Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

verilmesi ve buna dair kapak hesabı yapılmasını talep ettiklerini, müdürlükçe 16/07/2020 tarihli kararla taleplerinin reddedildiğini, işlemiş faize ve talep edilen faiz oranına dair icra emrinin iptali için Gebze 2....

Mahkemece, davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı, dava ve birleşen dava dilekçelerinde istediği manevi tazminat miktarının faizi ile ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece bu isteğe rağmen hüküm altına alınan tazminat miktarı için faize hükmedilmemiştir. Şu durumda mahkemece, hükmedilen tazminatlara dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerekirken faiz istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden faize hükmedilmemiş olması doğru değil ise de, bu yanılgı yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı HUMK 438. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenle hüküm fıkrasının asıl ve birleşen davalarla ilgili ilk paragraflarında yer alan "......

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu ... vekili faize faiz talep edildiğini, ileri sürerek borca ve faize itiraz etmiş, Mahkemece, dayanak ilamın Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin ... sayılı ilamı ile bozulduğu, Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda yeniden karara bağlandığı, bozma üzerine verilen ilam doğrultusunda yeniden hesaplama yapılacağı, bu haliyle talebin konusuz kaldığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir....

      Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.'' düzenlemesine yer verilmiştir. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu'nun 2. maddesinde; "Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları, gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere uygulanır" denildikten sonra, görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlığını taşıyan 7. maddesinde aynen ''Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır.'' düzenlemesi getirilmiştir....

      İlamların infaz edilecek kısımları hüküm bölümleri olup, hükümlerin içeriğinin aynen infazı zorunlu olduğundan ve hükmün faize ilişkin bölümünde açıkça “reeskont faizine” hükmedildiğinden T.C. Merkez Bankasınca belirlenmekte ve ilan edilmekte olan reeskont oranı üzerinden hesap yapılmalıdır (HGK.nun 03.03.2010 tarih, 2010/12-124 E.-2010/110 K.). Zira, ilamların infaz edilecek hüküm bölümlerinin icra mahkemesince yorum yolu ile belirlenmesi mümkün bulunmamaktadır (HGK.nun 08.10.1997 tarih, 1997/12-517 E.-1997/776 K. sayılı kararı). Mahkemece, T.C. Merkez Bankasınca belirlenmekte ve ilan edilmekte olan reeskont faiz oranları listesi getirtilerek bu oranlar üzerinden hesap yaptırılması gerekirken, yasal faize göre hesap yapıldıktan sonra reeskont faiz istemli ancak denetlenmemiş talebe bağlı kalınarak sonuca varan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru değildir....

        DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 149, 150/ı maddeleri uyarınca ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinde hesap özeti, kat ihtarı tebliğ edilmediği iddiasıyla takibin iptali şikayeti ve faiz oranına itiraza ilişkindir. Şikayetin niteliği itibariyle süresiz şikayete tabi olup, faize itirazın yasal süresinde olduğu anlaşılmıştır. Dairemizin 2018/605 E. 2018/2065 K. sayılı kararında şikayet yönünden kararın gerekçesiz olduğu, faize itiraz yönünden de değerlendirme yapılmadığı gerekçesiyle HMK'nın 353/1- a/6. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar verilmiş, kaldırma kararımızdan sonra mahkemece faize itiraz yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ise de, daha sonra takip talebinde faiz talebi bulunmadığı gerekçesiyle bilirkişi incelemesinden vazgeçilerek davanın reddine karar verilmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, ilamlı icra takibinde faize faiz talep edildiği ve mükerrer takip yapıldığı şikayeti ile iptali istemine ilişkindir. Geyve İcra Müdürlüğü'nün 2021/391 esas sayılı dosyasının tetkikinden; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu T1 ve dava dışı borçlu Bülent Avcı aleyhine Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 10/03/2021 tarih 2017/344 esas 2021/178 karar sayılı ilamına dayalı olarak takip başlatıldığı, takipte talep edilen alacak kalemlerinin işlemiş faiz kalemlerini de kapsar şekilde toplam alacak için takip tarihinden itibaren işleyecek faizin de talep edildiği, mahkemece şikayet üzerine "maddi tazminat faizi" ve "manevi tazminat faizi" kalemlerine işletilecek faiz yönünden takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır....

        Borçlu vekili vasıtasıyla icra mahkemesine sunduğu dilekçesiyle; ilamda kıdem tazminatı, ücret alacağı ve fazla mesai ücreti alacağı için akdin feshi, diğer alacak içinde temerrüt tarihlerinden itibaren faize hükmedildiği açıkça bir tarihe hükmedilmediğinden, karar tarihinden itibaren faiz istenebilecek iken daha önceki tarihlerden itibaren istenerek, fahiş faiz talebinde bulunulduğunu, bu nedenle 22.469,74 TL faizin tenzilini talep etmiştir. Mahkemece takip dayanağı ilam ve ilam hükmüne esas alınan bilirkişi raporu içeriğine göre alacaklara akdin feshi ve temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, takip tarihinden sonraki faiz oranına yönelik şikayet niteliğindedir. Somut olayda, davalı alacaklı tarafça, davacı borçlu aleyhine, kredi sözleşmesi sebebiyle başlatılan ilamsız icra takibinde, davalı alacaklı tarafça yıllık %40,09 oranında işlemiş ve işleyecek faiz talebinde bulunulduğu görülmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 88. maddesindeki; “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir....

          Ancak böyle bir durumda borçlu, ihtarnamedeki kesinleşen borç miktarına takip tarihine kadar işletilen faiz miktarına ve faiz oranına itiraz edebilir. Somut olayda, İİK'nun 150/ı maddesine uygun şekilde asıl borçlu ve ipotek verenler adına çıkarılan hesap kat ihtarına itiraz edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmekle borçlunun alacak miktarına yönelik iddialarını icra mahkemesinde ileri sürmesi mümkün olmayıp, ancak İİK'nun 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/1- 2. maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep edebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığını ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarını, ayrıca işleyecek faiz oranını şikayet konusu yapabilir....

          UYAP Entegrasyonu