den kendisine intikal edecek taşınmaz hak ve hisselerinin tamamını 2.000 TL bedelle müvekkiline satmayı vadettiğini, satış bedelinin nakden ve peşinen ödenmiş olup dava konusu 921 ada 9 parsel sayılı taşınmazın müvekkilinin zilyetliğinde bulunduğunu; ancak, davalının taşınmazdaki payını devretmeye yanaşmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Davalı vasisi, zamanaşımı itirazında bulunmuş; davaya konu sözleşmede belirlenen bedelin ödenmediğini belirterek reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazda satış vaadine konu payın iştirak halinde mülkiyete tabi olup satış vaadi sözleşmesinin bu nedenle ifa olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....
uyarınca, tapu kayıtlarına güven ilkesi gereğince dava konusu gayrimenkulün tapudaki mevcut hali ile ipotek tesis işlemi yapılarak davalı sur yapı firmasına kredi kullandırdığını, bahse konu ipoteğin tesis edildiği tarihte anılan taşınmazın tapu kayıtlarında satış vaadi vs. gibi herhangi bir şerh mevcut olmadığını, dava konusu taşınmazın tapu kaydında satış vaadi vs. şerh bulunmadığı gibi, bu hususa ilişkin geçerli bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olup olmadığının belirsiz olduğunu, taşınmazın tapu kayıtlarında satış vaadi vs. gibi herhangi bir şerh bulunmadığından iyiniyetli 3. kişi konumunda olan müvekkili bankanın davacı ile davalı arasındaki ilişkiden haberdar olması mümkün olmadığını, bahse konu ihtiyati tedbir kararının Müvekkili Bankayı doğrudan etkilemekte olup, bu durum nedeni ile davalı Sur Yapı firmasına verilen kredi bir nevi teminatsız hale geldiğini, tedbirin kaldırılmaması halinde dava sonuçlanıncaya kadar geçecek olan sürede kamu bankası konumunda olan Müvekkili Bankanın...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/11/2022 NUMARASI : 2022/310 ESAS, 2022/363 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : KARAR TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu İstanbul ili, Başakşehir ilçesi, İkitelli Mahallesi, Kutlu Sokak; 577 Ada, 8 Parsel numarasında kayıtlı bulunan 2. Kat 8. Nolu, 4. Kat 16. Nolu ve 4....
, davacının söz konusu şerhin kaldırılması için dava açması mümkün iken, sırf müvekkil şirketi zorda bırakmak için, dava dışı kişi ile Satış Vaadi Sözleşmesi yaparak müvekkiline süre vermesi ve ceza-i şart koymasının kötü niyetli olduğunu, mahkemenin bu durumu değerlendirmeden, davanın kabulüne karar vermesinin doğru olmadığını, Mahkeme kararının 3....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/95 Esas KARAR NO : 2022/118 DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 02/12/2021 KARAR TARİHİ : 02/02/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... İli , ... İlçesi, .... Mahallesi, .... Ada, .......
yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince müvekkili banka lehine tesis ve tescil edilen ipoteğin fekkine karar verilemeyeceğini, müvekkili banka lehine tesis ve tescil edilen ipoteğin, taşınmazın satışının taahhüt edilmesinden önce veya sonra tesis edilmesinin, ipotek hakkı açısından etkisi bulunmayacağını, ipoteğin tesisi anında, taşınmazın davacıya devredildiğine dair kayıt olmadığını, davacının, müvekkili bankanın harici satış sözleşmesinden haberdar olduğu iddiası mesnetsiz olduğunu, davacının dava konusu talepleri ile müvekkili banka arasında illiyet bağı bulunmadığını, dava konusu taşınmazların, üzerinde bulunan takyidatlar kabul edilerek devir alındığını belirterek, müvekkili yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir....
Tüketici Mahkemesi 2018/1101 E.2020/166 K. sayılı 04.02.2020 tarihli kararının istinaf talepleri doğrultusunda kaldırılması ile somut olayda Tüketici Mahkemesi'nin görevli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Tapu kaydı, keşif, bilirkişi raporu, tapu senedi sureti ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesinden kaynaklanan ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Dava dosyası içerisinde mevcut bilgilerden dava konusu taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazın tapu kaydında davalı Türkland lehine ipotek, davalı Şekerbank lehine de hacizlerin bulunduğu sabittir. 6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluk düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
edileceğini, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümü yerine getirilmediğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme genel kurulu(YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığı müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davanın açılmasına müvekkili banka sebebiyet vermediğinden dava mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti talebinin reddi ile bunların tümüyle davacı üzerinde bırakılmasını, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, fazlaya ilişkin her türlü hak, dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla, yukarıda...
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....