Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kadastro Mahkemesi'nin E.2013/43 sayılı dosyası üzerinden hükme bağlanan kadastro tespitine itiraz davasında davalının davacıya 6.000 Dolar borçlu olduğunu ikrar ettiği, 2.000 Dolar ödeme yaptığını ispatlayamadığı, yemin deliline de dayanmadığı, kadastro tespitine itiraz davasının açıldığı tarihten itibaren işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de ödeme emrinin tebliği ile borçlunun temerrüde düştüğü gözetildiğinde işlemiş faize ilişkin takibin iptali gerektiği, davanın kısmen kabulü ile 2.000 ABD Doları karşılığı 4.750,00 TL'ye yönelik takibe itirazın iptaline, işlemiş faize ilişkin takibin iptaline,denilmiştir....

    Davacının işlemiş faize ve faiz oranına ilişkin istinafının değerlendirilmesinde, Davacı faize de itiraz etmiştir. Takip dayanağı belge, bono niteliğinde olduğundan taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, 3095 sayılı Yasada yer alan ticari temerrüt faizine ilişkin 2 ve 3. maddelerinde öngörülen ticari reeskont faiz oranının (avans faiz oranlarının) uygulanması gerekir. Takibe konu senedin vade tarihi olan 20/12/2019 tarihinden takip tarihi olan 27/11/2020 tarihine kadar avans faizi üzerinden yapılan hesaplamada 4.136,43 TL işlemiş faiz talep edebileceği anlaşılmıştır. Davalının işlemiş faiz talebi daha az olduğundan işlemiş faize yönelik itirazın reddinde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Asıl alacağa takipten itibaren 3095 Sayılı Yasa'nın 2/2. maddesi uyarınca değişen oranlarda avans faizi talebi yerindedir....

    KARAR Davacı, davalının açtığı ihaleye katılarak tıbbi malzeme teslimine ilişkin sözleşme yapıldığını, sözleşme gereğince malzemeleri teslim ettiğini ancak fatura bedellerinin ödenmediğini, yapılan takibe davalının faiz yönünden itiraz ettiğini ileri sürerek, işlemiş faize yönelik itirazın iptali ile şimdilik 10.000 TL. Üzerinden itirazın iptaline ve % 40 inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, temerrüt oluşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, talebe göre 10.000 TL....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun icra mahkemesine başvurusu faize itiraz ve ilamın zamanaşımına uğradığı iddiasına yöneliktir. Mahkemece faize itiraz incelenip buna yönelik karar verilmiş ise de zamanaşımı konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu nedenle eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

        -TL.işlemiş faize itiraz etmiş, kısmi itiraz sebebiyle itiraz edilmeyen kısım kesinleşmiş ve dava da itiraz olunan 2.969.64.-TL.lik kısma ilişkin olarak açılmıştır. Mahkemece HUMK.nun 74.maddesine aykırı düşecek biçimde, dava konusu yapılmayan ve itiraza uğramayan ana paraya ilişkin bölüm de dahil edilerek 4.531.40.-TL.üzerinden hüküm tesis edilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl alacak kabul edilerek ve fakat şartları oluşmadığı için işlemiş faize itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında hukuki yararın bulunmadığını, sadece işlemiş faize itiraz edildiği halde genel anlamda itirazın iptali istenemeyeceğini, süresinde faturaya itiraz edilmemesinin vadenin kabul edildiği anlamına gelmeyeceğini savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalı borçlunun aleyhine başlatılan icra takibinde asıl alacak tutarına bir itiraz etmediği, asıl alacak tutarını ödediği, sadece faiz tutarına itiraz ettiği, şartları oluşmayan bir alacak kalemi için icra takibi başlatılması ve itiraz üzerine huzurdaki davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....

            Sayılı dosyası ile aleyhine yürütülen icra takibi nedeniyle düzenlenen------ ve köttiniyetle itiraz ettiğini, bu haksız ve kötü niyetli itirazında borca ve faize soyut olarak itiraz ettiğini, haksız ve kötüniyetli borçlunun vaki İtirazı hukuken muteber olmayıp iptalinin gerektiğini, davacı-------- başladığım....

              Davalı borçlu 14.02.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkiline ait arazinin ... tarafından 30.12.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiralandığını, yıllık kira bedelinin 370 kg. buğday bedeli baz alınarak hesaplanacağını, müvekkilinin 2013 yılına ait kira alacağının 113.050,00 TL olduğunu, kiracı ... aleyhine 2013 yılına ait kira borcunu ödemediğinden 113.050 TL asıl alacak ve faizi için icra takibi başlatıldığını, borçlu ...’in bu icra dosyasına 96.671,30 TL ödediğini, kalan borca ise itiraz ettiğini, müvekkilinin 2013 yılına ait kira alacağı halen tam olarak ödenmemişken ... tarafından 2013 yılına ait 20.000 TL fazla ödeme yaptığı iddiası ile söz konusu 20.000 TL’nin mahsubu için başlattığı icra takibinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir....

                Davalı borçlu icra takibine hem asıl alacak, hem de faiz yönünden itiraz etmiş olduğu halde, mahkemece sadece faize itiraz edilmiş gibi değerlendirme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra Hukuk Mahkemelerinin dar yetkili mahkemeler olması nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, görevli mahkemede dava açılmadığını, borca ve ferilerine itiraz sürelerinin kanunla düzenlendiğini, davacıların iş bu takibe süresinde itiraz etmediklerini ve gecikmiş itirazın hak düşürücü sürelerini de kaçırdıklarını, davanın zamanaşımından dolayı reddinin gerektiğini, davacıların müddetinde dava konusu faize hiçbir suretle itiraz etmediklerini ve bu yönde bir kayıt da bırakmadıklarını, faize dolayısıyla tutara itiraz etmeme yönündeki iradelerinin devamı niteliğinde davacıların dosya borcunun tamamını üç farklı zamanda ödeyerek icra dosyasını kapattıklarını, icra dosyasının bakiye borcun tamamının ödenerek infaz olduğunu, davanın kabulünün hukuken mümkün olmadığını, itirazın-gecikmiş itirazın en geç takibin tahsil olunmadan önce yani derdest olduğu anda yapılabileceğini, davacıların itirazının kayıt eklemeden borcu ödeyip akabinde ferisi...

                  UYAP Entegrasyonu