Somut olayda hakkında gaiplik kararı verilmesi istenilen kişinin ölüm tehlikesi içinde kaybolduğuna dair dosyada herhangi bir delil olmadığı gibi, böyle bir iddia da bulunmamaktadır. Davacı taraf gaiplik kararı verilmesi istenilen kişiden uzun zamandan beri haber alınamadığı iddiasına dayanmaktadır. Bu itibarla yukarıda değinilen düzenlenmeler gözetildiğinde kendisinden uzun zamandan beri haber alınamadığı iddiasına dayalı gaiplik talebine ilişkin davalarda esas hakkında karar verilebilmesi için diğer koşulların yanında, hakkında gaiplik kararı verilmesi istenilen kişinin ölümü hakkında kuvvetli olasılığın bulunması gerekir. Somut olayda bu durum kanıtlanamamıştır....
Sayılı dosyasında tapu iptal tescil talebi yönünden görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup, gaiplik talebi hakkında sulh hukuk mahkemesi kararının bekletici mesele yapılıp sonucu uyarınca işin esası hakkında bir karar verilmek üzere davacıya süre ve yetki verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Bu nedenle mahkemece işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken davanın derdest olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumlardan herhangi birinin varlığı gaiplik kararı için ilk şarttır. Bu hallerden birinin gerçekleşmesi tek başına gaipliğe karar vermek için yeterli değildir. Ayrıca TMK'nın 33/1. maddesine göre, "Gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir." Yukarıdaki şartlar gerçekleştiğinde, gaiplik kararının verilmesini, kaybolan kimsenin kanuni ve atanmış mirasçıları ve lehlerine vasiyet yapılmış kimseler talep edebilir. Ayrıca, gaip yüzünden mirastan mahrum kalanlar, alacaklılar ve Hazine de gaiplik kararı verilmesini isteyebilir....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; talebin çekişmesiz yargı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın Türk Medeni Kanununun 588. maddesine dayalı ve malvarlığına ilişkin bir dava olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda; davacı, haklarında gaiplik kararı istenen kişiler hakkında 3561 sayılı Kanun gereğince ......
Mahkemece, gaiplik kararı verilmesi istemli davaların çekişmesiz yargı işi niteliğinde olduğu, bu nedenle Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ne var ki, mahkemenin bu kararı TMK’nin 32. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan gaiplik davalarında verilebilecek kararlardandır. Oysa somut olayda davacı Hazine, gaiplik isteği yanında, son mirasçı sıfatıyla mal varlığının Hazineye devri isteminde de bulunmuş olup, bu tür bir isteğin TMK'nin 588. maddesi kapsamında olduğu açıktır. Öte yandan, TMK'nin 588. maddesinden kaynaklanan davaların mal varlığına yönelik olduğu gözetildiğinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 2. maddesi kapsamında kaldığı ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu tartışmasızdır. Görev, kamu düzeniyle ilgili olup yargılamanın her aşamasında resen ve öncelikle dikkate alınmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Gaiplik TMK 588. Maddesine Dayalı Gaiplik Kararı Verilmesi İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Hazine vekili dava dilekçesinde, ortaklığın giderilmesi davası sonucu satışı yapılan ...parsel sayılı taşınmazın 1/2 maliki ...oğlu ...adına ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/138-373 E-K sayılı kararı ile Mal Müdürü'nün kayyım olarak atandığını, taşınmazın ortaklığın giderilmesi sonucu satıldığını, kayyımla idare süresi on yılı aştığından ...oğlu ...'in gaipliğine ve hissesine isabet eden satış bedelinin işlemiş faizi ile birlikte Hazineye devrine karar verilmesi istenmiş; mahkemece, gaipliğine karar verilmesi istenilen ...oğlu ...'...
58.987,33TL'sinin bulunduğunu, davaya konu ve kim olduğu bilinmeyen şahısla ilgili olarak mahkemece kayyımlık kararı verilmesinden itibaren 10 yılı aşkın bir süre geçmiş olup, bu süre içerisinde hissesine düşen miktar kayyımlık hesabında tutulduğunu, bu süre içinde şahsın kim olduğu, yaşayıp yaşamadığı tespit edilemediğini, bu nedenlerle Cemile kocası Süreyya'nın hakkında gaiplik kararı verilmesini ve Halk Bankası Yozgat Şubesinde açılan AK001060 nolu kayyımlık hesabında 58.987,33 TL'nin hesabın kapanacağı tarihe kadar işleyecek faizi ile birlikte hazineye irat kaydedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : GAİPLİK- SATIŞ BEDELİNİN İADESİ Taraflar arasında görülen gaiplik ve bedelin Hazineye intikali davası sonunda yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı davacı yanın istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, TMK 588. maddesi gereğince gaiplik ve taşınmazın satış bedelinin Hazineye intikali isteğine ilişkindir. Davacı, 114 ada 14 parsel sayılı taşınmazla ilgili ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2004/514 Esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, paydaşlardan ..., ..., .... oğlu ...., .... kız...'yi temsil etmek üzere ......
İlk derece mahkemesince; gaiplik kararı verilmesi talep edilen kişi yönünden ölümü hakkında kuvvetli olasılık olmadığı ve PKK terör örgütüne üye olmak suçundan arandığı, hakkında açılan ceza davasının devam ettiği, ceza davası ve yakalama kararı kaldırılmadan gaiplik kararı verilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı vekili yargılama sırasındaki gerekçeler ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve devamı maddelerinde düzenlenen gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir....
Hal böyle olunca, tapulamaya esas tüm tapu kayıtlarının (22.03.1994 tarihli tapu kaydı, 6. K. Evvel, 336 tarih 133 sıra nolu tapu kaydı, 22 nisan 333 tarih 121 nolu tapu kaydı) getirtilmesi, tapulama tutanağı ve ekindeki anlatımdan ...’nün kardeşi olduğu anlaşılan ... oğlu ... ile dosyadaki ... Kızı ...’ye ait nüfus kayıtları ilgi tutularak ... oğlu ...’in nüfus aile kayıt tablolarının Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğünden istenmesi, ... ile ...’nün göçmen olabilecekleri ve bu durumda da aynı haneye kayıt edilmemiş olabilceğinin de gözetilmesi, 22.03.1994 tarihli tapu kaydı ile taşınmazın 2/4ünün ... adına tescil edildiği, aynı zamanda kök mirasbırakan ... oğlu ...’in de eşinin adının ... olduğu dikkate alındığında tespite dayanak tapu kaydı incelenerek ... oğlu ...’in mirasçısının bulunup bulunmadığının açıkça saptanması, ... Kızı ... ve ...’in mirasçıları olduklarını belirterek müdahillik talebinde bulunan bir kısım ......