ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/12/2019 NUMARASI : 2017/4 2019/368 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine Dayalı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davalı - birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi....
Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....
Taahhüt ve Gayrimenkul Danışmanlığı San. Tic. A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir. Bir taşınmaz malın veya payının mülkiyetinin başkasına devri ya da devir vaadini öngören sözleşmelerin geçerli sayılması TBK 237, Tapu Kanunu 26. ve TMK’nun 706. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlik koşulu olup kamu düzenine ilişkindir ve doğrudan göz önünde tutulur. Ancak dava konusu satış vaadi sözleşmesi, tapuda resmi şekilde yapılmadığı için davacı tarafa ayni hakka dayanan bir talep sağlayamaz. Dolayısıyla eldeki dava, taşınmazın aynından kaynaklanan bir dava değildir. Geçersiz satış vaadi sözleşmesi nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasıdır. HMK.nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir....
(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.09.2010 gün ve 2010/14- 386 esas, 2010/427 karar; 15.12.2010 gün ve 2010/13- 618- 668 esas, karar ve 05.03.2003 gün ve 2003/19- 152 esas, 2003/125 karar sayılı ilamları). Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle dava konusu taşınmazda elbirliği mülkiyeti çözülmediğiden tapu iptali tescil taleplerini bilirkişi raporunda belirtilen dava değeri üzerinden tazminata çevirmiştir. Bu durumda Türk Borçlar Kanunun 112. hükmündeki, "Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür" ilkesi uyarınca tapu iptal ve tescil davası değil, tazminat istemi değerlendirilmelidir....
Davalı T4 vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerine müvekkili şirket lehine, diğer davalı Garanti Koza ile müvekkili şirket arasında imzalanmış finansal kiralama sözleşmelerinin teminatını teşkil edecek şekilde ve tapu kaydına güvenerek ve ipotek tesis edildiğini, tapuya şerh verilmeyen satış vaadi sözleşmesinin ipotek alacaklısına karşı herhangi bir koruyucu etkisi olmayacağından Yargıtay kararları ile sabit olduğunu, resmi şekil şartına aykırı şekilde adi yazılı aypılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin geçersiz olduğunu, davacının ipoteğe yönelik haksız taleplerini oluşturan olay ile müvekkili şirket arasında herhangi bir kredi ilişkisi ve illiyet bağı bulunmamakta olduğunu belirterek, davanın aleyhe talepler yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Noterliğinin 22.02.2021 tarih 03841 yevmiye numaralı ''Alacağın Devri Sözleşmesi'' ile devir ve temlik edildiğini, ipoteğin fekki talebini de içeren iş bu davada ipoteğin bedeli üzerinden nispi harç yatırılması gerektiğini, dava konusu tapu iptal ve tescil ile ipoteklerin ve hacizlerin terkinine ilişkin olup Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğunu, yetki yönünden de davanın usulden reddinin gerektiğini, dava konusu taşınmaz üzerine davalı şirket lehine, diğer davalı Garanti Koza ile davalı şirket arasında imzalanmış finansal kiralama sözleşmelerinin teminatını teşkil etmek üzere ve tapu kaydına güvenilerek ipotek tesis edildiğini, tapuya şerh verilmeyen satış vaadi sözleşmesinin ipotek alacaklısına karşı herhangi bir koruyucu etkisi olmayacağının da Yargıtay kararı ile sabit olduğunu, resmi şekil şartına aykırı şekilde adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi geçersiz olduğunu, davacının ipoteğe yönelik haksız taleplerini oluşturan olay ile müvekkil şirket arasında herhangi...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden (yüklenicinin temlikinden) kaynaklanan tapu iptali ve tüm takyidatlardan ari tescil, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsili istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin konut edinmek ve ikamet amacıyla taşınmazı davalı yükleniciden satın aldığını ileri sürerek iş bu davayı tüketici mahkemesinde açmıştır. Taraflar arasında akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu daire nitelikli taşınmazın davalı Müslüm Kılıç adına 09/11/2020 tarihinde tapu kayıtlı olduğu anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden (yüklenicinin temlikinden) kaynaklanan tapu iptali ve tüm takyidatlardan ari tescil, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsili istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin konut edinmek ve ikamet amacıyla taşınmazı davalı yükleniciden satın aldığını ileri sürerek iş bu davayı tüketici mahkemesinde açmıştır. Taraflar arasında akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu daire nitelikli taşınmazın davalı Müslüm Kılıç adına 09/11/2020 tarihinde tapu kayıtlı olduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.11.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Dava, davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil; ikinci kademede tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Somut olayda; itiraz eden banka aleyhine birleşen dosya ile ayıbın giderilmesi istemli dava açılarak; ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davanın niteliği, sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalının savunmasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm taraf delilleri toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır....