 tarih 11295 sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile ... tarafından dosyaya sunulan 20.04.1986 tarih 23090, 05.11.1985 tarih 63276 ve 20.11.1985 tarih 66118 sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri dikkate alınarak hangi mirasçı tarafından kime ne kadar pay satışı yapıldığı hesaplanmalı, gerekli görüldüğü takdirde bu hususta uzman bilirkişiden rapor alınmalı, bundan sonra ortaya çıkacak sonuca göre karar verilmelidir....

        Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Taraflar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği 25.8.1994 tarihinde tapu maliki Hasan mirasçılarının tamamı, tapuda murisleri adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazdaki miras hak ve hisselerinin tümünü davacıya sattıkları anlaşılmaktadır. Satış vaadinde bulunanlardan Türkan dışındakiler sonradan öldüklerinden davacı, Türkan ile birlikte bunun haricindeki satıcıların mirasçılarını da dava ederek satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil talebinde bulunmuştur. Kendilerine dava dilekçesi tebliğ edilen davalılardan duruşmaya gelenler davayı kabul etmişlerdir....

          'nin temlik edeni ... lehine gayrimenkul satış vaadi şerhinin işlenmiş olduğunu, mülkiyetinin dayanağını oluşturan 11.12.1998 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin dava konusu haciz şerhlerinden daha önce mevcut olduğunu ileri sürerek, adı geçen haciz şerhlerinin fekkini talep etmiştir. Tasfiye Halindeki ...'nin hak ve alacaklarını temlik alan ... vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu haciz şerhlerinin iptaline karar verilmiştir. Hükmü, davalı ...Ş. vekili temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. Somut olayda , dava konusu taşınmaz dava dışı .... 'nin mülkiyetinde iken ... 16.Noterliğinin 11.12.1998 tarih ve 42323 yevmiye sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı ...A.Ş, lehine satış vaadinde bulunduğu, satış vaadi sözleşmesinin 15.12.1998 tarihinde tapuya şerh edildiği, ... AŞ. tarafından satış vaadi borçlusu aleyhine ... 22....

            Dava satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki sözleşme, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olup, dava bu sözleşmeden doğan menfi ve müsbet zarara ilişkindir. Mahkemece yapılan nitelendirme gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak isteminden ilişkin olup, 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır....

              Hukuk Hakimliğince verilen 07.03.2013 gün ve 2011/254-2013/79 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptâl tescil veya alacak istemiyle açılmış, mahkemece davalı ... girişim aleyhine bedele hükmedilmiş, karar davalı ... girişim vekilince temyiz edilmiştir. Davadaki talep, mahkemenin kabulü dikkate alındığında taraflar arasındaki uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi kapsamında, tapunun devredilememesi nedeniyle tazminat isteminden kaynaklanmış olmakla, kararın temyiz incelemesi yapma görevi ... .... Hukuk Dairesi’ne aittir. Ne var ki; aynı Dairece de görevsizlik kararı verilmiş olduğundan, dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Dairenin belirlenmesi için ... Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu’na gönderilmesi gerekmiştir....

                Dava, davacının murisi ... ile davalı arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde hile yanında ... 1. Noterliği’nin 13854 yevmiye nolu 20.10.1998 tarihli vekaletnamesinin de usulüne uygun olarak düzenlenmediği, dolayısıyla geçersiz vekaletnameye dayanılarak satış vaadi sözleşmesi yapıldığı belirtilmiş, Mahkemece davanın sadece hile nedenine dayalı olduğu kabul edilerek diğer hususlar incelenmeden karar verilmiştir. İleri sürülen diğer hususlar da incelenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Noterliğinin 29/08/1994 tarih 18634 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazlardaki davalıların murislerinden intikal eden miras hak ve hisselerini ve gerekse şahsen sahibi bulundukları hisselerin tamamını satış vaadi alacaklısı davacılara satmayı vaat ettikleri ancak taşınmazların zilyetliklerinin de devredilmediği görülmektedir. Satış vaadine konu taşınmazlarda davalıların müşterek mülkiyet halinde paydaş oldukları ,bir kısmının ise elbirliği mülkiyetine haiz(iştirak halinde) olacak şekilde davalılara ait miras hisselerinin dava dışı farklı bir mirasçıya aktarıldığı anlaşılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu