(HMK'nun 33. madde) Davacı vekilinin dava dilekçesindeki açıklamalardan; talebinin TMK'nun 166/1- 2 maddesine dayalı boşanma davası olmayıp, TMK'nun 166/son maddesinde yer alan fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davası olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, TMK'nun 166/son maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hukuki vasıflandırmada hataya düşülerek, TMK'nun 166/1 maddesi gereğince davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Öte yandan; gerekçede, TMK'nun 166/1 ve TMK'nun 166/son maddesi uyarınca değerlendirme yapıldıktan sonra, TMK'nun 166/1 maddesi uyarınca hüküm kurulmuş olması da çelişkiye sebebiyet vermiştir....
Davacı erkeğin bu davası ise mahkemece, “Açılan davada; davacı dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde tanık dahil hiçbir delile dayanmadığı... davacı tarafça da ispata yönelik, inandırıcı ve somut deliller de gösterilmediği ve dava ispatlanamadığı” gerekçesiyle reddedilmiş ve erkeğin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine ilgili bölge adliye mahkemesince “dava dilekçesindeki açıklamalardan davanın TMK 166/son maddesine göre fiili ayrılık hukuki nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası olduğu, buna ilişkin dosya numaralarını dilekçesinde açıkça bildirmesine rağmen, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayanılarak yargılamanın yürütülmesinin yerinde görülmediği ancak; erkeğin dava dilekçesinde boşanma davasına ilişkin dosya numaralarını bildirmiş olsa da dosyalar ve tarafların adres kayıt sistemindeki adreslerinin farklı olmasının tek başına tarafların 3 yıl boyunca biraraya gelmediklerini ispata yeterli olmadığı, bu suretle davacının davalı ile biraraya...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI 1.İlk Derece Mahkemesinin15.02.2022 tarih ve 2019/498 Esas, 2022/43 Karar sayılı kararı ile; erkek tarafından kadına karşı açılan boşanma davasının, Mahkemenin 2015/112 Esas, 2015/365 Karar sayılı dosyası ile reddedildiği ve 19.09.2016 tarihinde kesinleştiği, eldeki asıl davanın 06.11.2019 tarihinde, reddedilen ilk boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren üç yıl geçtikten sonra açıldığı, reddedilen ilk boşanma davasından sonra fiili ayrılığın devam ettiği, ortak hayatın yeniden kurulamadığının anlaşıldığı ve fiili ayrılık nedeniyle davanın kabulü şartlarının oluştuğu, reddedilen ilk davada, erkeğin evden nedensiz ayrıldığı gibi reddedilen ilk boşanma davasını açarak fiili ayrılığa neden olduğu, erkeğin fiili ayrılık döneminde başka bir kadınla ilişkisi olduğu ve bu ilişkisinden 29.03.2017 doğumlu evlilik dışı bir çocuğu bulunduğu, erkeğin fiili ayrılık döneminde sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, kadının ise isnat edilmiş ve ispatlanmış bir kusurunun...
DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; Tarafların 25/03/1985 tarihinde evlendiklerini, müşterek reşit üç çocuklarının olduğunu, müvekkili tarafından Samsun 3.Aile Mahkemesinin 2014/65 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtıklarını, davanın reddine karar verildiğini, bu kararın 09/09/2015 tarihinde kesinleştiğini, üzerinden 3 yıldan fazla süre geçtiğini, eşler arasında fiili birliktelik sağlanamadığını belirterek fiili ayrılık nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/02/2020 NUMARASI : 2019/195 ESAS, 2020/119 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Dairemizin 10/07/2020 tarih, 2020/461 Esas, 2020/433 Karar sayılı ilamının Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 12/11/2020 tarih ve 2020/4434 Esas, 2020/5729 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş olması nedeniyle dosyanın dairemizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılarak duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 11/03/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların evli olduklarını, çocuklarının bulunmadığını, davalının evlilik birliği görevlerini yerine getirmediğini, evden habersizce gittiğini, hakaret ettiğini, müvekilinin, davalı aleyhine Kayseri 3....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/02/2020 NUMARASI : 2019/195 ESAS, 2020/119 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Dairemizin 10/07/2020 tarih, 2020/461 Esas, 2020/433 Karar sayılı ilamının Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 12/11/2020 tarih ve 2020/4434 Esas, 2020/5729 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş olması nedeniyle dosyanın dairemizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılarak duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 11/03/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların evli olduklarını, çocuklarının bulunmadığını, davalının evlilik birliği görevlerini yerine getirmediğini, evden habersizce gittiğini, hakaret ettiğini, müvekilinin, davalı aleyhine Kayseri 3....
Fiili ayrılık nedenine dayalı bu boşanma davasında boşanma kararı için kusur araştırılması gerekmez. Kusur, boşanmanın eki olan nafaka ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde bir unsur olarak araştırılması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık boşanma hukuki sebebine dayalı olarak açılmıştır. Mahkemece, feragat nedeniyle verilen ret kararının kesinleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının daha önce açtığı boşanma davası feragat sebebiyle reddedilmiş, feragat tarihinden itibaren boşanma davasının açıldığı 11.12.2015 tarihine kadar üç yıl geçtiği anlaşılmaktadır. Feragat davaya son veren bir taraf usul işlemidir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 311. maddesi uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat nedeniyle verilen ret kararının tebliğe çıkartılarak kesinleşme işleminin yaptırılmasına gerek yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Davalıdan kaynaklanan kusurlu bir davranışın varlığı kanıtlanamamıştır. Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değildir. Terk hukuki sebebine dayalı açılmış bir boşanma davası da bulunmamaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, TMK'nun 166/son maddesi gereğince fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davasıdır. İnceleme HMK.m.355 hükmü gereğince davacı ve davalı istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı olan hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve davacı ve davalı tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; TMK'nun 166/son. maddesi gereğince boşanma kararı verilebilmesi için önceki boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra üç yıldır her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulmadığının davacı tarafça kanıtlanması zorunludur. Davacı tarafından davalı aleyhine terk sebebiyle açılan boşanma davasının Manisa 2....