Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçerlilik şartlarından birinin noterde düzenlenmiş olması şartı olduğunu, dava konusu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin noterde düzenlenmediğini, böylece bu sözleşmenin hiçbir geçerliliğinin olmadığını, açılan dava konusu sözleşmeye konu olan taşınmazların ferağa icbarı olduğunu, bu ferağa icbarda ödemeye konu çeklerin iptali veya çek bedellerinin iadesinin istenemeyeceğini, bu sebeplerle gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, dava değerinin 2.000,00- TL gösterildiğini, ancak çek bedellerinin sabit olduğunu, dava değerinin yükseltilerek eksik harcın tamamlatılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir....

Bu nedenle, taşınmaz satış vadi sözleşmesine konu taşınmazın tapuda kayıtlı olması zorunlu ise de sözleşme sırasında satış vaadi borçlusunun taşınmazın maliki olması gerekmez. Çünkü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaat borçlusu ileride o taşınmaz malın mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme taahhüdünde bulunur. Bu nedenle ifanın talep edildiği tarihte taşınmazın satış vaadi borçlusunun mülkiyetinde olup olmadığına bakmak gerekir. Taşınmaz mülkiyeti satış vaadi borçlusunda ise ferağa icbar davası kabul edilmelidir. Somut olayda; Dava konusu 1618, 1619, 1620 ve 1621 parsel sayılı taşınmazların satışı ... tarafından 29.3.2000 sözleşmeyle İşçimenler AŞ.'ye vaadolunmuş, daha sonra şirket İşçimenler Anonim Şirketine bu sözleşme ile satışını vaad aldığı taşınmazları 8.2.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacı Hayrettin Karasu’ya temlik etmiştir....

    Noterliği'nin 04.09.2000 tarihli satış vaadi sözleşmesinde özetle, “…satış vaadi borçlusu ...’nun 680 ada 28 parselde kayıtlı 189,5 m2 yüzölçümlü taşınmazdaki 2/4 hak ve hissesini 30.000 TL bedel karşılığında alıcısı ...’ye satmayı vaat ettiği, satış bedelinden 25.000 TL’sinin peşin ödendiği ve akit tarihinden 1 yıl içinde satış vaadi konusu hak ve hissenin kat’i ferağının verileceği, ferağ anında da bakiye kalan 5.000 TL’nin ödeneceği….” yazılıdır....

      Davalı ... vekili, taraf olmadıkları ve bu yüzden bağlayıcılığı olmayan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin 27/11/1984 tarihli olması nedeniyle yasalarda belirtilen hak düşürücü süre ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, müvekkilini bağlayan tapu sicilinde herhangi bir kısıtlayıcı şerhinde bulunmadığını belirterek haksız açılan davanın husumet, hak düşürücü süre veya zamanaşımı aksi kanaatte ise de esastan reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, ... 1. Noterliğince düzenlenen 27/11/1984 tarih 18284 yeymiye sayılı gayrimenkül satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı ... mirasçılarından davacı ...'a dava konusu taşınmazın satış vaadi taahhüdünde bulunulduğu 18/01/2012 tarih ve 156 yevmiye nolu satış ile davalı ...'a devrolunduğunu, davalı ...'...

        ın dava konusu payın maliki olmadığını, harici yapılan adi yazılı sözleşmeye dayanılarak ifa talep edilemeyeceğini, ancak sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince karşılıklı edimlerin geri istenebileceğini, davalı şirket tarafından gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Birleştirilen davada davacı asıl davada davalı ... Sağlıklı Yaşam Emlak Kuyumculuk İnşaat Gıda Turizm Tekstil ve San. Ltd. Şti. tarafından Nejat aleyhine yukarıda tarih ve yevmiye numarası belirtilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle dava açılmıştır....

          Mahkemece; Dairemiz bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu; Mahkemenin 1996/504 Esasında kayıtlı satış vaadi sözleşmesinin iptaline ilişkin dava ile 1994/146 Esasında kayıtlı birleşen satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil davalarının kısmen kabulüne, müdahil ... ...’in davasının kesin hüküm nedeniyle reddine, ... Gayrimenkul Ltd.Şti. tarafından açılan 1997/187 Esasta kayıtlı satış vaadi sözleşmesi nedeniyle tapu iptal ve tescil davasının kabulüne karar verilmiştir....

            Bir kısım davalılar dava konusu taşınmazın davacıya satıldığını davayı kabul ettiklerini beyan etmişler, bir kısım davalılar ise gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin kadastro tespitinden önce düzenlendiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Dava açıldığında ölü olduğu anlaşılan bir kısım davalıların mirasçıları hakkında davacı vekili 31.01.2011 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/118 Esas sayılı dosyasında aynı gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayanarak tapu iptali ve tescil davası açmış açılan dava eldeki dosya ile birleştirilmiştir. Mahkemece, davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

              Davalı; ihalenin feshi davası açmanın kanuni bir hak olduğunu, taşınmazı 28.05.2009 tarihinde noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle ....'a sattığını, bu sebeple de taşınmazı .... ve eşinin kullandığını, kira gelirinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının taşınmazı 4.8.2009 tarihinde ihale yoluyla satın aldığı, davalı tarafından süresinde açılan ihalenin feshi davasının reddedilerek kesinleşmesi üzerine 20.08.2010 tarihinde davacı adına tescil edildiği, çekişmeli meskende ...'ın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden oturdukları, davacının gönderdiği tahliye emrinin .... ve ....'...

                Davacı ile Davalı arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca taşınmazların davacıya satılıp teslim edildiği, daha sonra bu taşınmazların asli müdahil ...’na Noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi ile satıldığı, ...’nun ise bu taşınmazları dava dışı ... ...’e yine Noter aracılığıyla düzenleme şeklinde yapılan satış vaadi senediyle sattığı uyuşmazlık konusu değildir. Ne varki, Davalı’nın dava konusu taşınmazları dava dışı üçüncü şahıslara sattığı ve dava dışı ... ...’ün açmış olduğu alacak davasının reddedildiği ve kararın onanarak 15.12.2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı bu kararın kesinleşmesi üzerine, ... ...’ün akidi olan ... na başvurduğunu, ... ...’nun da kendisine müracaat ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Bu durumda davacının davasını kendi akidi bulunan davalıya yöneltmesinde hukuki yararı bulunmaktadır. Öte yandan asli müdahil ... da, müdahil dilekçesinde, dava dışı ... ...’ün kendisi aleyhine ... 3....

                  Noterliğinin 10/07/2004 tarih ve 16583 yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" ile sahibi ve hissedarı bulunduğu 796 parsel ile 913 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerini; davalılardan ... ve ...'in, ... 1. Noterliğinin 10/08/2004 tarih ve 18340 yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" ile sahibi ve hissedarı oldukları 913 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerini; davalılardan ...'ın, ... 1. Noterliğinin 20/07/2004 tarih ve 16699 yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" ile sahibi ve hissedarı olduğu 796 parsel ile 913 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerini; davalılardan ...'ın, ... 1. Noterliğinin 15/07/2004 tarih ve 16368 yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" ile 796 parsel ile 913 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerini; davalılardan ...'ın, ... 1....

                    UYAP Entegrasyonu