ödeme yapılmıştır.Taraflarca 21.01.2016 tarihinde yeniden bir ek protokol imzalanmış bu protokolün 1.mad'de kapora/ön ödemenin alıcı tarafından tamamen ödendiği, alıcının her ne suretle olursa olsun kaporanın kendisine iade edilmeyeceğini açık iradesi ile taaahhüt ettiği hüküm altına alınmıştır.Taraflarca 18.05.2016 tarihinde 3.ek protokol imzalanmış bu protokolün 2.mad'de 300.000 USD olarak belirlenen kapora bedelinin alıcı tarafından satış işlemlerinin geciktirilmesi nedeniyle 600.000 USD bedele yükseltilmesine, bu bedelin cayma akçesi kapsamında kabulü ile alıcıya geri iade edilmeyeceğini taahhüt ettikleri anlaşılmıştır.Davacı taraf, taşınmaz devrine ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılması gerektiğinden taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin de resmi şekilde yapılması gerektiğini, şekle aykırılık nedeniyle sözleşmenin kesin hükümsüz olup kaporanın iade edilmesi gerektiğini öne sürmektedir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 10/02/2021 NUMARASI : 2019/304 E - 2021/120 K DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki 26.11.2018 tarihli İş Modem Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin önce davacı tarafından tek taraflı imza edildiği daha sonra davalı firma yetkililerince imza ve onay işlemleri yapılarak kargo ile davacıya gönderildiği, kargonun davacı firma yetkilisi tarafından 12.12.2018’de teslim alındığı, 14.12.2018’de yasal süre içinde sözleşmeden tazminatsız cayma hakkının kullanılacağının davalıya bildirildiği ve buna rağmen kaparo olarak verilen 50.000,00 TL’nin iade edilmediği, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi’nin noter huzurunda iki tarafça imzalanmak sureti ile geçerlilik kazanan bir sözleşme olduğu, söz...
DELİLLER : Tapu kayıtları, Adi yazılı 10/11/2016 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, Düzenleme şeklinde vekaletnameler, Banka dekontu, Hesap özeti, Delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, adi yazılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07/12/2013 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile dahili davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili; ... 1. Noterliğince düzenlenen 27/09/1989 tarih ve ... yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...’ün Yumurtalık ilçesi, ... Köyünde bulunan 480 parselde kayıtlı murisi ... 'den kendisine gelecek olan hisseleri ...'e satmayı vadettiğini, daha sonra ...’in ... 1....
Satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için vaat borçlusunun satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez. Bu bağlamda satış vaadi sözleşmesi geçerli olmakla birlikte, davalı yüklenici vaat olunan taşınmazın maliki olmadığından aynen ifa mümkün değildir. Bu durumda vaat alacaklısı davacı, aynen ifa yerine davalı yükleniciden tazminat talep edebilir. Burada talep edilecek tazminat, davacı alacaklının müspet zararının karşılığıdır. Müspet zarar; aktin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarardır. Somut olayda davacı, noterde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazın tapu devrinin yapılmaması nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı alıcı ile davalı yüklenici arasındaki sözleşme kanunun aradığı resmi şekilde yapıldığı için geçerlidir....
Konutun herhangi bir sorumluluğunun söz konusu olmadığı, dolayısıyla sözleşmenin 14.8. maddesinde davaya konu bağımsız bölümün süresinde davacıya teslim edilmemesi nedeniyle doğacak hak ve taleplerin muhatabının dava dışı yüklenici şirkete ait olduğunun kararlaştırılmış olması nedeniyle, davacının istinaf talebinin reddine, davalının istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 16.10.2012 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde, davalı ... Gayrimenkul Yatırım Ortaklığının davaya konu işyeri niteliğindeki taşınmazı ekte bulunan sözleşme , ödeme planı ve teknik şartları uygun olarak 600.000 TL bedel karşığında davacıya satmayı taahhüt ettiği ve satış vaadi sözleşmesinin eki sayılan ......
Noterliğinin 15.02.2011 tarih ve 02618 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine ilişkin olarak bu sözleşmenin muvazaa nedeniyle hükümsüzlüğünün tespiti ile tapu sicilindeki şerhin terkinine, muvazaa yönündeki taleplerinin kabul edilmemesi halinde mal kaçırmaya yönelik yapılmış tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., davaya cevap vermediği gibi duruşmaya da katılmamıştır....
Noterliği 16734 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile Aydın ili, Kuşadası ilçesi, Türkmen Mahallesi, Bayraklıdede mevkii, 103 ada, 14 parselde kayıtlı 17.810 m² olarak tespiti yapılan ve Kuşadası Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/31 E. sayılı dosyasında dava görülürken görev nedeni ile Kuşadası Kadastro Mahkemesine gönderilen dava dosyasına konu taşınmazın 40/128 (20/64) hissesini 800.000 TL karşılığında satmayı vaad ettiğini ve davalılardan ...'ın 03.02.1994 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde belirtilen peşinatı ve kalan bakiyeyi tamamen ve nakden aldığını belirttiği ibranameyi imzaladığını, diğer davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ...'in (... miraçıları) 11.12.1992 tarihinde Kuşadası 2....
Kendisine gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile temlik eden ... ondan öncesi ... ise yapının inşa edilmesinde bir dahli bulunmadığı gibi bina ile ilgili bir hakları da bulunmamaktadır.Bu durum karşısında davalı ...'nin 3194 sayılı İmar Yasasının 18.maddesinde yapı nedeniyle öngörülen kaim bedele müstahak bulunmadığı da açıktır. ./.. -2- Öte yandan, 3194 sayılı imar uygulaması ile taşınmazın tam mülkiyet olarak davacıların miras bırakanına ait olduğu ve imarın 05.06.1989 tarihinde yapılarak kesinleştiği, böylece ... dışındaki diğer paydaşların taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının kalmadığı gözetildiğinde davalı ...'nin bayii olan ...de kişisel hak bahşeden gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan bir hakkı kalmadığından var olmayan bir hakkın satışına da değer verilemez....
Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa; iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. (Bknz. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2016/661 Esas, 2018/5376 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2017/3627 esas, 2017/7555 karar sayılı ilamı) Somut olayda; dava konusu parselde davalıya ait hissenin müvekkili ile davalı arasında yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile devralındığı hususu ileri sürülerek taşınmaz satış vaadi sözleşmesi hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescile karar verilmesi talebinde bulunulduğu, mahkemece davanın kabulüne yönelik kararın verildiği, davalı vekili tarafından kararın istinafa taşındığı görülmektedir....