WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki boşanma davasında Büyükçekmece 2. Aile Mahkemesi ve Gaziosmanpaşa 2. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, boşanma istemine ilişkindir. T.M.K.'nun 168.maddesinde "Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir." hükmüne yer verilmiş olup boşanma davalarında yetki kesin değildir. Dosya kapsamından ve adrese dayalı nüfus kayıt sistemi bilgilerine göre davacının ... adresinde, davalının da ... adresinde ikamet ettiği anlaşılmaktadır. Yukarıda bahsi geçen hüküm uyarınca davanın davacının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceği anlaşıldığından uyuşmazlığın Büyükçekmece 2....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki boşanma davasında ... 1.Aile Mahkemesi ve ... 16. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, boşanma istemine ilişkindir. T.M.K.'nun 168.maddesinde "Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir." hükmüne yer verilmiş olup boşanma davalarında yetki kesin değildir. Dosya kapsamından ve adrese dayalı nüfus kayıt sistemi bilgilerine göre davacının '... Mahallesi ... Caddesi No:23/14 ... -...' adresinde, davalının da ... -...' adresinde ikamet ettiği anlaşılmaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, tedbir nafakası yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, boşanma davası, reddedilen yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat talepleri ile karar verilmeyen ayrılık talepli karşı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek tarafından 18.06.2014 tarihinde açılan boşanma davasına karşı, davalı- karşı davacı kadın tarafından 19.07.2014 tarihinde ayrılık davası açılmıştır. Mahkemece, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, ancak davalı-karşı davacı kadının karşı davasındaki ayrılık talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm tesis edilmemiştir....

        nun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık sebebiyle boşanma davasıdır. Tüm dosya kapsamına göre; tarafların 1985 yılında evlendikleri, bu evlilikten altı reşit çocuklarının dünyaya geldiği, davacının davalı aleyhine Hatay Aile Mahkemesinin 2006/1108 Esas 2007/579 Karar sayılı dosyası ile açtığı boşanma davasının reddedildiği, red kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, tarafların aile birliğini yeniden kuramadığı iddiasıyla boşanma talep eder dava açtığı, davalının açılan davayı kabul etmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına davacının ağır kusuru ve sadakatsiz davranışlarının sebep olduğunu belirterek davanın reddini talep ettiği, aksi halde tedbir- yoksulluk nafakası, maddi- manevi tazminat talebinde bulunduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda, herhangi bir gerekçe gösterilmeden davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafın verilen kararın gerekçeden yoksun olduğu, davanın TMK.'...

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının kendi boşanma davasının reddine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik temyiz itirazınan incelenmesine gelince; Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değildir. Terk hukuki sebebine dayalı bir dava da bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....

          Bu fıkrayla eşlerin sürekli ve fiili olarak ayrı yaşama biçimini benimsemeleri halinin, birlikte yaşama istek ve inancının kalmaması değerlendirmesiyle evlilik birliğinin temelden sarsıldığı kabul edilerek eylemli ayrılık ilkesi benimsenmiştir. 3. Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinde yazılı eylemli ayrılık sebebine dayanan boşanma davalarında, boşanma kararı verilebilmesi için eşlerin kusur durumunun bir önemi bulunmamaktadır. Burada; 4721 sayılı Kanun'un boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olması boşanma kararı verilebilmesi için yeterlidir. Eylemli ayrılık sebebine dayalı boşanma davalarında kusur belirlemesi boşanmanın eki niteliğindeki istekler yönünden önem taşımaktadır. 4....

            Bu düzenleme karşısında boşanma veya ayrılık davası açılmakla, eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar ve istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden ( re’sen) alınması gereklidir. Mahkemece bu kapsamda 19.03.2009 tarihli ara karar ile kadın ve ortak çocuklar için tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Geçici tedbir nafakası kural olarak boşanma ve ayrılık davasının açıldığı tarihten itibaren hükmedilir ve boşanma ya da ret hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devam eder. Ancak geçici tedbir nafakası almakta olan eş ve çocuklar nafaka yükümlüsü eş ile birlikte yaşıyorlar ve geçimi nafaka yükümlüsü eş tarafından sağlanıyorsa, başka bir ifade ile nafaka ihtiyacının ortadan kalkması durumunda nafaka yükümlüsü eşi, geçici tedbir nafakası ile sorumlu tutmak hakkaniyete uygun düşmeyeceği gibi, nafaka alacaklısı eş yönünden de hakkın kötüye kullanılması (TMK m. 2) niteliğini taşır....

              Dosya incelendiğinde; tanık beyanları ve dosya kapsamından, davalı-k.davacı kocanın, kadının başka bir erkek ile yazışmalarını gördükten sonra kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının baba evine gitmesi üzerine aynı gün kadını ortak konuta getirerek bir süre daha birarada yaşamaya devam ettikleri, bu itibarla tarafların birlikte yaşamaya devam ederek karşılıklı kusurlarını affettikleri, affetmeseler bile hoşgörü ile karşılandıkları, tarafların halihazırda fiilen ayrı yaşamalarının da tek başına boşanma sebebi olamayacağı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olayların taraflara kusur olarak yüklenmesi mümkün olmadığı gibi fiili ayrılık da tek başına boşanma nedeni olayacağından kadının ve kocanın boşanma davalarının reddi usul ve yasaya uygun olup, davacı-k.davalı kadının asıl boşanma davasının; davalı-k.davacı kocanın karşı boşanma davasının reddine yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı anlaşılmıştır....

              Kadının karşı dava dilekçesinde yaşanan son olayda erkeğin kardeşi Oğuz ile onun eşi Ayşe'nin kendisine hakaret ve tehdit ettiğini, erkek, annesi ve kız kardeşi Sibel tarafından zorla belge imzalatılmak istendiğini, aynı kişiler tarafından darp edildiğini, gasp edilmeye çalışıldığını, erkek tarafından tecavüz edildiğini, hakaretlere maruz kaldığını, zorla arabaya bindirilip hürriyetinin tahdit edildiğini, bu olay nedeni ile Sarayönü Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/623 sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını belirttiği, bu olaylarla ilgili olarak erkeğe fiili ayrılıktan sonraki birleşmede ailesi ile birlikte kadını darp ettiğinin kusur olarak verildiği, kadının istinaf dilekçesinde erkek ve ailesi tarafından darp edilmesi, hürriyetinden yoksun bırakılması, hakaret ve tehdit gibi suçlar nedeni ile Sarayönü Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/148 Esas, 2020/167 Esas sayılı dosyaları ile davaların devam ettiğini, erkeğin bu olaylar nedeni ile de kusurlu olduğunu belirttiği, erkeğin de kendisine...

              DAVALI-DAVACI DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kusur tespiti ve tazminatlar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 14.02.2012 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı (koca), Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açmıştır. Tarafların, ilk davanın reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren geçen üç yılı aşkın sürede fiilen bir araya gelmedikleri toplanan delillerle sabittir....

                UYAP Entegrasyonu