Davacı tarafından açılan dava, TMK 166/4 maddesi kapsamında ortak hayatın yeniden kurulamaması (fiili ayrılık) nedenine dayalı boşanma davası olup, davacı tarafın Mahkememizin 2013/329 esas 2014/172 karar sayılı dosyasından açtığı, davacının müşterek konuttan ayrılıp başka bir kadınla birlikte yaşadığından bahisle tam kusurlu olması nedeniyle boşanma davasının reddine karar verildiği ve kararın 23/06/2014 tarihinde kesinleştiği görülmüştür....
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, erkeğe şirketini sakladığı vakıası kusur olarak yüklenmiş ise de kadının bu iddiasını önceki boşanma davasında da ileri sürmesi ve bu vakıanın önceki boşanma davasında erkeğe kusur olarak yüklenmemesi nedeni ile sonraki açılan davada kusur olarak yüklenemeyeceği, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve red ile sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve boşanma nedeni yaratan ayrıca sebepsiz yere müşterek konutu terk edip fiili ayrılık döneminde sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan davacı davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu anlaşıldığından, kadının kusura yönelik vakıa yönünden istinaf talebinin reddine, erkeğin kusura yönelik istinaf talebinin reddine yüklenen vakıaya yönelik istinaf talebinin kabulüne, tarafların birbirlerinin davalarının kabulüne yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1496 KARAR NO : 2023/128 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ILGIN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/09/2021 NUMARASI : 2019/650 ESAS 2021/573 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Kusur tespiti ve karşı boşanma davasının reddi kararı yönünden istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; davacı erkek tarafından, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1- 2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, davacı erkeğin sadakatsizlik ve ekonomik şiddet eylemleri sebebiyle tam kusurlu olduğundan bahisle reddedilmiştir. İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır....
Boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra tarafların barıştıkları, davacı erkeğin Almanya'da bulunduğu dönemlerde davalı kadın ile birlikte yaşadığı ve bu dönemde davalı kadının eşinden hamile kalıp tarafların ortak kararı ile 2001 yılında davalı kadının hamileliği sonlandırdığı anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra tarafların evlilik birliğinin devamı amacıyla bir araya gelerek ortak hayatı kurdukları bu nedenle de üç yıllık fiili ayrılık süresinin gerçekleşmediği dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Somut olayda; erkek eşin, kadın eşe karşı “evlilik birliğinin sarsılması” nedenine dayalı boşanma davası açtığı, davanın reddine karar verildiği ve kararın 15.09.2008 tarihinde kesinleştiği, bunun üzerine eldeki karşılıklı boşanma davalarından ilkinin “eylemli ayrılık” sebebiyle TMK’nın 166/4. maddesine dayalı olarak erkek eş, karşı davanın ise “evlilik birliğinin sarsılması” sebebiyle 166/1. maddesine dayalı olarak kadın eş tarafından açıldığı, şartları oluştuğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, fiili ayrılık döneminde barışma önerisi sunan kadın eşin ise kusurlu davranışları affettiği gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ortaca 1. Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 20.11.2013 tarih ve 2013/372 E., 2013/920 K. sayılı karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 2 . Hukuk Dairesinin 03.06.2014 tarih ve 2014/4690 E,. 2014/12258 K. sayılı kararıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, fiili ayrılık sebebine dayalı (TMK m.166/4) boşanma istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalının temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesine ait yukarıda esas ve karar numarası belirtilen karar ile bozulmuştur....
Davacı davalı erkeğin ve davalı davacı kadının davası, TMK'nun 166/son maddesine dayalı boşanma davasıdır. Eldeki davada tarafların kusur durumları belirlenirken, daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen boşanma davalarında belirlenen kusur durumları yanında fiili ayrılık süresinde gerçekleşen kusurlu davranışların da dikkate alınması gerekir. Davacı davalı erkek tarafından açılan ve fiili ayrılığa esas alınan boşanma davasının reddedilmiş olması, o dava tarihine kadar yaşanan olaylarda davalıya atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı konusunda kesin hüküm oluşturur. Sözü edilen davadan sonra taraflar bir araya gelmediklerine ve davalının fiili ayrılık döneminde bir kusuru iddia ve ispat edilmediğine göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadına kusur yüklenemez....
Temyiz Sebepleri Davalı erkek temyiz dilekçesiyle; kadının aile baskısı ile boşanma davası açtığını, babasından kalan mal varlığından faydalanmak için boşanmayı talep ettiğini, halen davacı kadın ile iletişim halinde olduklarını, tarafların maddî durumları göz önüne alınmadan nafaka ve tazminata hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davasında taraflar arasında eylemli ayrılık nedenine dayanan boşanma şartlarının oluşup oluşmadığı, tazminata esas olacak şekilde bir kusurun mevcut olup olmadığı, tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
TMK'nın 168. maddesinde "Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir." hükmüne yer verilmiş olup boşanma davalarında yetki kesin değildir. Somut olayda; davanın açılması sırasında seçim hakkı davacı tarafta olup birden fazla yetkili mahkemenin bulunması halinde davacı dilediği yetkili yerde davasını açabilir. UYAP üzerinden yapılan araştırmada davacının yerleşim yeri adresinin "Yukarı Bahçelievler Mah. ... Çankaya/Ankara" olduğu, eldeki davada davacının seçim hakkını kullanarak boşanma davasını yerleşim yerinde açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Türk Medeni Kanunu'nun 168. Maddesi gereğince yetkili olan Ankara 13. Aile Mahkemesi'nde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nun 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Ankara 13....