Dosya kapsamından, dava dayanağı 28.05.1970 gün ve 7273 sayılı Kütahya Noterliğince düzenlenmiş, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde taşınmaz satış bedelinin 8.000- TL. olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Dava gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde dava konusu dava konusu taşınmazın rayiç değeri olan 10.000,00 YTL’nin tahsili istemine ilişkindir. İstem tapu iptali ve tesciline ilişkin olduğundan görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları ile benzer nitelikteki tenkis davalarında da taşınmazın dava tarihindeki değerinin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir. Somut olayda; dava konusu Kaşıkara Köyü 261 numaralı parselin dava tarihindeki değeri 28.01.2009 günlü bilirkişi ek raporuna göre, 11.341,68 YTL olup, sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir....
Davalı T16 vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile T28 arasında 28.09.2010 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi imzalandığını, T28 en geç 30.06.2013 tarihinde dava konusu bağımsız bölüm taşınmazın ve tapusunu sözleşme gereğince davacıya takyidatlarından ari olarak teslim etmesi gerektiğini fakat davalı şirket tarafından böyle bir teslimin gerçekleştirmemesi üzerine tapu iptali ve tescil davası açıldığını, işbu davanın 25.09.2018 tarihli tensip zaptının 9 numaralı ara kararında takyidat sahiplerine dava açılması için süre verildiğini, bu sebeple davacı taraf, tescili ve devrini istediği taşınmaz üzerinde davalı müvekkilin ihtiyati haciz tesis etmesi sebebiyle işbu dava müvekkil tarafına yöneltildiğini, davalı müvekkil ile diğer davalı inşaat firması arasında aynı vakıa ve hukuki nedenlere dayalı derdest bir dava bulunmakta olduğunu, müvekkil ile diğer davalı T28 17.10.2010 tarihinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Borçlanma Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarında...
Davanın niteliği, tapu kaydı, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesi sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava ihtiyati tedbir talepli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, cezai şartın tahsili, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili, cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz davalı şirket adına tapuda kayıtlıdır. Doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır....
İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Elbette cebri icra ile ilgili olarak temel yasa niteliğindeki İİK menfi tespit davalarında icranın durdurulmasını özel koşullara bağlamıştır. Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil olduğu, ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....
Kişilere satılmasının mümkün olabileceğini bu nedenle müvekkili ile akdedilen düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin ilgili tapu kütüğüne tescil ve şerhinin işlenmesi, yargılama neticeleninceye kadar satışı yapılan bağımsız bölümün tapu siciline davalıdır şerhi işlenmesini talep ve dava etmiştir....
İMAR KANUNU [ Madde 18 ] "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.10.2002 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.5.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanunu'nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu'nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706 ve Noterlik Kanunu'nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.09.2015 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 26.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili; müvekkili ile davalının kardeş olduğunu, ... İli, ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Gayrimenkul satış vaadine dayalı Tapu iptali ve Tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Türk Borçlar Kanunu'nun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706. ve Noterlik Kanunu'nun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu'nun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 01/02/2022 NUMARASI : 2021/397 E - 2022/69 K DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava dilekçesinde özetle : Müvekkili ile davalı Eval İnşaat arasında 29.12.2016 tarihinde 1455 Ada, 13 Parselde bulunan ‘Eval Park İstanbul’ olarak anılan projede C Blok 8.kat 50 numaralı dairenin satışı için sözleşme yapıldığını, konu olan inşaatın yarım vaziyette olduğunu, davalı T5 davalı arsa sahibi T3 arasında Büyükçekmece 6.Noterliğinin 13.04.2015 tarih, 17823 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin davalı arsa sahibi T3 tarafından Beyoğlu 33....
-TL tutarındaki ödemeyi, sözleşme hükümlerine uygun olarak davalıya vadesinde, nakden ve def' aten gerçekleştirdiğini, davalı tarafın bağımsız bölümü 8 ay gecikmeyle teslim ettiğini ancak tapuda devrini yapmadığını beyanla dava konusu taşınmazın Davalı Firma adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına ve takyidatsız olarak tapuya kayıt ve tesciline, Tapu iptali ve tescil yönündeki talepleri uygun görülmez ise, davaya konu satış sözleşmesindeki taşınmazın rayiç bedeli tespit edilerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte, rayiç bedel belli olmadığı takdirde satış bedelinin satış sözleşmesinin düzenlenme tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek reeskont faizi ile birlikte günümüz değerine güncellenerek ve değiştirilerek davalı firmadan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini tale ve dava etmiştir. SAVUNMA: Cevap dilekçesi bulunmamaktadır....