Bu nedenle, taşınmaz satış vadi sözleşmesine konu taşınmazın tapuda kayıtlı olması zorunlu ise de sözleşme sırasında satış vaadi borçlusunun taşınmazın maliki olması gerekmez. Çünkü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaat borçlusu ileride o taşınmaz malın mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme taahhüdünde bulunur. Bu nedenle ifanın talep edildiği tarihte taşınmazın satış vaadi borçlusunun mülkiyetinde olup olmadığına bakmak gerekir. Taşınmaz mülkiyeti satış vaadi borçlusunda ise ferağa icbar davası kabul edilmelidir. Somut olayda; Dava konusu 1618, 1619, 1620 ve 1621 parsel sayılı taşınmazların satışı ... tarafından 29.3.2000 sözleşmeyle İşçimenler AŞ.'ye vaadolunmuş, daha sonra şirket İşçimenler Anonim Şirketine bu sözleşme ile satışını vaad aldığı taşınmazları 8.2.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacı Hayrettin Karasu’ya temlik etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 25/02/2021 NUMARASI: 2021/10 2021/147 DAVANIN KONUSU: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) Taraflar arasındaki davada Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Bakırköy 6. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satışından kaynaklı ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesince, "... davacı ile davalı ... A.Ş.arasında tüketici işlemine dayanak tutulan taşınmaz satış sözleşmesindeki edimlerin yerine getirilmesi suretiyle başkaca tüketici işlemi kalmadığı, davacı ile ipotek alacaklıları ... AŞ. Ve ... AŞ. , arasında da herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı , uyuşmazlığa konu ipoteğin davalı ... Şirketinin dava dışı ... AŞ. Ve ... AŞ. , ile yapmış oldukları kredi sözleşmesinden kaynaklı tesis edildiği, ancak ipotek alacaklısının ... AŞ. Ve ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 27/01/2021 NUMARASI: 2021/11 2021/78 DAVANIN KONUSU: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) Taraflar arasındaki davada Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Bakırköy 6. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satışından kaynaklı ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesince, "... davacı ile davalı ... A.Ş.arasında tüketici işlemine dayanak tutulan taşınmaz satış sözleşmesindeki edimlerin yerine getirilmesi suretiyle başkaca tüketici işlemi kalmadığı, davacı ile ipotek alacaklıları ... AŞ. Ve ... AŞ. , arasında da herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı , uyuşmazlığa konu ipoteğin davalı ... Şirketinin dava dışı ... AŞ. Ve ... AŞ. , ile yapmış oldukları kredi sözleşmesinden kaynaklı tesis edildiği, ancak ipotek alacaklısının ... AŞ. Ve ......
Noterliğinin 07/03/2007 tarihli ve 07478 yevmiyeli satış vaadi sözleşmesi ile 5.000,00 TL bedel karşılığında müvekkili davacıların murisi İbrahim Şişman'a sattığını ve parasını peşin olarak aldıklarını, müvekkili davacıların murisi olan İbrahim Şişman'a satış vaadi sözleşmesi ile satılan taşınmaz hisselerinin tapuda mülkiyet aktarımı ise aradan geçen uzun zamana rağmen yapılmadığı gibi davalıların yaklaşık 1,5 yıl evvel bu taşınmazlardaki iştirak halindeki mülkiyete sonra erdirerek mevcut hak ve hisselerini ise tapuda 3. Kişilere satarak devrettiklerini, satış vaadine dayalı olarak satın alınan taşınmazlardaki davalılar adına olan hisselerin satış vaadi sözleşmesine göre müvekkili davacılar adına tescili edilmediği gibi hisselerinin tapusunun 3....
Bu sözleşmenin hukuki mahiyeti gereği ilgilisine ayni hak değil, şahsi hak sağladığını, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinden doğan alacak hakkının üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesinin, ancak sözleşmenin tapuya şerh edilmesi ile mümkün olduğunu, Davacı yanın dilekçesinde beyan ettiği üzere taşınmaz satış vaadi sözleşmesi taraflar arasında 06.09.2014 tarihinde akdedîldiğini, oysa müvekkil banka ile diğer davalı şirket arasında, İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, Mimarsinan Mahallesi, 515 ada, 1 parselde kain C2 Blok, 45 numaralı bağımsız bölümde yer alan taşınmaz için 07/10/2009 tarihli, 27875 yevmiye numaralı 195.000 TL bedelli, 27/03/2013 tarihli, 6450 yevmiye numaralı, 6.315.000 TL bedelli, 24/12/2015 tarihli, 29043 yevmiye numaralı 15.000.000 TL bedelli, ipotek tesisi gerçekleştirildiğini davacı yanın, diğer davalı şirket ile adi yazılı satış vaadi sözleşmesi yaparken sözleşmeye konu olan taşınmazın Tapu takyidatını incelemeyerek kendisine düşen özeni ve yükümlülüğünü yerine...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/09/2017 NUMARASI : 2013/720 ESAS - 2017/386 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilli 11/12/2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; İstanbul Arnavutköy ilçesi Balaban köyünde kain 3 pafta, 579 parsel sayılı taşınmazdaki T5 adına kayıtlı 8500 m² hisseden 1.000 m²'lik hisseyi T5 dan 31/05/1989 tarih ve 12658 yevmiye nolu Çatalca Noterliğince düzenlenmiş olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile Sadullah Sümer'in satın aldığını, Sadullah Sümer'in satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı ve çevrirerek ağaç dikmek suretiyle kullandığı bu yeri satış vaadi sözleşmesi ile T6 satıldığını, T6 ise malik sıfatıyla zilliyedi bulunduğu ve kullandığı bu yeri davacı T1 bedelini alarak devrettiğini, davacı T1 aldığı bu yeri 26/04/2012 tarihine kadar fiilen kullandığını, satış vaadine konu 579 parseldeki...
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın müvekkili davalı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının ipoteğin terkini yönünden davasına ilişkin olmak üzere Tüketici Mahkemesinin görevsiz olduğunu, ipoteğin terkini talebine ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının ipoteğin terkini talebine ilişkin davasını bir yıllık hak düşürücü sürede açmadığını, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin sözleşme alacaklısına şahsi hak tanıyan bir sözleşme olduğundan TMK'nın 1009 uncu maddesi gereğince tapuya şerh edilmemesi halinde üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğini, tapu sicilindeki kayda göre hareket eden üçüncü kişi konumundaki müvekkilinin iyi niyetinin korunması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir. III....
Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma” kuralı ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/666 Esas KARAR NO : 2023/668 DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/07/2022 KARAR TARİHİ : 20/06/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/07/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile davalı şirket arasında akdedilen Kadıköy .... Noterliği'nin 24/06/2020 tarih ve .... yevmiye numaralı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu İstanbul İli, ... İlçesi, ......
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden 06.02.1996 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin Tapu Kanununun 26. maddesinden yararlanılarak tapuya şerh edilmediği, kayıtlardaki haczin 09.01.1997 tarihinde işlendiği görülmektedir. Davada dayanılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilmediğinden davacı üçüncü kişilere karşı güçlendirilmiş hak iddiasında bulunamaz. Başka bir deyişle hukuki duruma aleniyet kazandırılmadığından taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan haklar üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale gelmemiştir. Mahkemece yapılan bu saptama bir yana bırakılarak davanın reddi yerine istek hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararı BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın iadesine, 29.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....