Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili 16/03/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; tarafların 2014 yılından bu yana ayrı yaşadıklarını, 2015'de açılan davadan bu yana da hiç bir araya gelmediklerini, TMK'nın 166/4. maddesince tarafların boşanma davasının kesinleştiği tarih olan 07.09.2016'dan bu yana ayrı yerde ikamet ettiklerini, sadece kağıt üzerinde devam eden evlilikte ortak hayatın yaklaşık olarak 7 yıldır kurulamadığını, fiili ayrılık dönemine kadının evi terk etmesinin sebep olduğunu belirterek, davanın ıslahının kabulü ile fiili ayrılık nedeni ile tarafların boşanmalarına, halen ödenmekte olan tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı asil ıslah dilekçesine olan cevabında; davacının boşanma davasının reddine, boşanma kararı verilmesi halinde 200.000 TL manevi, 200.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıdan tahsiline, dava tarihinden geçerli olmak üzere 2.500 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir....

Hukuk Dairesi'nin 26/12/2022 tarihli 2022/9207 Esas, 2022/10855 sayılı kararı ile; "Davacı-davalı erkek tarafından açılan fiili ayrılık nedeniyle boşanma(TMK.166/4) davası ile davalı davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine(TMK.166/1) dayalı boşanma davalarında ilk derece mahkemesince, erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Karar hakkında tarafların istinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince; ilk davayı açarak fiili ayrılığa kadının neden olduğu, fiili ayrılık döneminde de erkeğin ispat edilen bir kusurunun bulunmadığı belirtilerek, boşanma hükmünün istinaf edilmeyerek erkeğin davasında kesinleşmesi nedeni ile kadının davası hakkında karar verilnmesine yer olmadığına, tedbir nafakası miktarının arttırılmasına, kadının yoksulluk nafakası ve maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....

Davalı-karşı davacı kadın vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı tarafından daha önce açılan boşanma davasının Ankara Batı 1. Aile Mahkemesinin 2010/536 esas ve 2011/229 karar sayılı ilamı ile reddedildiğini ve kararın 2012 yılında kesinleştiğini, bu karar sonrasında eşlerin yeniden bir araya gelmediklerini belirterek fiili ayrılık sebebiyle (TMK md. 166/4) tarafların boşanmalarına davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/4. Maddesi uyarınca boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile 5.000,00 TL maddi tazminata, davalı-karşı davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine hükmedilmiştir....

Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2008/17 esas, 2009/32 karar sayılı dosyası ile davacı erkek tarafından açılan ve reddedilen boşanma davasına ilişkin kararın kesinleştiği, tarafların reddedilen boşanma davasından sonra bir araya gelmedikleri ve 3 yıllık sürenin geçtiği, ne var ki anılan davada tarafların kusur durumunun tespit edilmediği, eldeki davaya göre tarafların eşit kusurlu olduğu belitilerek, tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davanın TMK 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuksal sebebine dayalı olarak açıldığı, retle sonuçlanan boşanma davasını davacı erkeğin açtığı, o davadan sonra ortak hayatın yeniden kurulamadığı, eylemli ayrılık döneminde boşanmayı gerektiren kusurlu yeni bir vakıanın meydana gelmediği, bu haliyle ilk boşanma davasını açarak fiili ayrılığı başlatan ve boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır....

    Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/697 Esas, 2012/634 karar sayılı boşanma davasındaki ret kararının kesinleşme tarihi olan 21/05/2013 tarihinden dava tarihi olan 10/10/2016 tarihine kadar kesintisiz 3 yıl boyunca fiili ayrılık olmadığı gerekçesiyle fiili ayrılık hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verildiği, davalı kadın lehine aylık 300,00- TL tedbir nafakasına hükmedildiği anlaşılmıştır. Karara ilişkin davacı tarafın istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

    Dosyanın tetkikinden, tarafların bölge adliye mahkemesi tarafından kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında; kadının fiili ayrılık döneminde hastanede yatan eşinin tedavisi ile ilgilenmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, ortak çocuğa şiddet uygulayarak evi terk eden ve fiili ayrılık döneminde ... görevlerini yerine getirmeyen erkek eş ile eve dönen eşine hakaret ederek onu istemediğini söyleyen ve fiili ayrılık döneminde hastanede yatan eşinin tedavisi ile ilgilenmeyen kadın eş eşit kusurludur. Bu itibarla, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulmasını gerektirmiştir. 3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir( TMK m.174)....

      Aile Mahkemesi'nin 2008/216 Esas 2008/903 Karar sayılı ilamı ile boşanma davasının reddine karar verildiği, davacı - karşı davalı erkeğin bu kez fiili ayrılık nedeni ile boşanma davası açtığı, davalı tanıklarının anlatımlarından davacı - karşı davalı erkeğin iş sebebi ile müşterek haneden ayrıldığının ve geri dönmediğinin sabit olduğu, davalı - karşı davacı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda herhangi bir kusurlu davranışı bulunmazken davacı - karşı davalı erkeğin evine geri dönmeyerek ve eski eşi ile yaşamaya başlayarak sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği ve evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olduğundan bahisle her iki davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1 ve 166/son maddeleri uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuk Ece'nin yargılama safhasında ergin olması karşısında velayet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, çocuk yararına dava tarihinden ergin olduğu 21/06/2017 tarihine kadar aylık 400 TL tedbir nafakasının davacı - karşı davalıdan alınarak davalı - karşı davacı...

      yersizdir. 2-Mahkemece, tarafların Türk Medeni Kanununun 166. maddesinin (4) fıkrasında yer alan fiili ayrılık sebebiyle boşanmalarına karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca açılan davalar Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde düzenlenen "fiil ayrılık" hukuki sebebine dayalıdır. Davalı-davacı erkeğin, dava dilekçesinde daha önce açtığı ve retle sonuçlanan ...Aile Mahkemesinin 2011/384 esas, 2011/1056 karar sayılı boşanma davasının ret ile sonuçlandığını ve o tarihten itibaren evlilik birliğinin yeniden tesis edilemediğini belirtmektedir. O halde, davalı-davacı erkeğin Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde düzenlenen "fiili ayrılık" hukuki sebebine dayanan bir boşanma davasının mecut olduğu ortadadır....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı - birleşen dosya davacısı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Asıl davada eşit kusurlu, birleşen davada tam kusurlu bulunması, reddedilen boşanma davası, kabul edilen asıl boşanma davası, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri, velayet, aleyhine vekalet ücreti, yargılama gideri,aleyhine tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, fiili ayrılık nedeni ile boşanma ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....

          UYAP Entegrasyonu