Karşı Oy; Karabağlar Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından fakir vatandaşlara dağıtılmak üzere, sanık ...'in torbalar halinde teslim aldığı kömürlerin dağıtım ve yükleme işini yapmak üzere hamal olarak çalıştırdığı sanıklar ..., ... ve ... marifetiyle araçlarına yükleterek, dağıtım için açık pazaryerine getirdiği 29 ton kömürün büyük bir kısmını dağıttıktan sonra, geriye kalan 148 torba üzerindeki "para ile satılamaz" yazılarını tinerle silmelerini istediği, sanıkların kabul etmemesi üzerine "birkaç fakir gazi ailesi var onlara dağıtacağım, sorumluluk bana aittir" diye ısrar etmesi üzerine, sanıkların torbalar üzerindeki satılamaz yazılarını sildikleri sırada ihbar üzerine adli zabıta görevlileri tarafından yakalandıkları olayda; Suça konu kömürleri Kaymakamlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan hak sahiplerine dağıtılmak üzere teslim alanın sanıklar olmayıp, sanık ... olması, sanıkların ise ...'...
Sanığın, mağdurların işyerlerine giderek 12 Şubat okulu aile birliği adına çalıştığını ve fakir öğrencilere yardım topladığını beyan ederek menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda; sanığın aşamalardaki tüm savunmalarında, üç çocuğu olduğunu ve yardıma muhtaç olduklarını, bundan utandığı için bu şekilde davrandığını, suç işleme kastıyla hareket etmediğini beyan etmesi ve mağdurlardan para değil; erzak, kırtasiye malzemesi veya öğrenciler için gerekli ve ekonomik değeri az olan eşyalar istemesi, mağdurların da malzeme veya para yardımında bulunurken, okula giden ve maddi durumu zayıf çocuklar için yardımda bulunmaları ve sanığın okul çağında bulunan çocuklarının da verilen malzemelere ve paraya ihtiyaç duyduklarının açıkça belli olması nedeniyle şikâyetçi olmayan mağdurların sakatlanan iradeleri söz konusu olmaksızın rıza ile yardım amaçlı hareket etmeleri hususları birlikte değerlendirildiğinde, suçun yasal unsurlarının oluşmadığının anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki bozma düşüncesine...
müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir....
diye sorduğu, mağdurun tanıdığı yardıma muhtaç insanlar bulunduğunu söylemesi üzerine "gel o zaman" diyerek bir sokağa doğru götürdüğü, cüzdanını çıkarmak üzere elini cebine uzattığı sırada, benzer dolandırıcılık olayları nedeniyle tanıdıkları sanığın yanına gelen sivil polisler tarafından yakalandığı, üzerinde yapılan aramada cüzdanında 2 adet tedavülden kalmış Brezilya parası bulunduğunun anlaşıldığı olayda, eyleminin dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Adli para cezasının tayini sırasında "takdiren" denilmek suretiyle alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir. Orjinal oldukları, ancak tedavülden kalktıkları anlaşılan adli emanetin 2010/5511 sırasında kayıtlı Brezilya paraları hakkında mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür....
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacı sigortalının Kurumca(SGK) belirlenen %77 oranındaki maluliyetine göre yardıma muhtaç olmadığı tespitinin yapıldığı, buna karşılık Tıp Merkezinin sağlık kurulu raporunda kazalının “yardıma muhtaç olduğu” değerlendirmesinde bulunulduğu ve Mahkemenin bu raporu dikkate alarak davacının yardıma muhtaç olduğu kabulüne göre eldeki davayı bakıcılık gideri bakımından neticelendirdiği, kazalının bakiye ömrünün TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirlendiği, son olarak da husumetten reddine karar verilen protez bedeline ilişkin davada davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır. İnceleme konusu kararda öncelikle halledilmesi gereken uyuşmazlık davacı kazalının “yardıma muhtaç” olup olmadığı ve giderek kendisi lehine bakım giderine hükmedilip hükmedilemeyeceği hususlarında toplanmaktadır. ./.. Kazalı sigortalı, bazen iş kazası nedeniyle bakıma muhtaç hale gelebilir....
nın oğluyum, nasıl beni tanımazsın ben senin ekmeğini yedim, sen beni büyüttün” dediği, müştekinin de taksici ... isimli şahsı tanıması nedeniyle sanığı iş yerine davet ederek çay ikram ettiği, sanığın, yanında bulunan çocuğu oğlu olarak tanıttığı, müştekinin “burada ne işin var” demesi üzerine sanığın, aracında fakirlere dağıtılmak üzere gıda maddesi bulunduğunu, bunları dağıtmak için fakir şahışlar aradığını söylediği, müştekinin de sanığa " ben fakir birilerini bulurum, sen bana telefon numaranı bırak, ben daha sonra seni ararım " demesi üzerine sanığın önce telefon numarasını söylediği, ancak hemen akabinde müştekiye " sen telefonunu bana ver, numarayı ben kaydedeyim " diyerek müştekinin cep telefonunu aldığı ve telefonu kaydettiği sırada oğlu olarak tanıttığı çocuğun işyeri önünde bulunan aracı çalıştırdığı ve aracın hareket etmeye başladığı sırada sanığın “arabamı kaçırdılar” diyerek elinde bulunan telefon ile araca binip ortadan kaybolduğu anlaşılmakla, eyleminin dolandırıcılık...
Din, bir topluluğun sahip olduğu kutsal kitap, peygamber ve Allah kavramını da genellikle içinde bulunduran inanç sistemi ve bu sisteme bağlı olarak yerine getirmeye çalıştığı ahlaki kurallar bütünüdür. Dini inanç, dine inanan, belirli bir dine mensup kişinin duygularıdır. Bir insanın dini inanç ve duyguları ile, doğup büyüdüğü, terbiyesini aldığı ailesi, çevresi ve içinde bulunduğu toplum arasında çok sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların, önem verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalı, bu suretle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık HÜKÜM : TCK'nın 158/1-a, 35, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler , sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık ...'un yolda yürümekte olan müştekinin yanına gelerek elini tutup, tokalaşıp kendisi ile kucaklaştığı, "beni tanımadın mı?" diyerek, akşama mevlit okutacaklarını, gelip gelemeyeceğini sorduğu, müştekinin kendisini tanımadığını söylemesine rağmen ısrarla mevlide çağırdığı, sanığın dedesinin hacda öldüğünü, kalan parasının vasiyeti ile fakir fukaraya dağıtacaklarını, köyde yardıma muhtaç çocuklar olup olmadığını sorduğu bu sırada diğer sanık ...' nin de yanlarına geldiği sanık ...'un "seni amcamla tanıştıracağım, amcam yeni Almanya'dan geldi” diyerek sanık ... ile müştekiyi tanıştırdığı, sanık ...'...
Yapılan istinaf incelemesi sonucunda, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Ankara Kocattepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin 23.02.2017 tarihli raporu ile davacının iş göremezlik derecesinin %72 olarak ve yardıma muhtaç olmadığının belirlendiği, S.S....
İş Mahkemesi’nin 2017/457 E sayılı dosyasında bakım parası talebinde bulunduklarını ve davanın derdest olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, zamanaşımı itirazında bulunulduğunu, davacının yardıma muhtaç olmadığını açık bir şekilde beyan ettiklerini, kaldı ki SGK bünyesinde yapılan tahkikat sonucunda yardıma muhtaç olmadığının tespit edildiğini, Konya 1. İş Mahkemesi’nde görülen davada aldırılan sağlık kurulu raporu ve hesap bilirkişisi raporunda davacının başka birinin yardımına muhtaç olmadığının kabul edildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "......