Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının murisi İzzet Sümer'in gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmak üzere 24/11/2011 tarihinde vekil tayin ettiğini, taraflar arasında 16/12/2011 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi kurulduğunu, 22/12/2011 tarihinde müvekkilinin murisi İzzet Sümer'in vefat ettiğini ve 29/12/2011 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edildiğini, taraflar arasında yapılan bu işlemin asıl maksadının davalıyı miras hissesinden mahrum etmek olduğunu, ortada gerçek bir satışın olmadığını, davalının murisine ödenen bir bedelin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
e vekalet verdiklerini, intikal işlemleri yapıldıktan sonra iki katlı evin alt katına müşteri bulanarak ve anlaşma sağlanması halinde satış işlemleri yapılacağının kararlaştırıldığını, davalı ...'in intikal ile ilgili hiçbir işlem yapmaması üzerine bu kez dava dışı ...'e 19.05.2009 tarihinde intikal ve satış için vekalet verdiklerini, bu vekalet gereğince satış işleminin gerçekleştiğini, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/384 ( 2014/393 yeni esas ) esas sayılı dosyası ile haklarında tazminat davası açıldığını, bu dava ile davalı ...'in muvazaalı bir şekilde diğer davalı ve eşi olan ... ile satış vaadi sözleşmesi yapmış olduğunu öğrendiklerini, yapılan satış vaadi sözleşmesinden haberleri olmadığı gibi muvafakatlarının da olmadığını, davalıların satış vaadi sözleşmesi nedeniyle kendilerine para da vermediklerini, satış tarihi itibari ile ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun 22. maddesinden(TBK 29.madde) alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olayda, davalı yan satış bedelinin ödenmediğini ve hakkın zaman aşımına uğradığını savunmuştur....
Kaynağını Türk Borçlar Kanunu'nun 29 uncu maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı ve Noterlik Kanunu'nun 89 uncu maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu'nun 716 ncı maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....
İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, taraflar arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağı ile tapu harç bedelinin düşürülmüş olması nedeni ile fazla ödenen tapu harç bedelinin iadesi istemine ilişkin olup davacının satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi bulunmamaktadır. Dairemizin görev alanı satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ve el atmanın önlenmesi davalarına ilişkin olup HSK'nın 01/09/2020 tarihli kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. 01/09/2020 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince "6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18.-19.-46. Hukuk Dairelerinin görev alanındadır....
Ve ... ... ... Tic. A.Ş. firması arasında yapılan sözleşmeye istinaden belirlenen ödemelerin zamanında yapılmadığından davacı firma tarafından sözleşmelerin feshedildiğini, davacılar ile dava dışı kişiler arasında imzalanan düzenleme şeklinde ön ödemeli satışlar için gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin feshedilmesinde müvekkili şirketin herhangi kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketin aracı olduğu dava dışı ... ... ... Ve ... ... ile ...'nın bünyesinde bulunan ... Tic. A.Ş. arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinde dava dışı ... ve ... ......
a yapılan satışın muvazaalı olarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini bilerek devraldığına ilişkin davacının davasını ispat eder herhangi bir delil sunulmadığından ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline şerh edilmediğinden davalının TMK'nın 1023. maddesi gereğince iyiniyetli kazanımı korunacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 16,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 11/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, taraflar arasında noterden yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince " 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46 Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....
A.Ş. ile imzalanan "Düzenleme Şeklindeki Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Yapım Sözleşmesi"nin tapuya şerh edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Arnavutköy Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işleme karşı yapılan itirazın reddine yönelik Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü II (İstanbul) Bölge Müdürlüğünün … tarih ve E.… sayılı işleminin ve bu işlemlerin dayanağı olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının (Mülga Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf İşleri Dairesi Başkanlığı) … tarih ve … , 1677 sayılı Genelgesi'nin "Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinin Şerhi ve Terkini" başlıklı "B" bölümünün iptali istenilmiştir....
T2 ve 5777 sayılı Satış Vaadi Sözleşmesi ile T2'ya satış vaadi olunmuştur" şeklinde satış vaadi şerhi verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, satış vaadi şerhi tarihinden sonra, tescil tarihi itibariyle 5 yıldan fazla zaman geçtiğine ve satış vaadi lehtarı olan 3. kişinin, şerh tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemede tescil davası açtığına ve lehine tescil kararı verildiğine yönelik bir belge ve delil de olmadığına göre, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülmesi imkanı yasal olarak ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hak, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmez....