Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Karşı Oy; Karabağlar Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından fakir vatandaşlara dağıtılmak üzere, sanık ...'in torbalar halinde teslim aldığı kömürlerin dağıtım ve yükleme işini yapmak üzere hamal olarak çalıştırdığı sanıklar ..., ... ve ... marifetiyle araçlarına yükleterek, dağıtım için açık pazaryerine getirdiği 29 ton kömürün büyük bir kısmını dağıttıktan sonra, geriye kalan 148 torba üzerindeki "para ile satılamaz" yazılarını tinerle silmelerini istediği, sanıkların kabul etmemesi üzerine "birkaç fakir gazi ailesi var onlara dağıtacağım, sorumluluk bana aittir" diye ısrar etmesi üzerine, sanıkların torbalar üzerindeki satılamaz yazılarını sildikleri sırada ihbar üzerine adli zabıta görevlileri tarafından yakalandıkları olayda; Suça konu kömürleri Kaymakamlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan hak sahiplerine dağıtılmak üzere teslim alanın sanıklar olmayıp, sanık ... olması, sanıkların ise ...'...

    müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir....

    diye sorduğu, mağdurun tanıdığı yardıma muhtaç insanlar bulunduğunu söylemesi üzerine "gel o zaman" diyerek bir sokağa doğru götürdüğü, cüzdanını çıkarmak üzere elini cebine uzattığı sırada, benzer dolandırıcılık olayları nedeniyle tanıdıkları sanığın yanına gelen sivil polisler tarafından yakalandığı, üzerinde yapılan aramada cüzdanında 2 adet tedavülden kalmış Brezilya parası bulunduğunun anlaşıldığı olayda, eyleminin dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Adli para cezasının tayini sırasında "takdiren" denilmek suretiyle alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir. Orjinal oldukları, ancak tedavülden kalktıkları anlaşılan adli emanetin 2010/5511 sırasında kayıtlı Brezilya paraları hakkında mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür....

      nın oğluyum, nasıl beni tanımazsın ben senin ekmeğini yedim, sen beni büyüttün” dediği, müştekinin de taksici ... isimli şahsı tanıması nedeniyle sanığı iş yerine davet ederek çay ikram ettiği, sanığın, yanında bulunan çocuğu oğlu olarak tanıttığı, müştekinin “burada ne işin var” demesi üzerine sanığın, aracında fakirlere dağıtılmak üzere gıda maddesi bulunduğunu, bunları dağıtmak için fakir şahışlar aradığını söylediği, müştekinin de sanığa " ben fakir birilerini bulurum, sen bana telefon numaranı bırak, ben daha sonra seni ararım " demesi üzerine sanığın önce telefon numarasını söylediği, ancak hemen akabinde müştekiye " sen telefonunu bana ver, numarayı ben kaydedeyim " diyerek müştekinin cep telefonunu aldığı ve telefonu kaydettiği sırada oğlu olarak tanıttığı çocuğun işyeri önünde bulunan aracı çalıştırdığı ve aracın hareket etmeye başladığı sırada sanığın “arabamı kaçırdılar” diyerek elinde bulunan telefon ile araca binip ortadan kaybolduğu anlaşılmakla, eyleminin dolandırıcılık...

        Din, bir topluluğun sahip olduğu kutsal kitap, peygamber ve Allah kavramını da genellikle içinde bulunduran inanç sistemi ve bu sisteme bağlı olarak yerine getirmeye çalıştığı ahlaki kurallar bütünüdür. Dini inanç, dine inanan, belirli bir dine mensup kişinin duygularıdır. Bir insanın dini inanç ve duyguları ile, doğup büyüdüğü, terbiyesini aldığı ailesi, çevresi ve içinde bulunduğu toplum arasında çok sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların, önem verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalı, bu suretle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olmalıdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık HÜKÜM : TCK'nın 158/1-a, 35, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler , sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık ...'un yolda yürümekte olan müştekinin yanına gelerek elini tutup, tokalaşıp kendisi ile kucaklaştığı, "beni tanımadın mı?" diyerek, akşama mevlit okutacaklarını, gelip gelemeyeceğini sorduğu, müştekinin kendisini tanımadığını söylemesine rağmen ısrarla mevlide çağırdığı, sanığın dedesinin hacda öldüğünü, kalan parasının vasiyeti ile fakir fukaraya dağıtacaklarını, köyde yardıma muhtaç çocuklar olup olmadığını sorduğu bu sırada diğer sanık ...' nin de yanlarına geldiği sanık ...'un "seni amcamla tanıştıracağım, amcam yeni Almanya'dan geldi” diyerek sanık ... ile müştekiyi tanıştırdığı, sanık ...'...

            Yapılan istinaf incelemesi sonucunda, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Ankara Kocattepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin 23.02.2017 tarihli raporu ile davacının iş göremezlik derecesinin %72 olarak ve yardıma muhtaç olmadığının belirlendiği, S.S....

            İş Mahkemesi’nin 2017/457 E sayılı dosyasında bakım parası talebinde bulunduklarını ve davanın derdest olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, zamanaşımı itirazında bulunulduğunu, davacının yardıma muhtaç olmadığını açık bir şekilde beyan ettiklerini, kaldı ki SGK bünyesinde yapılan tahkikat sonucunda yardıma muhtaç olmadığının tespit edildiğini, Konya 1. İş Mahkemesi’nde görülen davada aldırılan sağlık kurulu raporu ve hesap bilirkişisi raporunda davacının başka birinin yardımına muhtaç olmadığının kabul edildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : TCK'nın 158/1-a, 53, 52/2-4, CMUK'un 326/son maddeleri gereğince mahkumiyet ve kazanılmış hakkın korunması Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, kimlik bilgileri tespit edilemeyen bir arkadaşının pazara alış veriş yapmak üzere giden 75 yaşlarındaki katılana yaklaşarak "teyze nasılsın" dedikten sonra elini öpüp "oğlun nasıl çalışıyor mu" diyerek yakınlık kurduğu, dedesinin öldüğünü, bunun için mevlid okuttuğunu ve fakirlere hayır yapmak istediğini,tanıdığı fakir insanlar olup olmadığını sorduğu, ... sayılı adreste bulunan binayı gösterip mevlidin bu binadaki evinde okutulduğunu, oraya gitmeleri gerektiğini söyleyerek birlikte binanın giriş kapısına gittikleri, bina girişinde, fakirlere dağıtılmak üzere 1500 TL'yi katılana verdiği, bu sırada sanık ...'...

              İş Mahkemesi'ndeki davanın derdest olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, davacının yardıma muhtaç olmadığını, kaldı ki SGK bünyesinde yapılan tahkikat sonucunda yardıma muhtaç olmadığının tespit edildiğini, ... 1. İş Mahkemesinde görülen davada aldırılan sağlık kurulu raporu ve hesap bilirkişisi raporunda davacının başka birinin yardımına muhtaç olmadığının kabul edildiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. 2.Davalı SGK vekili davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... Kocattepe Sağlık Sosyal Güvenlik merkezinin 23.02.2017 tarihli raporu ile davacının iş göremezlik derecesinin %72 olarak ve yardıma muhtaç biri olmadığının belirlendiği, S.S....

                UYAP Entegrasyonu