"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkek, kendisi tarafından daha önce açılan ve retle sonuçlanan boşanma davasına dayanarak Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi uyarınca boşanma talep etmiştir. Davalı erkek tarafından açılan önceki boşanma davasının "davalı kadının kusurlu davranışı bulunmadığı" gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır. Fiili ayrılık süresi içinde davalı kadının kusurlu bir davranışı da ispatlanamamıştır....
Dayanak davadan önceki olaylara dayalı olarak, taraflara kusur yüklenemez. Ayrıca fiili ayrılık döneminde taraflara kusur olarak yüklenebilecek ... bir olayın varlığı da ispatlanamadığına göre, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve bu dava sonrasında da birlikte yaşamaktan kaçınarak boşanma sebebi yaratan davacı-davalı erkeğin, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. 3-Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet ... olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür....
DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların resmi kayıtlarda 18/07/1983 tarihinde evli olarak göründüklerini, ancak müvekkilinin 30 yıldan fazladır Almanya'da ikamet ettiğini, eşlerin evliliğin kurulduğu tarihten bu yana hiç birlikte kalmadıklarını, davacının Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/142 esas 1994/76 karar sayılı dosyasında açtığı davanın ret ile sonuçlandığını ve davanın 12/09/1994 tarihinde kesinleştiğini, davalının Adana 6.Aile Mahkemesinin 2017/88 esas sayılı dosyası ile açtıkları evliliğin iptali davasında verdiği cevap dilekçesinde tarafların yaklaşık 34 yıldır fiilen bir araya gelmedikleri ve hiç görüşmedikleri yönünde ikrarının olduğunu belirterek TMK 166/f-4 gereği 3 yıllık fiili ayrılık nedeniyle eşlerin boşanmasına karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, 4721 sayılı TMK'nın 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davasıdır. Davacı taraf; kusur belirlemesi, kadın lehine maddi-manevi tazminatlara hükmedilmesi ve miktarlarının yüksek olmasına yönelik olarak, davalı taraf; davanın kabulü, kusur belirlemesi, lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük oluşu ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine yönelik olarak süresinde istinaf talebinde bulunmuş ve kararın bu yönlerden kaldırılmasını talep etmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2020/274 Esas sayılı dosyasına kayden fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşanma davası açılmış bu davanın da eldeki dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece, erkeğin asıl boşanma davası ile kadının birleşen boşanma davasında ayrı ayrı kusur belirlemesi yapılmış, erkeğin fiili ayrılık hukuki nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasında ise bu davaya dayanak yapılan ... 5. Aile Mahkemesinin 2013/755 Esas sayılı dosyasındaki kusur belirlemesine ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. O halde Mahkemece tarafların asıl ve birleşen davalarında usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle kusur belirlemesi yapılarak ve erkeğin birleşen davasına dayanak davasındaki kesinleşen kusur durumu da dikkate alınarak tüm davaların birlikte değerlendirilmesiyle kusurun harmanlaması sonucu nihai kusurun belirlenmesi gerekmektedir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/288 KARAR NO : 2022/2011 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SİLİFKE AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/11/2020 NUMARASI : 2020/301 E 2020/223 K DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davalı vekilinin tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değildir. Terke dayalı boşanma davası yoktur. Davalıdan kaynaklanan kusurlu bir davranışın varlığı da kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkrasında düzenlenen fiili ayrılık ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasında, sağ kalan kadın eşin boşanmaya sebebiyet verecek herhangi bir kusurunun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve son fıkrası hükümleri ile 181 inci maddeleri. 3....
Eldeki dava, erkek eş tarafından münhasıran Türk Medeni Kanunu'nun 172. maddesine dayalı olarak ayrılık kararına dayalı boşanma davası istemiyle açılmıştır. Mahkemece usule uygun şekilde toplanan delillerin bu çerçevede değerlendirilip Türk Medeni Kanunu’nun 172/2 ve 3 maddesi sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, talep olmadığı halde davanın TMK 166/1 ve 4 maddelerine dayalı boşanma davası niteliğinde olduğu kabul edilerek boşanmaya karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer bölümlerinin ise incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.12.2018 (Pzt.)...
Davacı tarafından daha önce açılıp reddedilen boşanma davasının gerekçesinde "davacının bir başka kadınla beraber yaşadığı, bu sebeple kusurlu bulunduğu" kabul edilmiştir. Tarafların boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra bir araya gelmedikleri ve ortak hayatın davacının başka kadınla birlikte yaşaması yüzünden yeniden kurulamadığı gerçekleşmiş, fiili ayrılık süresi içinde davalının kusuru ispat edilememiştir. Bu durumda reddedilen boşanma davasında ve boşanmaya yol açan fiili ayrılıkta davacı tam kusurludur. Davalı, kusuru ile sebep olmadığı boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfeatlerini kaybetmiş, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zedelenmiştir. Türk Medeni Kanununun, 174. maddesi şartları mevcuttur....