. 2-Mahkemece tarafların uzlaşmaz tavırları ile karşılıklı geçimsizlik oluşturacak davranışlar sergilemeleri nedeniyle eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle 4721 sayılı kanunun 166 ıncı maddesinin dördüncü maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama toplanan delillerden, davacı erkeğin fiili ayrılık döneminde sadakatsiz davranışlar içerisine girdiği davalı kadının da retle sonuçlanan ilk boşanma davasını açarak birlikte yaşamaktan kaçındığı ve boşanma sebebi yarattığı anlaşılmaktadır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/10/2021 NUMARASI : 2020/715 ESAS, 2021/740 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK.nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalının 25.04.2014 tarihinde evlendiklerini ve müşterek çocuklarının bulunmadığını, taraflar arasında daha önce görülen evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenli boşanma davasının, Kayseri 6....
Gerek önceki davada gerekse fiili ayrılık süresi zarfında davacının, davalının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir davranış ispatlanamamıştır. Davalı tarafından 01.07.2009 tarihinde açılan ve kabulle sonuçlanan nafaka davasının gerekçesinde de "kocanın ben artık yapamıyorum diyerek eşini terkettiği, bu sebeple kadının nafaka talebinde haklı olduğu" ifade edilmiştir. Görüldüğü gibi bu kararın gerekçesinde de kocanın, kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir davranışından bahsedilmemiştir. Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, kusurlu olmak yetmez. Bunun yanında boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK.m.174/2)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından asıl davanın kabulü ve birleşen davanın reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, davacı-davalı erkek tarafından TMK 166/4. maddesine dayalı açılan boşanma davasının şartları oluştuğundan bahisle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-davacı kadının, erkek tarafından açılan ilk boşanma davasından sonra eşi ile barışmak istemesinin, davacı-davalı erkeğin önceye dayalı kusurlarını affetmiş olacağı gerekçesiyle davalı-davacı kadının TMK 166/1. maddesine dayalı açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir....
Kusura ilişkin; Taraflar arasında görülüp ret ile sonuçlandırılan boşanma dosyasında erkeğe verilen kusurlar ile kadının açtığı bağımsız tedbir nafakası dosyasında erkeğe verilen kusurların kesinleştiği, mahkemece erkek aleyhine verilen diğer kusurların da ispatlandığı, davalı/karşı davacı kadın aleyhine ise fiili ayrılık döneminde gerçekleşmiş herhangi bir kusur istinadında bulunulmadığı anlaşıldığından mahkemenin kusur belirlemesi ve sonuç olarak erkeğin tam kusurunun bulunmasında isabetsizlik bulunmamıştır. Karşılıklı davaların kabulüne ilişkin; Ankara 4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacının dava dilekçesinde dayanmadığı olaylar hükme esas alınamaz (HMK m. 25/1). Davacı tarafından, davalının kişisel temizliğine özen göstermediği, çocuklarıyla ilgilenmediği ön inceleme aşaması tamamlanana kadar usulüne uygun şekilde (HMK m. 141) vakıa olarak dayanılmamıştır. Ön inceleme aşaması tamamlanana kadar usulüne uygun şekilde (HMK. m. 141) dayanılmayan bir vakıanın, tanık beyanlarından geçtiğinden bahisle davalıya kusur olarak yüklenmesine imkan bulunmamaktadır. Usulüne uygun şekilde gösterilen vakıalar da kanıtlanmamış olup fiili ayrılık da tek başına boşanma sebebi değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından; lehine ve çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarları ve tazminatlar yönünden, davalı(koca) tarafından da; tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı tarafından açılıp reddedilen ilk boşanma davası sırasında davacının kocasını tehdit ettiği ve hakaret ettiği, bundan dolayı ceza mahkemesinde mahkum olduğu, fiili ayrılık süresi içinde de davalının, eşine ve eşinin ailesine sürekli olarak tehditlerde bulunduğu, tarafların bu sebeplerle eşit kusurlu olduklarının anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın...
Boşanma sebebi bulunmadığı halde, retle sonuçlanan davayı açarak boşanma sebebi (TMK m.166/4) yaratan ve birlikte yaşamaktan kaçınan davacı boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurludur. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m.4 TBK m. 50 ve 52 ) dikkate alınarak davalı yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/04/2021 NUMARASI : 2019/793 ESAS 2021/282 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeni İle Boşanma(Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla,Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı ile 21 yıllık evli olduklarını, eşinin bu süre içerisinde düzenli ve sürekli bir işte çalışmadığını, çalıştığı zamanlarda parasını kendisine ve alkole harcadığını, sürekli kendisini çalıştırıp parasını elinden aldığını, bu durumlara itiraz ettiğinde hakaret ve küfür ettiğini, bu sürecin yıllardır devam ettiğini, en son eşinin kendisine " istiyorsan evden gidebilirsin, boşanma davası açabilirsin" dediğini ,bunun üzerine annesinin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma KARAR DÜZELTME İSTEYEN :Davacı Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 16.01.2014 gün ve 25519 - 602 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Davacı kocanın 15.09.2011 tarihinde Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca açmış olduğu boşanma davasının; ilk davanın reddi hakkında verilen hükmün 15.09.2008 tarihinde kesinleşmiş olması nedeniyle, üç yıllık ayrılık süresinin dolmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine de, Dairemizin 16.01.2014 tarih, 2013/25519 esas ve 2014/602 karar sayılı ilamı ile hüküm onanmış, davacı koca tarafından süresinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Dosya kapsamına göre, .......